kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
  » Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Sorunlu bir insanı oynamak istiyorum
Sorunlu bir insanı oynamak istiyorum
Su beni rahatlatıyor'
'Ben bohem yaşayamam'

Sorunlu bir insanı oynamak istiyorum

Reklamlar, televizyon dizileri ardından da bir kadın dergisi için yaptığı röportajlar... Aşk, meşk ve kadınları konuşmaktan çok sıkılıp röportaj yapmayı bıraktığını söyleyen Şencan Güleryüz'ün hedefi sinema, en büyük isteği de sorunlu bir karakteri canlandırmak.

Reklamlar sayesinde tanışmıştık onunla. Afacan suratının altında kocaman bir tiyatrocu olduğunu sonradan öğrendik. Sonra ekranlarımıza dizilerle konuk olmaya başladı Şencan Güleryüz. Birkaç zaman sonra elinde ses kayıt cihazıyla bir gazeteci oldu, röportajlar yapmaya başladı. Güleryüz'ün şimdiki hedefi ise dram yüklü, sorunlu bir kişiyi canlandırmak

* Şu anda neler yapıyorsunuz?
"Omuz Omuza" adlı dizide oynuyorum. Tiyatro'da ise "Pembe Patikler" adlı oyunumuz devam ediyor. Asıl ocak sezonunu bekliyoruz. Bir de reklam dublajı var. Dergide röportajlar yapıyordum ama bitti. Çok sıkılmıştım, bıraktım.

RÖPORTAJDAN SIKILMIŞTIM'
* Neden bıraktınız röportajları?
Ben kafamın çok çalıştığına inanırım. Bir süre sonra ciddi anlamda sıkmaya başladı bu iş beni. Sonuçta insanların özel hayatları beni ilgilendirmez. Ama işin başından beri konsepti buydu. Bir kadın dergisinde en çok ilgiyi ne çeker diye düşünmüştük derginin editörüyle. Ne konuşurlar erkekler bir aradayken? Aşk, meşk ve kadınlar. Biz de bunu yaptık ama sıkıldım. Zaten konuşulanların yüzde 40'ını döküyordum yazıya.

* Peki sorduğunuz sorulara kendiniz cevap verir miydiniz? Cinsel hayatınızı, kız arkadaşlarını anlatır mıydınız?
Aslında kişiden kişiye değişiyordu röportajlar. Yani Haluk Bilginer'le bir başka kişinin verdiği cevaplar arasında çok fark var mesela... Verdikleri cevaplar o röportajın içeriğini belirtiyordu tamamen. Erkek muhabbetinde zaten başka soru sorulmaz ki. O röportajlarda daha önceden tanıdığım insanlar da vardı, ilk kez tanıştığım insanlar da. Ben de bu sorulara cevap verebilirdim bana sorulsaydı. Ama kendi ölçülerimle cevap verirdim.

* Bu kadar işi bir arada yaptınız. Gönlünüz en çok hangisinde?
Geçen gün Şener Şen'i izledim. Ve gerçekten içim gitti o sahnede olabilmek için. Hepsinden büyük keyif alıyorum. İşimi çok seviyorum. Ama bunun tamamen sektörle ilgisi var. Ben iki sene sadece televizyon yaptım. Ama sahneden kopamadım. Daha ben ve benim kuşağımdakiler çok genç. ABD'de 40'lı yaşlar genç aktörlük dönemidir. Biz daha o döneme bile gelmedik.

* En çok kimlerden etkileniyorsunuz sinemada?
Ben Yeşilçam'daki birçok sanatçı karşısında oynama fırsatı buldum. Hepsinden çok şey öğrendim. Beni bu anlamda etkilemiş olabilirler. Ama bazı insanlar var ki onlar oyuncu bile değil tabii. Mesela "Omuz Omuza"da herkes özenle seçilmiş. Ben oyunculukta muhakkak eğitim olması gerektiğine inanıyorum.

PINAR ÇOK EMEK VERDİ'
* Ama "Omuz Omuza"da eğitim almamış, bu meslekten gelmeyen insanlar var. Pınar Altuğ mesela...
Oyunculukta eğitim olmasını savunuyorum. Ama Pınar'ın verdiği emeği kimse göz ardı edemez. Şebnem Özinal da buna örnektir. Biz bile çok yolun başındayız. Türkiye'de sinema oyunculuğu diye bir şey de yok. Biz tiyatro eğitiminin üzerine bir şeyler oturtmaya çalışıyoruz. Ayrıca bu ülkede oyuncu tanımının ne olduğu bile bilinmiyor.

* Nasıl görüyorsunuz Türk sinemasının gidişatını?
Türk sinemasını bir sektör olarak göremiyorum. Ön plana çıkan kişisel başarı veya başarısızlıklar bence. Türk sinemasının kimliği bile yok. Biz bile izleyici izlesin diye bazı eleştirileri yapmıyoruz. Artık ben işin hastalıklı boyuta kaydığını düşünüyorum. Hastalıklı olan şey ise bir sinema filminin bu kadar güncel olayların önüne geçmemesi. Mesela Tuğçe Kazaz'la Mithat Can'ın gazeteye çıkmadığı gün yok. Bu kadar haber yapılması hastalıklı bir durum değil mi? O zaman işte sitem etmeye başlıyorsun. Bence her şeyi dozunda değerlendirmeliyiz.

* G.O.R.A. ve Yazı Tura da çok konuşuldu. İzlediniz mi?
Bu kadar emek verildiği için "Arkadaşların eline sağlık" demekten başka bir şey diyemiyorum. Çok çalışılmış, çok emek verilmiş. Zaten sonuçları da ortada. Bence bu iki film de üniversitelerde ders olarak okutulmalı. Pazarlama ve seyirciyle filmi buluşturma adına çok iyi ders olur bence.

KUTLU GARGI MERKEZ

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 En iyi 9 tuvalet seçildi
 Estetikli diyen eski fotoğrafıma baksın
 'Eskiden deri ceketi sadece polisler giyerdi '
 YTL uğur getirecek
 Müziğin dahi çocuğu Bakü'de
 Hemen unutan da var çok ağlayan da
 60 milyara kurtuldu
 Bayan Kaliforniya politikayı sevmiyor
AYŞE ÖZYILMAZEL
Milletçe Semramızı beklemişiz meğer
Semranım nur olsun,...
HAKAN & UTKU
Ünlülerin karizması nasıl çizilir?
Hıncal Uluç:...
AYŞE TÜTER
Lezzet Güneşi
Dilimli güzel Dilimli güzel...
Başarısız bel sendromu olan ameliyat sonrası da ağrı çekiyor
Başarısız bel sendromu olan ameliyat sonrası da ağrı çekiyor
Bel fıtığı ameliyatı geçirenlerde; yeni bir fıtıklaşma olması,...
10 yıllık yalı kavgasında avantaj Aslı Üstünkaya'da
10 yıllık yalı kavgasında avantaj Aslı Üstünkaya'da
Beşiktaş Kulübü eski başkanlarından Mehmet Üstünkaya'nın son eşi ve...
İkinci Ebru Şallı vakası!
İkinci Ebru Şallı vakası!
Hamileliği sırasında formu bozulmasın diye yemek yemeyen ve...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.