kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Balcicek Pamir @ SABAH
 

Dünyada erkek sayısı azalıyor mu?

Sex and the City kadınlarına özenen bütün 30'u aşmış kadınlar oradaydılar. Üstelik erkek arıyorlardı. Biz ise kocamla yıldönümü kutluyorduk

Hava nasıl güzel anlatamam. Güneş insanın içini ısıtıyor. En önemlisi de tatildeyim. Yapmam gereken en ciddi iş Atıl Kutoğlu'nun defilesini izlemeye gitmek. New York, hava güzel, kocamla evliliğimizin beşinci yılını kutluyoruz, serseri aşıklar gibi bir o sokak bir bu sokak gezip duruyoruz. Ne yapalım, nerede ne yiyelim, alışveriş yapalım mı? Hiçbiri umrumuzda değil. El ele bütün turistik mekanları turluyoruz. Kimbilir kaç kez gezdik? Ama bu başka. Ne program var, ne yapılması gereken işler... Özgürüz yani... Tek dert benim hiç de hafif geçmeyen soğuk algınlığım. Nasıl çabuk yoruluyorum, gözlerim çakmak çakmak "Yok bir şeyim" diyorum, "Hadi yürüyelim". Arada otele dönmek zorunda kalıyoruz, güneşe rağmen üşüyorum. Olsun kucak kucağa oturup film seyrediyoruz. Denzel Washington'un "Man on Fire" isimli filmi üzerine uzun bir sohbete dalıyoruz. Hikaye sinir bozucu ama kurgu çok güzel. Of yani ne kadar özlemişim kocamla vakit geçirmeyi. Ne onun telefonu çalıyor ne benimki. İlk gün acaba işler yolunda değil mi paranoyasına kapılmadık desem yalan olur. Ama sonra işi falan da unuttuk. New York fiziksel olarak değil ama psikolojik olarak çok iyi geldi. Beş gün içinde aklımızı taktığımız tek sorun yıldönümü akşamında nerede yemek yiyeceğimizdi. Kapalı yerde oturalım çünkü ben hastayım, kapalı yerde oturursak kocam sigara içemez gibi ikilemlerden sonra yakın bir arkadaşımız sayesinde şehrin en iyi restoranlarından birinde yer bulduk ama akşam saat 22.30'a. Restoranın ismi Spice Market. Son 6 ay içinde orayı yazmayan yeme içme gezme yazarı kalmadı zaten. Ambiansı, yemekleri, müşterileri nasıl övüldü anlatamam. Eh hal böyle olunca insan hem merak ediyor hem de özeniyor tabii.

***


Saat 10'u yirmi geçe kapıdaydık. Kapıda uzunca bir süre ismimizi listede bulamadılar. Olsun, bekleriz. Bar kısmına geçtiğimizde yine ismimiz bulunamadı. Bozulmadık bile. O sırada ben kocamı "Bir margarita içebilirim bir şey olmaz ateşim yok, bak, dokun" şeklinde ikna etmeye çalışıyordum. Spice Market New York'taki Uzakdoğu modasının uzantılarından bir tanesi. Ambians herhalde güzel çünkü öyle kalabalıktı ki sıkış tepiş beklediğimiz için pek bir şey göremedik. Bir saat sonra kalabalık masaların içinde iki kişilik tabureden bozma bir masaya oturmuştuk. Değişik üç çeşit yemek ısmarlasak yan masaya sarkmak zorunda kalacağız durum öyle vahim yani. Yine takmadık. Bu gece bizim gecemiz. Bir ara etraftaki bağırış çağırıştan müziği de duymaz olmuştuk. Niye mi bu kadar gürültülü? Spice market özellikle cuma ve cumartesi geceleri Sex and the City'dekilere özenen 30'u geçmiş kadınlarla doluyor da ondan. Amaç tabii ki erkek arkadaş bulmak. Etrafıma baktığımda kocamı da sayarsak koskoca mekanda sadece 4 erkek vardı. Düşünebiliyor musunuz? Şimdi anlıyorum niye bütün Türk erkek arkadaşlarımın ille de "Spice'a gidin" diye ısrar ettiğini. O ısrar aslında kocamaymış. Üstelik yıldönümünde gidilecek en son yermiş. Sarışını, esmeri, kızılı, incesi, balık etlisi, ünlüsü, ünsüzü, mankeni, modacısı... Say say bitmez diyorum size bütün NY kadınları o gece oradaydı. Hem de erkek arıyorlardı. Dünyadaki erkek nüfusu mu azalıyor nedir? Aynı dert İstanbul'da da var. Biz mi ne yaptık? Harikulade yemekler yedik, küçücük masaya sığışmaya çalıştık. Etraftaki kadınlar hakkında hikayeler uydurduk. Çok eğlendik. Gecenin sonuna doğru kadın sayısından mı yoksa hastalıktan mı bilinmez ben yine alev alev bakmaya başlamıştım.

***


"New York'ta bile erkek kalmamış yani aman ne güzel. Sen de bunu müjde diye yaz" dedi yakın bir kız arkadaşım. Sonra başladı anlatmaya, erkekler çok çabuk evleniyorlarmış. Kadınlar gibi 30'u beklemiyorlarmış. Üstelik erkekler daha çabuk boşanıyor ama sonra evlenmeye hiç yanaşmıyorlarmış. Ben aslında 30 yaş üstü evlenecek adam bulamayan kadınların çektiklerini dile getirmeliymişim. Türkiye'nin en önemli sorunu buymuş. Uzun uzun anlatınca ikna oldum tabii. Ama biraz araştırıp birkaç kişiyle daha konuşmam lazım. Yani bu konu başka bir cumartesiye artık...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Cezalı öğrenci gibiyim   / 20-11-2004
 Ona kimse çamur atamaz   / 13-11-2004
 Of, of kömür gibi yanıyorum   / 06-11-2004
 Ah şu papatya falları başka bahara kaldı   / 30-10-2004
 Evinizde işler yolunda mı?   / 16-10-2004
 Kötülük genetik mi yoksa sonradan mı?   / 09-10-2004
 "Seri ol" deyip popoma vurulmasın   / 02-10-2004
 Erkekçe kavga etmeyi senden öğrendim   / 25-09-2004
 Dünyada erkek sayısı azalıyor mu?   / 18-09-2004
 Kadınları en iyi anlayan yazar   / 11-09-2004
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Çırağan Sarayı'nda bir kedi
Sen kalk Fransa'dan...
FİLİZ AKIN
Tiyatrodan sinemaya bir yolculuk
Oya Başar yaşça benden...
KENAN ONUK
Müzik dünyasından üç haber
Müziğin hedef kitlesine,...
AYŞEGÜL ALDİNÇ
Ulusa sesleniş
Spor yazarı rahmetli babam bu günleri...
ŞAFAK KARAMAN
Kolay gelsin
Türkiye'de yapılan rock müzik kulvarında...
Panzehir etkili barlar
Gerçek bir barı yaratan ne özel içkileri ne dekoru ne de ünlü...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.