|
|
|
|
'Kibrit kutusu diyetisyeni olmadım'
Diyetisyen Dilara Koçak, Türkiye'yi yeni bir hizmet ile tanıştırıyor; 'kurumsal beslenme danışmanlığı'. Sabancı Holding'in kurumsal beslenme danışmanlığını yapan Koçak, "Şirketler beslenme bilincini artırmaya yönelik çalışmalar yaparsa toplum sağlığına katkıda bulunur" diyor.
Çalışan insanların beslenme alışkanlıkları iş hayatının zor koşullarından olumsuz etkileniyor. Çoğumuz sabahları ağzımıza bir lokma koymadan kendimizi dışarıya atıyor, işyerinde bir poğaça ile günün en önemli öğünü olan kahvaltıyı geçiştiriyoruz. Bilmiyoruz ki tüm bu sağlıksız beslenme alışkanlıkları, ömrümüzden birkaç yılı alıp götürüyor. İşte bu noktada devreye genç ve başarılı bir diyetisyen olan Dilara Koçak giriyor. Koçak, geçtiğimiz nisan ayında hizmete soktuğu Mezura Ölçülü Beslenme Danışmanlık Hizmetleri aracılığıyla büyük şirketlere kurumsal beslenme danışmanlığı yapıyor.
MUTFAK KONTROL ALTINDA Yaklaşık 15 yıldır bu sektörün içinde olan Koçak, birkaç hastane ve klinikte uzmanlık yaptıktan sonra Amerikan Hastanesi'nde diyet bölümü şefi olarak çalıştı. "Kafamda hep, 35 yaşıma geldiğimde kendi şirketimi kurmuş olmak fikri vardı" diyen Koçak daha sonra hastanenin bölüm şefliği görevinden ayrıldı ve kendi şirketi olan Mezura Ölçülü Beslenme Danışmanlık Hizmetleri'ni kurdu. Amerikan Hastanesi ile manevi bir bağı olduğunu belirten Koçak, hala haftada iki kez hastaneye gidip hastalarını muayene ediyor. "Ben hiçbir zaman kibrit kutusu diyetisyeni olmadım" diyen Koçak, daha geniş kitlelere ulaşmak istediği için kurumsal beslenme danışmanlığı yapıyor. Koçak kurumsal beslenme danışmanlığı adı altında nasıl bir hizmet verdiğini ise şöyle açıklıyor: "Bir şirketin mutfağındaki yemek pişirme şeklinden, malların teslim alınması, korunması, servise sunulması, servis sonrası artıkların kaldırılması, bunların rapor haline getirilmesi gibi işleri üstleniyoruz. Çalışanların doğru besinleri almaları için mönülerini planlıyoruz." "Mutfağı kontrol altına aldığımızda her şeyi kontrol altına alırız" diyen Koçak, şişmanlığın yüzde kırkının genetik faktörlere, yüzde atmışının çevresel faktörlere bağlı olduğuna dikkat çekiyor. "Çalışan insanın 10-13 saati dışarıda geçiyor, o yüzden çevreyi kontrol altına alırsak çok daha fazla başarılı oluruz. Bir çalışanın önüne gelen yemeğin yağ miktarı belliyse, bir öğünde yediği besinlerin kaç kalori olduğunu biliyorsa bu büyük bir avantaj. Şirketler aylık konferanslarla beslenme bilincini artırmaya yönelik çalışmalar yaparsa o zaman çalışanın sağlığına ve de toplumun sağlığına katkıda bulunur. Böylece her çalışan evine de sağlıklı beslenme bilincini taşımış oluyor." Bir buçuk yıldan beri Sabancı Holding'in kurumsal beslenme danışmanlığını üstlenen uzman diyetisyen, Sabancı Holding'te yürüttüğü çalışmaları şöyle aktarıyor: "Onların talebi benim kafamdaki senaryo ile tam uydu. Ben arada bir gidip habersiz mutfakları denetliyorum. Her ay onların mönü planlama komitesiyle toplantı yapıyorum. Burada herkes kendi grubunun mönüsü ile ilgili şikayetleri ve memnuniyetleri dile getiriyor. Değişiklik taleplerini söylüyor ve mönü planlanmış oluyor. Mönüleri gayet güzel, her gün çorba, zeytinyağlılar, yoğurt, sebze ve yeşilliklerden oluşan bir salata barları var, sıcak yemekleri var. Orada doğru ve yeterli beslenmek isteyen herkese uygun bir mönü sunuyoruz."
SİMİTÇİ BİR DİYETİSYENİM Çalışan insanın genellikle öğünleri atladığını vurgulayan Koçak, bütün gün yemek yemeyen çalışan bir insanın, akşam masaya oturduğunda kendinde her şeyi yeme hakkı gördüğünü belirtiyor. Koçak, "Ben simidi öneriyorum, ben simitçi bir diyetisyenim. Sabah kahvaltılarında mutlaka besleyici özelliği olan kepek ekmeğini öneriyorum, ara öğünlerde kuru kayısı ve ceviz yenmeli, bunlar kan şekerini yükseltmiyor. İşyerine gelen misafirlerinize de doğru şeyleri ikram edin. Kremalı yağlı şeyler yerine kepek ekmeği ile hazırlanan hafif şeyler yenmeli, içecek olarak çay ve kahve yerine ayran ve meyve suyu tüketilebilir. Öğle yemeklerini atlayan grup yüzde kırk civarında" diyor.
EN BÜYÜK KORKUM SALATA Dilara Koçak en büyük korkusunun salata olduğuna da dikkat çekiyor: "Benim en büyük korkum salata, çünkü ismi masum ama sosları çok kalorili. Yeşilliklerle dolu bir salataya ağır mayonezli yağlı bir sos döktüğünüz zaman 250-300 kaloriyi hem de yüzde sekseni yağdan gelecek şekilde alıyorsunuz. Zeytinyağı kötü bir şey değil ama 1 gramında 9 kalori var." Koçak sağlıklı bir beslenme düzeninde süt-yoğurt grubu, et-balık-tavuk grubu- ekmek ve tahıl grubu- sebze ve meyve grubunun düzenli olarak tüketilmesi gerektiğini önemle vurguluyor. Akşam yemeklerini de öğlen yemeklerine göre belirlememiz gerektiğinin altını çizen uzman diyetisyen, öğlen ve akşam yemeklerinde bu besin gruplarını dengeli bir biçimde tüketmemizi öneriyor.
ZEYNEP GÜNAYDIN
|
|
|
|
|
|
|
|
|