kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Oncel Ozicer @ SABAH
 

Zeytinyağlı bakla bekleyebilir

Kadın-erkek ilişkilerinde aksayan tarafların sorumluluğunu tamamen erkek tarafına yıkmak, biz kadınların hem kolayına hem de hoşuna gidiyor. Ama onların da bizden şikayetçi olduğu durumlar var tabii. Erkekler kadınlar kadar konuşmayı, dertleşmeyi, paylaşmayı sevmedikleri, daha doğrusu "kaynatmak" gibi bir yetenekleri bulunmadığı için, rahatsız oldukları konular fazla ortaya çıkarmıyor. Şimdi size bir dostumla aramda geçen diyaloğu aktaracağım. (Kendisi erkek oluyor.) Bu diyalog ikimizin arasında chat yoluyla gerçekleşti. Bu yüzden yazı değil, konuşma diliyle aktaracağım.

***

Erkeklerin, beraber oldukları ya da beraber olmayı düşündükleri kadınları neden sadece "tanışma" veya "barışma" safhasında romantik, lüks, pahalı restoranlara götürdükleriyle ilgili, muhtemelen yine hesabı erkek tarafına keseceğim bir yazı yazmayı planlıyordum. Ama o dost sohbetinden sonra kafam karıştı. İşte konuştuklarımız (daha doğrusu yazıştıklarımız).

Öncel: Birader sana bişi sorcam..
S.: Sor birader..
Ö.: Yeni tanıştığın veya barışmak istediğin, daha doğrusu "etkilemek" istediğin bir kadını hoş bir mekana götürmeyi düşünür müsün? Romantik, ağır bir yemek... Ağır derken, mekan ağır olacak yani.
S.: Olabilir. Neresi len bu? Çok mu ağır?
Ö.: Yok yaa... Bi yazı yazıcam da. Olayın bi de erkek tarafına söz hakkı tanıyayım dedim.
S.: Hıı tamam o zaman. Eğer gerçekten beğenmişsem ve sıradan görmüyorsam biraz daha ekileyici olmak ya da ona bakışımın "sıradan olmadığını" ifade etsin diye götürürüm.
Ö.: Pekiii... Erkekler böyle bir yemekte seksi düşünür mü? Yani "sıradan olmayan" kadınlarla... "Şu yemek bitsin de bir an önce evde kahve kısmına geçelim" derler mi?
S.: E illa ki der ama elinden gelen cambazlığı yapsa da çok belli etmez. Tatlı tatlı, çaktırmadan çalışabilir.
Ö.: Pekiiiii..
S.: Ne o lan yemek daveti mi var?
Ö.: Yok be yavrucum... Diyelim ilişki gayet iyi gidiyor sevgili oldunuz. Ortada fol yok yumurta yokken aklına gelir mi, "Bu akşam sevgilimi şööyle pahalı bi yere götüriim, güzel bi yemek yiyelim" der misin?
S.: Tabii... Kesinlikle derim. Ö.: Dürüst ol!
S.: Valla billa. Ö.: Yani, "Amaaan ne gerek var şimdi, evde oturuyoz işte, etkilemişim etkilediğim kadar, daha ne uğraşaçam", demezsin, öyle mi? S.: Demem ama kadına da bağlı? (İşte kritik nokta!) Ö.: Nasıl yani? S.: Ben böyle coşmuşum "Hadi akşam şuraya gidelim, yemek şarap" falan deyince, "Amaaan ne gerek var ben zeytinyağlı bakla yapmıştım, onu yeriz" cümlesini üst üste 3-4 kere sarf ederse... Bir daha hevesimi ağzıma tıkar diye istemem. O da "Aaaa ne güzel, hadi gidelim" diye olayı pekiştirirse bu olaylar sıklaşııııır.
Ö.: Peki o zaman "etkileyecek" başka kadın arayışına girer misin?
S.: "Bakla" cevaplarını alırsam mı?
Ö.: Hı hı.. S.: Bu kesinlikle erkekten erkeğe fark eder... Kesinlikle belli olmaz, kişiye göre değişir. Ö.: Peki şekerim teşekkür ederim.
S.: Ama en azından onsuz programlar başlar.
Ö.: Tamam anladım.
S.: Kesin başlar...
Ö.: Tamam oğlum anladım...
S.: Kadına bağlı yani.
Ö.: Ayy tamaaaam anladık dedik, uzatma..
S.: Hadi birader bye.
Ö.: Bye birader.

***

İşte böyle... Demek ki neymiş? "Heves kaçıran taraf" her zaman erkekler olmuyormuş. Mikrofonu arada bir karşı cinse uzatmakta fayda varmış. Çuvaldızı kendine batırmak yani... Faydalıymış.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Perilere inanır mısınız?   / 06-02-2005
 Yüz yıl önce daha medeniymişiz   / 30-01-2005
 Arkadaşım   / 23-01-2005
 Bazıları çabuk bıkar   / 16-01-2005
 Konuştu yine!   / 09-01-2005
 Sol yanı bırak, sağa bak   / 02-01-2005
 Haydi bakalım, hep beraber!   / 26-12-2004
 Çocuğum da yok ama derdim var demek ki!   / 19-12-2004
 Zeytinyağlı bakla bekleyebilir   / 12-12-2004
 En küçüğümüz kan kırmızı   / 05-12-2004
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Bu Türkler de çok oluyor (2)
Önce Londra'daki Türk...
MEHMET ALTAN
Bingöl'den Ahmet...
E-mail'imde, cep telefonumun mesaj...
ÖNCEL ÖZİÇER
Sakin, çok sakin
Sakin olmalı insan, çok sakin... Nefes...
ALİ POYRAZOĞLU
Kar yağdı böyle oldu
Kar yağdı, yollar kapandı ama biz...
STELYO BERBERAKİS
Çocukları Dövmek Yasak
Dayakla adam olacağımız...
FİKRET AYDEMİR
Doğdukları Yer(d)e Doyamayanlar
"Sarı Mercedes" filminin...
BELKIS KILIÇKAYA
Önyargılı Kararlar
Valery Gistard d'Estaing'in bildiği...
YASEMİN TAŞKIN
Kadın Gazetecinin Hayatı Tehlikede
Geçen hafta Irak'ta...
REFİK DURBAŞ
Blues gençliktir
Altmışlı yılların başlarında İzmir'de,...
Rock'ın yeni savaşçıları
Rock'ın yeni savaşçıları
Pop müzikte yaşanan düşüş, rockçılara yaradı. Daha önce barlarda ya...
İsviçre'nin masal vadilerinde gezi
İsviçre'nin masal vadilerinde gezi
İsviçre denince akla gelen ilk kelimeler, "kar ve kayak" olur...
Menopozdan sonra annelik
Bugünkü tıp 60 yaşındaki bir kadının gebe kalmasına olanak sağlıyor.
Bir tablet al, gençleş ve güzelleş
Kozmetik sektöründe yeni trend cilt besleme tabletleri kullanmak. Bu...
Bir fincan salep olsa
Kış kendini gösterince nezle ve grip de arttı... İşte bu mevsimde...
Her gün yemek pişirin evinizin bereketi artsın
Feng shui artık mutfakta da uygulanıyor. Buna göre yeşil sebzeyle yapılan bir...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.