kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Savas Ay @ SABAH
Tel:
0212 354 40 22
Fax:
0212 274 83 81
 

Örümcek kadının öpücüğü ve katil sanığı İranlı kız

Mehmet Gülbiz'i öldürmek suçundan tutuklanan İranlı Farisa ilk anlarda "Babam çok zengindir. İran'da iş yerleri, fabrikaları var. Annem de İran Havayolları'nın yüksek müdirelerinden biridir" diyordu ya, kuyruklu yalanmış bu söyledikleri meğer.

Hayal ürünü
Konsolosluk işe el koyunca anlaşılmış işin aslı faslı. Kız önce Şah'ın, sonra Humeyni'nin İran Ordusu'nda subay olan, Irak savaşında kolundan yaralandıktan sonra malulen emekli olan bir babanın kızıymış aslında.
Türkiye'ye geliş gidişlerinde her defasında "bize bedava" dediği uçağı değil treni de kullanmış kimi zaman. UNICEF'te elektronik mühendisi olarak çalışıyorum demesi de tamamen hayal ürünüymüş.

Kırılma noktası
Olay sırasında çekilen video bantta görülen, bıçak darbeleri başlamadan önceki uzun öpüşmeydi ya, işte sonra olanları araştırınca o öpücüğe "Örümcek Kadının Öpücüğü" gözüyle baktım ben. Efsanevi Brezilyalı yönetmen Hector Babenco'nun bu unutulmaz filminin adı çok yaraştı olayın kırılma noktası olan bu son öpüşme anına çünkü.
Şimdi biraz detay sunmak istiyorum size.

Kaçabilir miydi?
Beyoğlu Polisi kısa sürede ve dört dörtlük toparladı Mehmet Gülbiz Cinayeti'ni malum. Oysa meçhul kalmasa da failin kaçmasına müsait bir cinayetti. Çünkü katil sanığı İranlı kızın ne parmak izi ne adres kaydı yoktu resmi kayıtlarda. Temel maddi delil sayılacak olay kasetini, fotoğrafları, kameraları da çalıp götürdüğü için rahatlıkla memleketine kaçıp, saklanabilirdi.

Şeytan ayrıntıda gizli
Yakalandığı gece hastaneye kontrole gittiğinde kısa süre için karşılaştım onunla. 4-5 dakika konuşma fırsatımız oldu, İngilizce olarak. Bana anlattıklarıyla daha sonra edindiğim bilgileri birleştirince ortaya şu ayrıntılar çıktı:
"Tahran'daydım. -Elektronik mühendisliği mastırı yapıyor aynı zamanda- RİCOH adlı kopyalama işiyle uğraşan bir şirkette çalışıyordum. Bir ara Fransız bir turist grup İran'a geldi. Ben onlara İngilizce tercümanlık yaptım. Beni çok sevdiler ve Türkiye'ye çağırdılar. İlk kez bu grupla 04.05.2004'te Türkiye'ye geldim Levent Movenpick Oteli'ne yerleştim.

Mutlu bir Hollandalı
Bu arada internetten tanıştığım Fotoğrafçı Mehmet Gülbiz'i telefonla aradım. Yanıma geldi. O Fransız grup ben ve Mehmet İstanbul'da tarihi yerleri gezdik. On gün kadar Bodrum'a gittik gezdik. Döndüğümde Mehmet'in evinde kalmaya başladım. İlişki sırasında fotoğraflarımı çekiyordu. 30 Mayıs'ta ülkeme döndüm. 10 gün sonra yeniden Türkiye'ye geldim. Herkese UNICEF'te çalıştığımı söylüyordum. Yine internette tanıştığım Hollandalı Rene Martin de Türkiye'de oturuyordu.

Seni mahvederim deyince
Onu aradım gelip beni aldı evine götürdü. Türk olan F...a adlı eşinden boşanmamış ama ayrı yaşıyorlarmış. Hafta sonlarında 7 ve 9 yaşında olan çocukları da eve geliyor bizimle kalıyordu. Martin boşanır boşanmaz benimle evlenmek istediğini belirtiyordu. Martin'le Çeşme'ye de gittik, tatil yaptık. Son gelişimde Mehmet mail attı, 'Buluşalım yoksa resimlerini konsolosluğunuza ve internete veririm' dedi. Korktum ve buluştum onunla.

Bana yumruk attı
Evine gittiğimde 'son bir kez birlikte olalım mı?' dedi. Kabul ettim. Fanteziler yaptık. Kameraya çektik. Elleri bağlıyken göğsüne bıçakla vurunca anında doğrulup ellerini çözdü ve bana yumruk attı. Kafamı arkadaki eşya dolabına çarptım. 'Seni öldüreceğim' diye bağırdı. Güçlü bir insandı ama sanırım kalbine vurmuşum. 5-10 saniye sonra yığıldı kaldı. Acayip sesler, hırıltılar çıkarıyordu. Sonunda anne karnındaki cenin gibi kıvrıldı kaldı yatakta. Üstüne ceketini örtüp buzdolabından aldığım cep kanyağını ve heladaki kolonyayı döküp çakmakla yaktım. Tutuşmayınca oradaki keçi kılı battaniyeyi örtüp yaktım.

Soğukkanlılıkla
Elim kesildiği için önce hastaneye gidip pansuman yaptırdım. Sonra da Martin'in evine gittim. Ona İranlı patronumdan çantalar geldiğini söyledim. Elime ne olduğunu sordu. UNICEF toplantısı için Hyatt Oteli'ne gitmişken karda düşüp elimi cam parçasıyla kestiğimi, bir bayan görevlinin beni hastaneye götürüp dikiş attırdığını söyledim. Çocuklar da evdeydi. Yemek yedik, televizyon seyrettik. Sonra ben laptoptan yine chat yapmaya başlamıştım ki polisler geldi beni aldı. Martin'in olaya dair bilgisi yok. Söylesem polis çağırırdı."

Şimdi ne olacak?
İşte detaylar bunlar. Bir gerilim filmine konu olacak kadar sert, sarsıcı bir öykü baştan sona. "Peki şimdi ne olacak?" diye soran oluyor. Bundan sonrasını elbette yargı bilir, kararını verir. Ancak öğrendiğim kadarıyla Hollandalı Rene Martin'in avukatı A. Uğur Tuncer İranlı kız Farisa'nın da müdafiliğini üstlendi ilk sorgulama için. Ancak İran Konsolosluğu yetkilileri avukat Tuncer'e teşekkür edip 'bundan sonraki duruşmalarda kendilerinin bulacağı bir başka avukata vekalet verileceğini' söylediler. Farisa'nın polis ve savcılık sorgusunda tercümanlık yapan Derya Aşı'nın ücretinin de kendileri tarafından ödeneceğini söyleyen konsolosluk yetkilileri, hüküm aşamasında vatandaşları için suçlu takası yöntemi önereceklerini, Farisa'nın İran'da yargılanıp cezasını Tahran'da çekmesini istediklerini beyan ettiler.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Hayal kırıklığının milliyeti olmaz   / 08-02-2005
 Bekir Coşkun A Takımı'nı yazmış gurur duydum elbette!..   / 07-02-2005
 Bir şeyler yapmazsak Cem Karaca asıl bu hafta ölecek!..   / 06-02-2005
 Suçlu peşine düşersem Bakan Aksu deklanşöre basar elbet!..   / 05-02-2005
 Kaymakam eşini kahreden şüphe: Eşim öldürülmüş olabilir   / 04-02-2005
 Finlandiyalı fizikçinin Van macerası   / 03-02-2005
 İnsanın hayvana yaptığı zulmün ucu bucağı yok ki!..   / 02-02-2005
 SSK'lılara çocuk sahibi olmak yasak!   / 01-02-2005
 Reha adaya yerleşsin sponsoru biz oluruz!..   / 31-01-2005
 Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz ve yaşamdan dakikalar!..   / 30-01-2005
MANSUR FORUTAN
Bir doz şöhret için mi?
Şöhretin tadını alan biri, devam...
MEHMET BARLAS
Abdullah Gül, Condoleezza Rice ve Yılmaz...
MAHMUT ÖVÜR
Şimdi sıra parklara mı geldi?
Dikilitaş yoğun...
SAVAŞ AY
Örümcek kadının öpücüğü ve katil sanığı İranlı...
REFİK DURBAŞ
Kimliğini arayan Kapalıçarşı
Bir şiirimde kimliğini...
SAİT GÜRSOY
Mükemmel bir MEB projesi
Milli Eğitim Bakanlığı'nın...
HINCAL ULUÇ
Çırağan Kempinski'yi boykot!..
Bu ülke vatandaşı olan,...
EMRE AKÖZ
Daldan dala
Bugün değişik bir şey yapalım; daldan dala...
İşte sihirli cin
İşte sihirli cin
G.Saray'ın yeni transferi Ribery: "Tekniğim yüzünden bana 'Sihirli...
Golcülerden gol düellosu
Golcülerden gol düellosu
Çift kalede, Hakan Şükür 5, Necati 4 gol attı. Gülen taraf 11-9 ile...
Ve Erdoğan yalanladı
Başbakan, Alman "Welt am Sonntag" gazetesinde yayımlanan türban...
Başbakan'ın kızı inançlı da 35 milyon kadın inançsız mı
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Alman gazetesinde yayımlanan,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu