|
|
|
|
|
|
Hedefim, yeni zihniyet projesi
Adaylığa hazırlanan Livaneli "Ben iyi-kötü, olacağımı zaten olmuşum. Bana Zülfü Livaneli olmak yetiyor. Ama CHP'de zihniyet devrimi projesi heyecanlandırıyor" diyor.
CHP'de barış, yurtta barış, dünyada barış
Genel başkanlık ihtirasım yok. Niyetim 'bir şey olmak' değil, iyi-kötü olacağım kadar olmuşum. Ama CHP'de zihniyet devrimi yapmak gibi bir proje var ki insan heyecanlanıyor.
CHP'de gerilim her geçen gün biraz daha tırmanıyor, adaylar arasındaki yarış her gün biraz daha kızışıyor. Partide değişim fırsatından çok, genel başkanlık yarışına endekslenen 29 Ocak'taki olağanüstü kurultayda "Ne Baykal ne Sarıgül" diyenlerin desteklediği Zülfü Livaneli de nabız yoklamayı sürdürüyor. Bu hafta sonuna kadar havayı koklayacağını söyleyen Livaneli, aday olmak için gereken 260 kurultay delegesinin oyunu alacağına inanıyor. "Ayıp değil, günah değil! Kurultaya gidiyoruz, belli bir gücümüz de var. Neden aday olmayayım" diyerek ekliyor: Ben bir şey olmak için değil, bir şey yapmak için aday oluyorum. Atatürk'ün 'Yurtta barış, dünyada barış' sözü ilkemizdir. Biz de 'CHP'de barış, yurtta barış, dünyada barış' istiyoruz... Livaneli, CHP lideri Baykal'ın kendisine atfen söylediği "Selden kütük kapmak istiyor" sözleri için de "Ben hiçbir zaman böyle tartışmam" demekle yetiniyor.
* Mustafa Sarıgül'ün söylediğini yapıp sazınızı çalmayı mı sürdüreceksiniz yoksa aday mı olacaksınız? Sarıgül yalanladı bu sözü! Telefon açtı 'Bana ait değil bu sözler' dedi. Üstlenmediğine göre böyle bir söz söylemediğini kabul etmemiz gerekiyor! Tabii ki müzik hayatımın en önemli unsuru. Ama müzik yapmadan önce de politik çalışmaların içindeydim ben. Adaylık konusuna gelince... CHP'nin 29 Ocak'taki baskın kurultayında büyük tehlikeler var. Parti bölünme tehlikesiyle, kamuoyunda azalan desteğini daha da yitirme tehlikesiyle karşı karşıya. Bu iki adaylı kurultaya gidilirken; bazı milletvekilleri ve il başkanlarından öneri geldi. Dediler ki 'Siz bu çılgınca gidişi önleyebilecek kişisiniz, adaylığı kabul edin.' Ben de ismim etrafında bir birleşme olursa bu görevden kaçmayacağımı; ancak bu olmaz, parti seçime bölük börçük girerse bölünmenin parçalarından biri olmayacağımı söyledim. Şimdi bunu değerlendirme aşamasındayız.
İTTİFAK PEŞİNDE DEĞİLİZ! * 'Benim ismim etrafında mutabakat sağlanırsa aday olacağım' diyorsunuz. Bunun olabilirliliği ne kadar güçlü? Yüksek görüyorum. Çünkü 35 milletvekili arkadaşımız Anadolu illerine dağılmış, delegelerle konuşuyor. Açtıkları telefonlardan gayet olumlu izlenimler alıyoruz. Sonunda bu çok parçalı yapıdan, daha bütüncül bir anlayışa yaklaşmaya çalışıyoruz.
* Aday olabilmek için 1.300 delegeden 260'ının divan önünde imzasını almanız gerekiyor. Diyelim 260'ı buldunuz. İsmail Cem, Erdal İnönü'ye karşı aday olduğunda etrafındaki delegelerin sandık başında buharlaştığı örneği veriliyor sürekli. Yalnız kalmayacağınızdan nasıl emin olabiliyorsunuz? Çünkü bu işe kendini adamış arkadaşlarımız var. Ama tabii ki bu bir seçimdir, seçimin sonucunu zaten yüzde yüz bilerek giremezsiniz. Ama ipuçları gelir elinize, bakarsınız, hissedersiniz. Bizim aldığımız ipuçları iyi gittiğini gösteriyor. 260'la bizim bir sorunumuz olmaz.
* Sarıgül adaylığını açıkladığında çekilecek misiniz? Biz onun girip girmemesine bağlı değiliz. Ayrıca buna tek başıma karar veremem; arkadaşlarımızla birlikte delege sayılarına bakıp, karar vereceğiz.
* Sizin cepheden bakarsak, Sarıgül'ün seçilmesi mümkün görünüyor mu? Şu ana kadar adaylığını açıklamamış olması, çok alışkın olduğumuz bir üslup değil. Kurultaya şurada 10 gün kaldı, netleşmesi gerek.
* Ardı ardına miting yaparken, kendisini desteleyecek kesin delege sayısını bile açıklarken geri çekilir mi? Bilmiyorum... Evet bir senedir bu işlerin içinde, kurultay da onun için yapılıyor ama adaylığını henüz açıklamadı. Ortada adaylar yok! O bakımdan bu haftayı biraz gözleyerek geçirmek gerekiyor.
* Herkesin adaylık noktasında bir iddiası var. Siz neyinize güvenerek aday oluyorsunuz diye sorabilir miyim? Ben böyle bir işe talip olup, 'beni destekleyin' diye arayışa girmedim. Partide şu anda çok kuvvetli bir milletvekili grubuyla yaptığımız toplantı sonucunda bu sorumluluk ortaya çıktı. Bizim güvendiğimiz şey şu; bir kere bütün arkadaşlarım ve ben belli ilkelere güveniyoruz. Bu ilkeler açık, sağlıklı, düzgün bir politika yapmak ve parti kamuoyunun önüne çok net ilkelerle çıkmak. Hiçbir kargaşanın da, ittifak arayışının da içinde değiliz. Dolayısıyla bu partide değişim isteyen insanların bu değişim talebine cevap verebileceğimizi düşünüyoruz. Çünkü kitlelerle partinin barışması bizim yardımımızla olabilir. Çok büyük kitleleri 30 yıldır Türkiye'de temsil ediyorum. Ankara Hipodromu'nda yarım milyon kişiyi bir arada görmüş bir insanım.
* Müzik etrafında birleşmek bununla aynı şey midir? Aynı şey! Çünkü benim konserlerim bir müzik eğlencesi değildi.
* Şunu söyleyenler de var: Evet Zülfü Livaneli politik kimliği de olan çok büyük bir sanatçı ama örgüt ve yöneticilik birikimi yok! Eleştirileri cevaplamak niyetinde değildim ama madem soruyorsunuz şunu söyleyeyim: Benimle ilgili insanların kanılarına saygı duyarım ama örgütün zaten bugüne kadar yürüttüğü biçim yanlış olduğu için biz bu işe girdik. Çünkü bu işin sadece delege ve partinin içinde kapalı birtakım saray entrikaları diyebileceğimiz oyunlarla ilerlemesi -ki örgüt tecrübesi falan dediğiniz o- değişmeli. CHP de Avrupa'daki sosyal demokrat partiler gibi olmalı. Açık, şeffaf, üyelerin katılımını sağlayan, genel başkanın tanrı gibi oturup, Olimpos Dağı'nın tepelerinden emirler yağdırmadığı, katılımcı bir demokratik yapı oluşturmak gerek. Zaten bu değişimin arzusu olarak bana geldi insanlar. Ben bunu yaparım! Çünkü ben yıllardan beri Avrupa'- da politik çalışmaların içindeyim, UNESCO'da büyükelçilik yapıyorum, Avrupa sosyal demokratlarıyla, sol partilerle yakın ilişkilerim var.
* Diyelim isminiz etrafında mutabakat sağlanmadı, adaylardan herhangi birini destekleyecek misiniz? Hayır, zannetmiyorum. Arkadaşlarımızla karar vereceğiz tabii ama böyle ittifaklara girme niyetinde olmadığımızı biliyorum. Siz girmeme ihtimalimi sorup duruyorsunuz ama girmemeyi düşünmüyorum henüz! Çünkü örgütten büyük destek alıyorum.
* Partiyi başıboş bırakmamak için aday olacağınızı söylemişsiniz doğru mu? Başıboş lafı doğru değil, başıboş değil parti şu anda. Tam tersine fazla sıkı yönetiliyor! Partinin biraz özgürleşmesi gerekiyor diye düşünüyorum.
ŞİRİN SEVER
|
|
|
|
|
|
|
|
|