Irak'ta çözümü Anayasa sağlar
Hafta sonu Irak'ta yapılan seçimlerde Kürtler'in Kerkük'te "oldu bittiye" getirdikleri oy verme işleminin, Türkiye ile ABD arasında yarattığı gerginlik artarak devam eder mi? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dünkü açıklamalarındaki tonun sertliğine bakılırsa, bu yönde bir eğilim var. Hatta, geçen hafta Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve hemen ardından Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün açıklamalarının da birbiriyle örtüştüğü dikkate alınırsa, Ankara'nın gerginliği daha iyi anlaşılır. Gerginlik sadece Kerkük seçimlerine hile karıştırmaktan kaynaklanmıyor. Kürt lider Mesud Barzani ve Celal Talabani'nin, her ne kadar kendi iç politikasına dönük olsa da Türkiye'ye yönelik açıklamaları da sinirleri geriyor. Nitekim bu rahatsızlık iki gündür Ankara'da bulunan ABD Savunma Bakanlığı Müsteşarı Douglas Feith'e de iletilmiş. Aktarıldığına göre, Feith'in yaklaşımı dünkü basın toplantısında da dile getirdiği gibi şöyle özetlenebilir: "Kerkük konusundaki kaygılarınızı biz de dikkate alınıyoruz. Kerkük konusu, Irak'ın toprak bütünlüğü güçlendirilerek çözülecek. Bu konuda sizinle mutabıkız..." Bu cümlenin anlamı ise şu: "Kerkük'te seçimlerde Kürt taraflar ne kadar oyun oynasa da Kerkük hiçbir eyalete bağlı olmayacak..." Zaten Ankara'nın öteden beri en büyük sıkıntısı da Kürtler'in sahte nüfus yığmasıyla gelecekte yapılacak referandumla Kerkük'ün bağlanacağı eyaletin belirlenecek olması. Çözüm anayasada Talabani'nin buradaki oyunu da açık: Oluşacak bir federasyonun eyaleti haline gelebilmek için en az üç kente hakim olmak gerekiyor. Talabani, Türkmen, Arap ve Asuri nüfusun izolasyonu sonucu hakim olduğu Süleymaniye ve Diyale'ye Kerkük'ü ekleyip, oluşacak federasyonun bir eyaleti haline gelebilmeyi amaçlıyor. Yani, "etnik yapıya dayalı bir federasyon"u oluşturup Barzani'nin de her aşamada dile getirdiği Kürt devleti hayalinin hayata geçirilmesi isteniyor. Böyle bir durumda Kerkük'ün, Kürt eyaletinin bir parçası haline getirilmesi ve Türkmenler'in tamamen izole edilmesi kaçınılmaz görünüyor. ABD'ye iki öneri Ankara da bu oyunu görüyor. Sıkıntının çözülmesi için ABD tarafına şu iki öneride bulunuluyor: Birincisi: "Geçici İdari Yasa'da (Geçici Anayasa) belirtilen, Anayasa'nın oluşumu sonucu yapılacak referandum ile Kerkük'ün hangi eyalete bağlanacağının belirleneceği referandumdan vazgeçilmesi. Bunun yerine hazırlanacak Anayasa'ya Kerkük'ün Bağdat gibi özerk yapısının korunacağı ve herhangi bir eyalete bağlı olmayacağını yazdırmak." İkincisi ise seçimlerde oy kullanmakta zorlanan Sünni Araplar'ı da Kurucu Meclis'te Anayasa'yı hazırlayacak komisyona almak. Bakanlar Kurulu sonrası Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek'in de vurguladığı gibi "Seçime katılamayanlara ilişkin de telafi yöntemine gidilmesini" sağlamak. Feith'in açıklamasından yola çıkılırsa Ankara bu konuda belirli bir mesafe almış gözüküyor. Ancak, PKK/Kongra-Gel konusunda da söz verdiği halde herhangi bir adım atmayan Washington yönetimine bu konuda da güvenemiyor. O nedenle kendi önlemini bugünden alma konusunda kararlılığını kayda geçiriyor.
Yönetimi kim kuracak? Bütün bu gelişmelere rağmen Ankara, Kuzey Irak'ta bir Kürt devletinin kurulabileceğine de bu aşamada olasılık tanımıyor. Her ne kadar seçim sonrası yönetim yapılanmasında Kürt lider Celal Talabani'ye Cumhurbaşkanı rolü biçilse de şu sorunun yanıtının da bulunması gerekiyor: "Hazırlanacak Anayasa ile federatif yapı içinde oluşacak Kuzey Irak'taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ni kim kuracak?" Seçimlerde herhangi bir göreve talip olmayan Barzani'nin Kürdistan Cumhurbaşkanı veya Başbakanı olarak bu işi üstlenmek için kolları sıvadığı görülüyor. Ancak, Talabani'nin bu işi tek başına Barzani'ye kaptırmak istemediği de kuşku götürmez bir gerçek... ABD askerinin çekilmesi tartışılsa dahi, Irak'ta oynanan oyunların kısa sürede bitmeyeceği gün gibi ortada duruyor.
|