Ortaya 2 savaşçı

Fenerbahçe'nin UEFA'daki kritik sınavı öncesi medya yine aynı hatalara düşüyor. F.Bahçe'nin İstanbulspor karşısındaki futboluna methiyeler düzülüyor. Günümüzde orta sahada tek savaşçı ile takım savunmasını, taktik savunmasını olgunlaştırmak ve organize olabilmek mümkün mü?
İstabulspor'un ahı gitmiş vahı kalmış. Sürekli kayıplarla eldeki kadro kuşa dönmüş. Moral yok, inanç yok, pres yok, forvet yok. Ve işte böyle bir takım karşısında F.Bahçe'nin 25 dakika pozisyonu yok. Hücuma dönük çok sayıda oyuncuyla rakip alanda yerleşerek kuru kalabalık yapmak oyunu tıkamaktan başka bir işe yaramıyor. Gol öncesi Alex sahneye çıkıyor. İkinci devrede de skor avantajına sahipken yüksek tempolu baskıyla zayıf rakibin direnci kırılıyor ve şov başlıyor. Herkes memnun.
Daum, Lyon'daki maçla birlikte Aurelio'yu yalnızlıktan kurtaran orta saha düzenine geçince "Nihayet doğruyu buldu" demiş ama Van Hooijdonk'un sakatlığının Daum'a bu ortamı yarattığına dair şüphemi de dile getirmiştim. Yanılmadığım Anelka'nın takıma girişiyle belli oldu.
Şimdi Zaragoza sınavına dönelim. Daum'u anlamak mümkün değil. İstanbulspor maçında taktik plan açısından olmasa da Perşembe gecesinin bir ölçüde provasını yapması gerekirdi. Çünkü takımın temel direği Aurelio cezalı. Yerine kimi oynatacak? Bana göre orta sahaya bir savaşçı daha sürmesi şart. Eğer bu ikili Selçuk-Serkan olacaksa en azından biraz anlaşabilmelerini sağlamak için İstansbulspor önünde denemesi gerekirdi. Daum, Aureliosuz F.Bahçe'yi Pazar gecesi gibi tek orta sahayla oynatırsa UEFA Kupası'nda tur hayal olur. Aureliosuz Ali Sami Yen'deki G.Saray maçının F.Bahçe için ne kadar olumsuz geçtiğini göz önüne getirirsek Zaragoza karşılaşmasının zorluk derecesi ortaya çıkıyor.
Zaragoza'yı Barcelona önünde dikkatle izledim. Kendi sahalarındaki farklı yenilgi kimseyi aldatmasın. Yıldızlar topluluğu Barcelona'nın gücü belli. Üstelik daha ilk dakikada kendi kalelerine gol atınca moralleri ve oyun disiplinleri bozuldu. Aslında Zaragoza yüksek tempolu, agresif futbol oynuyor. Etkili pres yapıyor, uzun toplar ve kanat ataklarıyla pozisyonlar arıyorlar. Duran toplarda da oldukça tehlikeli bir takım. Kaptanları çok iyi frikik atıyor. Yandan duran toplarda da çalışılmış ön-arka direk varyasyonları ve zamanlamalı yükselişlerle gole yakınlar. Duran toplar F.Bahçe'nin de önemli bir silahı. Ama kalesine gelen duran toplarda da büyük sıkıntıları var. Zaragoza'nın F.Bahçe'ye avantaj sağlayacak iki önemli rahatsızlığı var. Birincisi, kolektif uyumları tam oturmamış. Bu yüzden fazla top kaybedip oyuna sürekli hükmedemiyorlar. İkincisi, ise skor dezavantajına düşüp risk aldıklarında defans bloğu çizgi halinde çok öne çıkıyor; karşı alandaki genişlik de pozisyon bulmak için aranan ortam oluyor. Bu ikinci avantajdan faydalanmak için Zaragoza karşısında skor avantajını elde etmek lazım. Bence turun anahtarı Kadıköy'de gol yemeden kazanabilmektir.
F.Bahçe'nin kadro yapısını iyi bildiğimden ve Daum'u iyi tanıdığımdan Zaragoza maçlarından endişe duyuyorum. Bütün temennim, bu endişelerimin boşa çıkmasıdır.