Tasarruflarını çeşitli saiklerle değerlendirmek isteyenler önce geriye bakarlar. Bunu Türkiye için yapanlar geriye baktıklarında enflasyonist bir ortamda oluşmuş sonuçlarla karşılaşırlar, bunları değerlendirirler. Dün bunu yaptık. Yirmi yıl geriye gittik. Son altı yıla baktık. Hisse senedi yatırımlarının getirisine hiçbir yatırım aracının ulaşamadığını gözledik. Bunu hazine bonosu ve yatırım fonlarının takip ettiği ortamda yaşadığımızı bir kez daha anladık. Şimdi ise, değişen şartlarda, tek haneli enflasyonda geleceğe daha dikkatli bakmamız gerekiyor. Birikimleri en iyi şekilde değerlendirmenin yolu ileriye dönük gerçekçi tahminler yapmaktan geçer. Bunu gerçekleştirmek ise gerek Türkiye'deki gerekse dünyadaki gelişmeleri en iyi şekilde analiz etmeyi zorunlu kılar.
*
Son altı yılda değişim Türk Lirası yatırım araçlarının son altı yıllık gelişimi, değişimi de yansıtıyor. Repodan kaçış var. 2001 yılında konulan vergi ve batık bankalardaki karşılıksız repo işlemleri yatırımcıları repodan uzaklaştırmış. Enflasyon düştükçe, muamele saiki ile tutulan paralar vadesiz mevduatın artışına neden olmuş. Maaşının bir kısmını bankada bırakanlar veya çok kısa vadeli yatırımların masraflarının getirisi fazla olması bunun temel nedeni. Vadeli mevduatlar aynı düzeyini koruyor.
* Geçen yıl ne oldu? 2004 yılında TL yatırım araçları, geçmiş yıl trendlerini devam ettirdiler. Avrupa Birliği ile ilgili gelişmelerin olumlu gitmesi hisse senedi piyasasının gösterdiği performansta
etkili oldu. Bunun yanında değişken faizli devlet tahvili ikinci iyi getiriyi sağlayan araç olmuş. Bunu sabit faizli devlet tahvili izliyor. Üçüncü sırayı, mevduat ve emlak almış. Repo mukayeseli olarak yine düşük reel gelir sağlayanlardan. İlginç gelişme A ve B tipi yatırım fonlarında gözleniyor. İçeriğinde hisse senedi, devlet tahvili ve gecelik fonlama getirisi bulunan bu araçların performansının daha detaylı sorgulanması gerekiyor. Aracı kurumların aldıkları komisyon veya primler bu getiriyi düşüren unsurlardan biri.
* 2005'te hangisi kazandırır? Temel senaryodaki varsayımlara göre 2005 yılında brüt faizlerin % 17-18 arasında süregitmesini bekliyoruz. Bu orana yakın net getiriler, yatırımcı
açısından şartların getirdiği en iyi olanaklar olarak düşünülmeli.
Hisse senedine yatırımın uzun vadeli bir strateji olduğu unutulmamalı. Veriler hisse senetlerinde beklenildiği taktirde en iyi kazancın sağlanacağını gösteriyor.
Bunun dışında en iyi yatırım yeri değişken faizli devlet tahvilleri. Üç ayda bir faizi ayarlanıyor. Ayrıca sabit faizli devlet tahvilinin faizinin de üzerinde getirisi oluyor. Bu yıl brüt olarak % 19-23 arasında faiz verebilir.
Kurumsal tahvil piyasasını dikkatle izlemek gerekiyor. Güçlü firmalar bu yıl piyasaya çıkıp % 18-20 faizli tahvil satmak isteyebilirler.
YTL mevduat faizleri stopaj vergileri nedeniyle bu oranların iki veya üç puan aşağısında gerçekleşebilir.
Reponun
vergi dezavantajı getiri oranlarını düşürüyor.
Çeşitli dış finans kurumlarının yurt dışındaki YTL faizli tahviler ise bu oranların çok altında. AAA dereceli Avrupa Yatırım Bankası 5 yıl vadeli YTL tahvilini % 12 faizle piyasaya sürmüş. Robobank'ın 2 yıllık tahvili ise % 14,875 faizli. Hem vade uzun hem de getiri az.
A ve B tipi fonlar bazı bankaların mevduat kaynaklarını bu araçlara kaptırmamak için cazip yapılmıyor. Oysa bireysel yatırımcılar için en kısa ve orta vadeli profesyonel yatırım araçları.
Altın ise fiyatları açısından üst noktada. Düşeceği bekleniyor. Orta ve uzun vadede ana parayı korur. Getirisi fazla olmaz.