|
|
|
|
|
|
40 yıllık devlet sanatçısına sahip çıkan kimse yok!
62 yaşındaki devlet sanatçısı Kaya Akarsu'nun, bir yıldır kalp damarları tıkalı. Tedavi olmak için kimden yardım istediyse geri çevrildi. Yıllarca televizyonda insanların acı yaşam öykülerini seslendiren Akarsu, şimdi kendi derdini duyurmaya çalışıyor. Ve bu ilgisizliğe isyan ediyor !.
Onu tüm Türkiye sesiyle tanıyor. Gelmiş geçmiş en iyi seslendirme sanatçılarından biri olan Kaya Akarsu, Devlet Tiyatroları'nın da 40 yıllık sanatçısı... Rol aldığı pek çok oyundan ziyade, gerçek insan öykülerinin anlatıldığı 'Prizma', 'Deşifre', 'Objektif' ve 'Adliye Koridorları' gibi haber programlarındaki etkileyici sesinden tanıyoruz onu. Bir yıl önce kuliste fenalaşmasıyla ortaya çıkan damar tıkanıklığı hastalığıyla tek başına mücadele eden Akarsu, tiyatrocu dostlarından başka kimseden destek görmediğini biraz hüzün, biraz da kırgınlıkla dile getiriyor...
* Kalp rahatsızlığınız ne zaman başladı? Geçen yıl kasım ayında Kral Lear'ın bir sahnesinde kendimi biraz kötü hissettim. Mustafa Uğurlu'yla bir sahnemiz vardı. 'Kendimi iyi hissetmiyorum. Bir şey olursa beni sürükleyerek sahneden çıkar' dedim. Sahne bitti, kulise gittik, kuliste bayılmışım. Gözümü açtığımda kurumun hemşiresi başımdaydı. Ambulansla Taksim İlkyardım Hastanesi'ne götürdüler beni. Hastanede boş oda olmadığını söylediler. Tam bir saat sedyede hastane koridorunda bekledim. Doktor da yoktu ortada. Sonra arkadaşlar geldi. Durumu görünce beni Alman Hastanesi'ne götürdüler. Hastanede tetkikler yapıldı. O zaman şekerimin anormal yükseldiğini, o yüzden baygınlık geçirdiğimi söylediler. O ana kadar şekerim olduğunu bile bilmiyordum.
'HASTANEYE PARAYI BEN ÖDEDİM' * Alman Hastanesi'nde ne kadar yattınız? Bu gece bırakmayız dediler. Ertesi gün de bölüm başkanı profesörler geldi. 'Damarlarınıza bakacağız, şüpheleniyoruz' dediler. Anjiyo yapıldı hemen. Kalp damarlarımdan biri yüzde 70, diğeri de yüzde 50 tıkalıymış. Mutlaka damarlarınıza stent takılması gerek dediler. 2.5 gün hastanede yattım. Bana 5 milyar lira fatura çıkardılar. Devlet Tiyatroları; 'Biz bu parayı ödeyemeyiz. Özel hastane olduğu için sen ödeyeceksin' dedi. Hastane borcumu taksitlendirdi, ben de mecburen ödedim.
* Oradan çıkınca başka bir hastaneye gittiniz mi? Hem Çapa Tıp Fakültesi'nden, hem de Gazi Üniversitesi'nden heyet raporu aldım. Raporda damarlarıma ilaçlı stent takılmasının uygun olduğu yazıyordu. Devlet Tiyatrosu, Emekli Sandığı protokollerine göre ödeme yapmayı kabul etti. Ama emekli sandığı 267 dolar olan plastik stenti veriyor sadece. İlaçlı stentin tanesi 4 bin 500 dolar. Bunları takıp çıkarma ihtimali yok. Ama plastik stentin yeniden tıkanma ihtimali yüzde 45'lerin üzerindeymiş. Ben de ilaçlı stent takılmasını istedim. Ama Devlet Tiyatroları kabul etmedi. Ben de diğerini istemeyince bana tek kuruş vermediler. Şu anda damar tıkanıklığım hâlâ devam ediyor.
* Tiyatrocu dostlarınızdan, arkadaşlarınızdan hiç mali destek gördünüz mü? Arkadaşlarım son derece üzüldüler. Benim adıma bir gece düzenlemek istediler. Kral Lear'ı benim için özel olarak oynayacaklardı. Bilet fiyatları bile belirlenmişti. Ama Devlet Tiyatroları buna da izin vermedi. Kanunlarında böyle özel gece düzenlemek yokmuş. Ben disiplin kurullarında sanatçı temsilciliği yapmış 40 yıllık bir devlet sanatçısıyım. Kurumun genel müdürleri beni başbakanlığa, maliye bakanlığına gönderirler, kurumun sorunlarını bakanlara anlatırdım. Bu kadar hizmet karşılığı devletin, kendi kurumumun bana sahip çıkmaması çok yaraladı beni.
'FİKRİ SAĞLAR SAĞOLSUN' * Bir de Kültür Bakanı ile görüşmek istemişsiniz ama reddedilmiş. Öyle mi? Erkan Mumcu'ya bir kere telefon ettim, ulaşamadım. Bir kere daha aradım, "Şu anda görüşemiyor" dediler. Üçüncü kez tekrar aradım. Yine cevap alamayınca "Talebimi geri aldığımı söyleyin" dedim. Sonra geçen gün duydum; cumhurbaşkanı bir emeklinin derhal ameliyat edilmesi için direktif vermiş. Fikri Sağlar, çok yakın dostumdur. O da en sonunda "Cumhurbaşkanına ben ileteceğim" dedi.
* Evinizi ipotek ettirmişsiniz bu parayı sağlayabilmek için. Başka mal varlığınız yok mu? Ben zaten ailede tek çalışan kişiyim. Seslendirme gibi yan çalışmalarımla eve destek oluyorum. Bu parayla sadece yaşamımı sürdürebiliyorum. İki çocuğum var. Biri hâlâ okuyor, diğeri üniversiteyi yeni bitirdi. Ev kolay satılacak bir ev değil, bahçeli, üç katlı bir ev. Sonra ipotek ettirdik. Kredi alalım dedi eşim. Bankalar kredi vermeye hazır olduklarını söyledi. O sırada Fikri, "Dur bakalım. Bu kadar yıl hizmet verdin. Bu kadar kolay mı" dedi.
* Bugüne kadar pek çok sanatçı ilgisizlikten, sıkıntılar içinde, yalnız başına öldü. Bütün hükümetlerin sanatçılara yaklaşımı böyle mi oluyor? Bizim sektörde hep güçlü, ayakta olmak zorundasın. Kimse kimseye acıdığı için iş vermiyor. Turgut Özal cumhurbaşkanıyken kendisiyle görüşme talep etmiştik. Köşke telefon ettik. Yarım saat sonra bizi arayıp ertesi gün görüşebileceğimizi söylediler. "Yirmi dakika süreniz var ama doldurmayın, protokol bekliyor" dediler. Cumhurbaşkanı bizi 1 saat 40 dakika içeride tuttu. Semra Hanım oyunlarımıza gelir, kulise pastalar kekler getirirdi. Ama şimdi bir bakana ulaşamıyoruz. Erkan Bey bakanlığa gelince çok sevinmiştik. Ama sanki Devlet Tiyatroları'na bir tavır sergiliyor.
* Tiyatrocular bir yıl süresince size destek oldu mu? Bu sürede sizi arayıp sormayan dostlarınız oldu mu? Tüm sanatçı arkadaşlarım sonuna kadar destek oldu. Beni en çok mutlu eden de bu. Açıkçası hiç beklemediğim kadar ilgilendiler. Birçok arkadaşım telefon etti. Çok üzüldüklerini söylediler. Kral Lear'ın yönetmeni günde üç kere aradı.
GÖZDE GEBELEK HABER MERKEZİ
|
|
|
|
|
|
|
|
|