kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Gulse Birsel @ SABAH
 

Saatli Maarif Takvimi gırgır, yoğurt makinesi!

Nereden gelmiş bilmiyorum. Birden mutfakta beliriverdi. Ayşe Hanım'ın da hoşuna gitmiş belli ki, bir yerden bir çivi uydurup asıvermiş. Karşıdan bana bakıyor: Şubat 24, Perşembe diyerek. Üst tarafta Hicri takvime göre tarih, günün uzaması, kaç dakikaysa... İstanbul ve Ankara için güneşin doğuş saatleri... Bir kutu içinde namaz vakitleri...
Ve herhalde ilk yaratıldığı yıllarda herkesi çok ilgilendiren bilgiler: Bir şehrin kurtuluşunun o güne rastlaması, hatta Topkapı Fukara Perver Cemiyeti'nin kuruluşu! Hepsinin bir 24 Şubat'ta gerçekleştiğini belirtiyor Saatli Maarif Takvimi! En altta yardımla ilgili bir özlü söz. Arka tarafta günün tarihi vs. ile birlikte benim en sevdiğim bölüm: Yemek listesi!
Püreli rosto, zeytinyağlı pırasa, havuç salatası, ekmek kadayıf!

İŞ BİTİYORMUŞ
Bu kadar! Bir ev kadınının Saatli Maarif Takvimi'nin en popüler olduğu yıllarda ihtiyacı olan tüm bilgiler bunlarmış demek.
Gerçi hatırlıyorum, daha detaylıydı sanki ben küçükken. Aynı şimdiki gibi, mutfakta bir tane asılıydı. Yemek listesiyle birlikte, en çok iklim öngörülerine takılırdım. Kocakarı soğukları mesela! Birinci cemrenin, ikinci cemrenin düşüşü haberleri! Sonra, şiirler. Sanki yemek tarifleri de vardı. Bir de tabii, her gün 'devamı yarın' olan hikâyeler! Yani o yıllarda, Türk kadını; iklimden, vakitten ve o gün ne yemek yapacağından yana bilgili olursa, iş büyük ölçüde bitiyormuş! Artık ocağın üzerinde tıkır tıkır, listedeki 'zeytinyağlı pırasa' pişerken 'arkası yarın' hikâyenin tadını çıkarabilirmiş yani.
Şimdiki gibi çocuklara uyum sağlamak için bilgisayar öğrenmesine, kendi merakından evlilik programlarına göz atmasına (televizyon ya yoktu ya da akşam yayına başlardı o dönemde, malumunuz), internetten e-postalarını kontrol etmesine, solaryuma/spora gitmesine, 'çocuk da yaparım kariyer de' bir çaba içine girmesine, hobi edinmesine, sosyalleşmesine gerek yokmuş pek.
Zaten vakti de yokmuş. "Bu akşam pizza getirtelim" veya "Mikrodalgaya atar yeriz!" söz konusu olmadığından, çamaşırlar merdanelide ya da elde yıkanıp, balkonda bahçede kurutulduğundan... Ve o yıllarda ev temizliğiyle ilgili en müthiş icadın 'Gırgır'; süpürme 'makinesi' olduğundan!
Sanırım 60'lı, 70'li yılların vazgeçilmez ev eşyalarından biri de gırgırdı. Bilmeyen gençler için söyleyeyim, ittirdikçe içindeki dönen fırçalar halıyı malıyı süpürüp, tozunu içine atar. Sonra, haftada bir falan yanlarından tutup gazete kağıdına içindeki hav, iplik ve toz yığını boşaltılır. Sen eğlendiğin halde "Iıııyk" dersin, annen bu gayet 'ıııyk' konuyla uğraştığı için aniden sinirlenip seni odana oyuncaklarınla oynamaya gönderir. Hâlâ evinde gırgırı olan var mı acaba?
Türk ev kadınının o yıllardaki bir başka vazgeçilmezi: Yoğurt makinesi! Neden evde yoğurt yapma merakı sarmıştı herkesi bilmiyorum! Türkiye gibi yoğurdun merkezi bir ülkede, 70'li yıllarda bile onlarca farklı marka varken, evde yoğurt yapmaya çalışır dururduk. Hayır bir şeye benzese! Sulu, yoğurttan çok sütlü mamaya benzer vıcık bir şey olurdu. Şeftalilisi, elmalısı denenirdi, yılmadan...

İHTİYACIM VAR...
Ve şimdi, çok fazla çalıştığım, sürekli koşuştuğum sonu gelmeyen gergin dönemlerde, bir hafta, peki birkaç gün, öyle günler yaşamak istiyorum! Kalkıp sabahlıkla Saatli Maarif'ten yaprak kopartmak, yemek listesine bakmak... Esneyerek gidip camı açmak, kocakarı soğukları takvimde yazdığı gibi başladı mı diye bakmak! Elimde çay, acele etmeden, hatta gazetelere bakmadan, peynirli zeytinli kahvaltı ve belki biraz dışarısını seyretmek. Sonra ocağın üzerine bir pırasa! Ardından halıya gırgır! Bir şeftalili yoğurt attırmak, sonrasında öğle uykusu. Kalkıp giyinip, saça mizanpli ve 'beyin gelişini bekleme!' Hatta akşamına bir 'Dallas!'
Kesinlikle uydurmuyorum! Şiddetle ihtiyacım var bu aralar!

Not: Avrupa Yakası, 2005 yılı içindeki dokuzuncu ve onuncu ödüllerini de aldı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi bizi 'Yılın En İyi Dizisi', Fatih Üniversitesi Gelişim Kubülü, 'Yılın En Başarılı Dizisi' seçti. Teşekkür ediyoruz. Yukarıda yazdığım gibi, bazen yavaşlamak istesek de, bizim hayatımız da böyle efenim.
Layık olmaya çalışıciiz...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Aman evladım siyasete bulaşmayın!   / 26-02-2005
 Yurovijııın Song Kontest   / 19-02-2005
 Gülü bir gün, seni her gün, gülü soluncaya, seni ölünceye dek!   / 13-02-2005
 Karın anti-aging üzerinde etkileri!   / 12-02-2005
 İstanbul'un bütün meyhaneleri!   / 06-02-2005
 İçmeyin şu zıkkımı kardeşim! (2)   / 05-02-2005
 Telefon mesajı adabı!   / 30-01-2005
 İçmeyin şu zıkkımı kardeşim!   / 29-01-2005
 Nahoş kurban bayramı anıları!   / 23-01-2005
 Paparazzilere yakalandım!   / 22-01-2005
GÜLSE BİRSEL
Saatli Maarif Takvimi gırgır, yoğurt makinesi!
Nereden...
Paralı seks 3 kat riskli
Paralı seks 3 kat riskli
Özellikle 30 yaş ve altındaki kişilerin korunmasız cinsel ilişki...
Sert yatak, astıma iyi
Sert yatak, astıma iyi
Bel sağlığı için önerilen düz ve sert yatakların, birçok yararı daha...
Nişantaşı'm Derneği kış uykusundan uyandı!
Nişantaşı'm Derneği kış uykusundan uyandı!
Uzun süredir sesi soluğu çıkmayan Nişantaşı'm Derneği, "Ben...
Hamilelik bahane intikam şahane
Hamilelik bahane intikam şahane
Hamileliğini sebep göstererek 'Melekler Adası' adlı diziden ayrılmak...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.