kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ali Kirca @ SABAH
 

Üçüncü kuşağın dramı

(Hagi'ye ve Canaydın'a açık mektup!).

Sevgili Hagi... Sayın Başkan...
Bu açık mektuptaki düşüncelerimi sizlere özel olarak da iletebilirdim. Buna olanaklarım vardı elbette... Lakin, sizlerle paylaşmayı istediğim duygu ve düşüncelerimin; üç kişinin arasında kalacak kadar "özel" olmadığının farkındayım.
Üstelik yalnızca Galatasaray taraftarlarının değil; öteki takımların taraftarlarının, ulusal takımın ama ondan da öte ülkemiz insanının önemli bir kesiminin de ilgi ve duygualanına girdiğini, girmesi gerektiğini biliyordum. Özel bir "rica"nın; bu gazetenin sayfalarındaki açık mektupla, toplumsal ve insanbir "çağrı"ya dönüşmesi ondandır.


Asıl soruna geçmeden, Galatasaray'ın "efsane adam"ı hakkındaki duygu ve düşüncelerimi de belirtmek isterim. (Ki o sizsiniz sevgili Hagi...) Yalnızca Galatasaray tarihinde değil, Türk futbol tarihinde yalnızca iki ismin benim yüreğimde ayrı bir yeri oldu hep; biri Metin Oktay, diğeri Gheorghe Hagi... Yani siz... Neden biliyor musunuz? Futbolun meşin kaplı tarih kitabına silinmez biçimde nakşedilmiş olağanüstü başarılarınızdan ötürü değil yalnızca... Hiçbir "geçici" başarısızlığın gölgeleyemeyeceği olağanüstü insanlığınızla...
İkinizin de... Metin Oktay'ın ve sizin de...


Galatasaray Teknik Direktörlüğü'ne getirilmenize en çok sevinenlerden biriydim. Başarılı olacağınıza adım gibi emindim. Başka takımlara "taraftar yazarlar"ın gelmenize sevinmemelerini anlıyor, onların bu tavrına saygı duyuyorum. Ama Galatasaraylı olduğunu sanan "körler ve sağırlar"ın daha geçen yılki son altı maçta; ağır bir hastanın nasıl ayağa kalktığını görememiş olmalarını şaşkınlıkla karşılıyorum.
Benim inancımsa buralardan çok uzakta, New Jersey'de, çıplak gözle izlediğim Porto maçında pekişti.
Galatasaray'ın, sahaya "tam kadro" çıkan Şampiyonlar Ligi şampiyonunu nasıl devirdiğini gördüm.
Aslında bunları görmeye de gerek yoktu ya... Türkiye'de, futbolu, bütün teknik direktörlerden ve bütün "ahkam kesen"lerden daha iyi bilen "adam", neden başarılı olamayacakmış, neden? Oluyor da işte... Olacak da...
Bir başka "muazzam" avantajı daha var ki... İşte onu hiçbir kulüp başkanının milyonlarca dolar harcayıp sağlayamayacağını biliyoruz: Türkiye'de taraftarın "taparcasına" sevdiği bir başka teknik direktör var mı? Var mı?
"Tecrübeli" teknik direktörler bulunabiliyor da; sevgi, parayla ve transferle satın alınamıyor işte!


Bu mektubun yazılma nedenine gelince... Şu Ümit Karan sorunu...
Bu mektubu, Ümit Karan'ın Galatasaray'dan gönderilmemesini isteyen milyonlarca Galatasaray taraftarı adına kaleme aldığımı söylersem dürüstlük yapmış olmam. Hayır... Bu mektubu Ümit Karan için yazıyorum. Kendini bir türlü doğru dürüst savunamayan, çünkü aslında "sorun"un neden kaynaklandığını kendisi de bilmeyen, kendisini çözememiş genç bir "insan" adına... Evet... İnsan...
Siz sevgili Hagi... Siz dememiş miydiniz: "İnsanlık futboldan önemlidir!" diye...
Biliyorum, Ümit Karan'sız da Galatasaray'ı şampiyon yapabilirsiniz... Futbol dehanız, cesaretiniz ve yaydığınız sevgi iklimi bunun için yeter de artar bile...
Yani, bu mektubu bazıları gibi "Ümit Galatasaray'a lazım" diye yazmıyorum. Haklısınız... Galatasaray'ın Ümit'e hiç de ihtiyaç duyurmayan çok büyük golcüleri var. Sorun bu değil...
Siz "Hagi" olmasaydınız, bunu sizden isteyemezdim... Bir başka teknik direktöre bunlar söylenemezdi... Çünkü pek çoğu için futboldaki geçici başarılar; "insanlık" tan önce gelirdi. Acımadan, gözlerini kırpmadan harcarlardı geçici başarılar için gencecik çocukları... Siz yapmazsınız. Yapamazsınız. Biliyorum...


Şaşıracaksınız ama ben "sorun"un nereden kaynaklandığını da biliyorum. Sorun Hakan Şükür'le filan ilgili değil. Doğrudan sizinle ilgili. Ümit çocuğun size karşı tavırları, sizin için söyledikleriyle ilgili. Biliyorum. "Nereden?" diye sormayın, biliyorum işte...
O nedenle kırılmakta haklısınız... Ama yine aynı nedenle sorunu çözebilecek olan da sizsiniz.


Ama ben size başka bir "hikaye" anlatacağım... Bu hikaye, bir dramdır aslında... Üçüncü kuşağın dramı... Ümit de bu "hazin" hikayenin kahramanlarından biridir. Şimdi bu ülkede futbolla ilgili herkese bir soru sorsam, desem ki:
"Son beş yılın en iyi beş golcüsünü sayın!"
İlk beşteki şu isimlere kimin itirazı olur:
İlhan Mansız, Ahmet Dursun, Ümit Karan ... (İsterseniz, öteki Ümit'i, Davala'yı da ekleyebilirsiniz.) Peki neredeler şimdi?.. Son Ümit'ten de bavullarını hazırlaması isteniyor... Futbolu bildiğini sanan, ama insanlıktan sınıfta çakanlar, "bunalımlı" damgasını vurup kestiler çocukların sürgün biletlerini. Benim, içim ağladı onlar giderken. Türk futbolundan, kulüplerinden, milli takımdan gidişlerine değil... Hikayelerinin böyle bitişine içim acıdı.
Siz yapmayın bunu sevgili Hagi... Almanya "acı vatan"ın kimlik bunalımındaki "üçüncü kuşak çocukları"nın dramına seyirci kalmayın!.. Ötekiler gibi olmayın!.. İsteseniz de olamazsınız zaten...


Ve sayın Başkan... Bu iş yönetimin işi değil... Bu sorunun çözümü
"idareci"lere bırakılamayacak kadar zor. Ve önemli... Ve de insanHagi olmasaydı bu mektubu yazmazdım. Siz olmasaydınız bu çağrıyı yapmazdım.
Ümit'i bulun... Hagi gelsin... Siz gelin... İsterseniz ben de gelirim... Ne sıfatla derseniz, onu da söyleyeyim: Ne zamandır "Ümit gitmesin!" diye, tribünlerde yüreklerinin sesini duyurmaya çalışanlar ve Hagi'yi de çok sevenler adına; "sıradan" bir "taraftar" sıfatıyla... Tamam, kulaklarını çekelim bu çocukların... Ama "anavatan gurbeti"nde öksüzlüklerine ve yetimliklerine de seyirci kalmayalım olmaz mı? Babasız koymayalım orta yerde! Hem şair sormamış mıydı hepimize:
"Sizin hiç babanız öldü mü?"

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Özal'a âşık olan Amerikalı obez kadın!   / 23-12-2004
 AB'siz yazı yazmanın dayanılmaz ağırlığı!   / 21-12-2004
 Merdiven boşluğu!   / 14-12-2004
 En masumu futbol!   / 09-12-2004
 Statları kurtardınız! Şehirleri asla..   / 07-12-2004
 Vatan sizi sevmiyorsa...   / 04-12-2004
 17 Aralık'ta 17 yaşında olanlara   / 02-12-2004
 Bu yıl da geçiyor işte...   / 30-11-2004
 Bir bardak suda G.O.R.A.!   / 27-11-2004
 Yârim keskin bıçak!   / 23-11-2004
ALİ KIRCA
Üçüncü kuşağın dramı
(Hagi'ye ve Canaydın'a açık...
KAZIM KANAT
Bir kibrit çak kampanyası!
Gazeteciliğimin ilk...
HASAN SAYDAM
Sarı Kısrak ve Kuzular
Geçen hafta start alan atlardan...
'Pişman değilim yine yaparım'
'Pişman değilim yine yaparım'
Susurluk'un kilit ismi emekli Tuğgeneral Veli Küçük sekiz yıllık...
Armatör Sadıkoğlu fidye için kaçırıldı
Armatör Sadıkoğlu fidye için kaçırıldı
Basra'da batık gemi çıkaran Kahraman Sadıkoğlu, iki İngiliz...
Güzel ama 'yalancı'
Güzel ama 'yalancı'
Brezilyalı model Gisele Bündchen'in, getirene beş bin dolar ödül vaat...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu