IMF uyarılarındaki çelişkiler
IMF'nin Türkiye Masası Şefi Moghadam, bu hafta işlerini tamamladıktan sonra yaptığı basın toplantısında "Türkiye'de üç sorun var" demiş. Bunları, yüksek borçluluk ve reel fazi oranları, işsizlik ve bölgesel dengesizlik olarak sıralamış. Gazetelerde böyle yer aldı. Bu değerlendirme dikkate alınsa ve sorunlarımızın sadece bunlar olduğu anlaşılsa, biz işi çoktan halletmişiz demektir. Sayın Moghadam'ın, cari açığı, YTL'nin aşırı değerlenmesini, yoksulluğu, sürdürülebilir büyüme aşamasına hala erişilemediğini, kayıtdışı ekonominin boyutlarını, kamu hizmetleri ve harcamalarındaki kalite düşüklüğünü sorun olarak görmediği anlaşılıyor. IMF Türkiye Masası Şefi'nin belirttiği üç sorun bilgimiz dışındaki konular değil. Nasıl çözümleneceğini de hükümet dahil, hepimiz biliyoruz. Kaynak yaratıp, bu sorunlara yönelik politikaları kesintisiz uygularsak zaman içinde halledilmemeleri için bir neden yok. Bunları çözmek için IMF'ye de ihtiyacımız olduğu söylenemez. Bu konu üzerinde düşünürken ve iyimserliğin nereden geldiğini bulmaya çalışırken, IMF iki gün önce "Dünya Ekonomik Görünümü" raporunu yayınladı. Bu rapor, her altı ayda bir yayımlanır. IMFC (Uluslararası Para ve Finans Komitesi) toplantısına sunulur. Rapor hazırlanırken, IMF'nin ilgili bölümlerinden görüş alınır. Raporun Türkiye ile ilgili bölümlerinde yer alan değerlendirmeleri ve uyarıları okuyunca, bunların Masa Şefi Moghadam'ınkinden biraz değişik olduğunu gözlüyorsunuz . Raporda yer alan uyarılar arasında yüksek kamu borçları ve cari işlemler açığı var. "Sürdürülebilir büyümenin gerçekleşmesi için yapısal reformların devamı şarttır" deniliyor. Uygulanacak politikaların piyasanın güveninin sürdürülmesine odaklanmasını istiyor. Yüksek işsizlik ve bölgesel dengesizlikler ise raporun uyarıları arasında yer almıyor. Cari işlemler açığı, piyasa güveninin sağlanması ve sürdürülebilir büyümenin sağlanması ise Moghadam'ın açıklamalarında yok. Farklılıkların nedeni sorusuna tam yanıt bulmak zor . Bir olasılık, Moghadam'ın Türkiye Masası Şefi olarak son ziyareti olduğu akla geliyor. Bu veda toplantısında kötü kişi olmak istememesi nedeniyle, uyarılarını sınırlı tuttu diye düşünüyorsunuz. IMF'nin genelde pek üzerinde durmadığı bölgesel dengesizlikler ve yüksek işşizlik konularını ise entellektüel bakış açısına yoruyorsunuz. Başka bir olasılığı da, hükümetin cari açık, YTL'nin aşırı değerlenmesi ve sürdürülebilir olmasa da son üç yılda gerçekleşen yüksek büyüme oranları konusundaki iyimser görüşlerine karşı, kamuoyu nezdinde ters izlenim vermek istememesinden kaynaklandığı şeklinde düşünebilirsiniz. Oysa, Washington'da hazırlanan son rapordaki değerlendirmelerin IMF'nin resmi görüşü olduğuna şüphe yok. Türkiye ile ilgili değerlendirmelerin odak noktasının kamu maliyesi, faiz dışı fazla ve cari açık üzerinde odaklanması, öte yandan bölgesel dengesizliklerden ve işşizlikten bahsedilmemesi bunu açıkça gösteriyor. Ancak cari işlemler açığını yüksek olarak nitelendirmesi de dikkat çekici bir nokta.
|