|
|
Asmalı Konak bitmedi ki!
Siz "Asmalı Konak"ı bitti sanıyorsunuz değil mi? Fena halde yanılıyorsunuz. Bahar'dan ayrılan Seymen, bir Haziran Gecesi güzeller güzeli Havin'e tutuldu. Ama Asmalı Konak günlerinde cipi takla atan, arabası mayınlarda paralanan Seymen Ağa'nın yine sakarlığı tuttu. Gitti, trafik kazasında kızı perişan etti... Aklı biraz gelip, gidiyor. Sevgilisini bir tanıyor, bir tanımıyor... Neyse, bunu duyan Bahar da kendini denize attı, gitti Melekler Adası sahiline vurdu. Kayınçosu Seyhan da öyle... Adını da Alp diye değiştirmiş ama ben "şıp" diye tanıdım. Hani bizim Ali Bey vardı ya, meğer o 70'li yıllarda fabrika işletirmiş de birbirini seven gençlerin arasına set çekermiş. Ya Sümbül Hanım'a ne demeli? Meğer Asmalı'da gönlünü kaptırdığı Ali Bey'in kızıymış da çemberinde gül oya işler imiş! İyi ki konak zamanı eli Ali'nin eline değmedi, Allah korudu yani... Ali Bey'in kız kardeşi Kader de çemberin ucundan tutarmış. Ya konağın hizmetkarı Hayriye'ye ne demeli? Sen tut, kötü yola düş, pavyonlarda konsomatris ol... Tüh, yazıklar olsun sana! Peki Sırık Ağa'ya ne buyurulur? Unutuverdi hemencecik Bahar'ı, şimdilerde kadınların arasında "Sil Baştan" deyip hayatını temize çekmekte. Haydar'ı da bilirsiniz! Hani şu konağın sünepesi, haini... O da hayatını "Sil Baştan" etmekte şu vakitler. Bir de küçük kız kaçırıldığında Asmalı Konak ahalisine yardım eden bir komiser vardı ya hani, şöyle kır saçlı, Fırat mıydı neydi adı? O da emekli olmuş galiba. Şöhret oldu ya, karısını şişman diye boşamış. Ama kadın kilo verince yine karısıyla "omuz omuza" gelip, yanaşmaya çalışıyordu son gördüğümde. Dicle'yi soracak olursanız, bir ara "Ah Be İstanbul" deyip, büyük kente göç eyledi. Ütü filan yaptı yeğenlerine bir vakit. Ama tutunamadı gariban... Yaa, siz daha Asmalı Konak'ı bitti sanın!
|