kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Safak Karaman @ SABAH
 

Kemençe ve tulum

Türkiye'de müzik adına yazılan ve çizilen pek bir şey yok... Daha doğrusu yok denecek kadar az. O yokları çoka çevirmek için "İmajıma Dokunma" isimli ilk kitabımı yazdım. Yakın dönem Türk popüler müziğini ele alan kitabımın sizlerle buluşması inanın mesleki kariyerimin en keyifli anlarından biri olacak... Kitap önümüzdeki haftadan itibaren kitabevlerinden sizlere ulaşacak. Önce okuyun sonra yorumlarınızı mail adresimde benimle paylaşın. Gelelim bu hafta benim sizlerle paylaşmak istediğim konuya... Geçtiğimiz günlerde elime bir albüm geçti... Adı "Karizma"... Yorumcusunun adı ise Laz Taylor. Yarım yamalak Karadeniz şivesi ile aklınca Karadeniz müziği yapıyor. Albümün adı "Karizma" ama müzikal karizma yerlerde sürünüyor. İşte belgesi... Bakın Laz Taylor albümündeki "Laz Solist" isimli şarkısında neler söylüyor: Dursun horon oynayi / Temel ona bakayi / Laz solist oldum diye / Bir de hava atayi / Temel Dursun'a dedi / Olamazsın astsolist / O da dedi amacım / Zaten olmak Laz solist... Bu, her geçen gün kültürel yozlaşmadan nasibini alan ve müzikal boyutta gözle görülür bir erozyon geçiren Karadeniz müziğinin folklorik değerlerini altüst eden örneklerden sadece biri ve en yenisi... Bu durum beni önce bir Karadenizli sonra bir dinleyici olarak çok ama çok rahatsız ediyor. Birileri sırf para kazanmak uğruna kendini şarkı sözü yazarı, besteci, yorumcu, aranjör, prodüktör ve de yapımcı olarak sunuyor. Halbuki yaptıkları iş her hali ile fason üretim. Aslında yozlaşmanın baş aktörü belli... Çok satma amacı ve para kazanma hırsı. Acaba kim dinler bu haddini bilmez müzikal safsataları çok merak ediyorum. İsmail Türüt "Sosyete kızı suzan / Gel koynuma uzan" derken, Davut Güloğlu "Nurcanım" la en çok satanlar arasında yer alırken Karadeniz müziğinin bu durumlara düşeceğinin mesajını ben zaten yıllar önce almıştım... Şimdi ise korkulan oldu... Kemençeyi ve tulumu eline alan ortalıkta cirit atıyor. Karadeniz folklorik değerlerinden uzak ve etnik hiçbir değer taşımayan albümler kendilerince Karadeniz müziği piyasasından pay kapmaya çalışıyor. Bir kez daha söylüyorum ki tüm bu safsataların Karadeniz müziği ile ilgisi yoktur. Size ilgili olanlardan örnek verirsem sanırım her şey çok daha aydınlık olacak. Yakın tarihin yıldızları Kamil Sönmez, Ümit Tokcan ve Süreyya Davulcuoğlu Karadeniz'in gerçek temsilcileridir. Çünkü onlar, bölgenin etnik renklerini her zaman doğru telaffuz ve doğru bir müzikal anlayışla sundular. Bu nedenle de onlar Karadeniz'in gerçek klasik değerleridir.

YOZLUĞA PRİM TANIMAYIN

Günümüz popüler kültürü içinde yöresel müziği yozlaştırmadan ülke insanına taşıyan ve tanıştıranlara gelince... Volkan Konak belki de mevcutlar içinde en popüler olanıdır ancak popüler kültürün kendi toprağının müziğine tecavüz etmesine imkan tanımayan müzikal örnekler vermiştir hep. Birol Topaloğlu, Fuat Saka ve Kazım Koyuncu ise yaptıklarının Karadeniz müziği olduğunun bilinci ile folklorik değere kattıkları batılı yorumla enternasyonal bir müzikal tavır sergiliyorlar... Onların üretimleri günü kurtarmak için değil yarınlara miras sunmak adına yapılan işler... Günümüzün kapitalist ekonomik düzeni içinde kimseye "Öyle yapma böyle yap" deme lüksümüz yok. Herkes kendince doğru bildiğini yapmaya devam edecek. Yine birileri kendince şarkı sözü yazacak, besteleyecek, yorumlayacak ve de prodüktör olarak imzasını atacak. Herkes dilediğini yapmakta özgür. Ama haddini bilerek yapmak da bir gerekliliktir. Bir Karadenizli ve müzik dinleyicisi olarak bize düşen haddini bilmeyenlere, bu yozlaşmış işlere prim tanımamaktır. Bunun yolu da kemençe ve tulumla piyasa yapmaya çalışanların albümlerini almamaktan geçer. Temel ve Dursun fıkraların komik kahramanlarıdır ama her hikayelerinde kıvrak bir zekanın incelikleri gizlidir. İşte o kemençe ve tulum aynı zamanda o kıvrak zekanın da aynasıdır. Yoksa "Laz Solist" gibi akıl ve irade yoksunu bir dörtlüğün değil!..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kemençe ve tulum   / 30-10-2004
 Seksapalite   / 23-10-2004
 Nazan Öncel ambargosu   / 02-10-2004
 Demet'in korkuları   / 25-09-2004
 Popstarcıklara gönderme: Rapstar   / 18-09-2004
 Bu toprağın sesi türkülerimiz   / 04-09-2004
 Nev eski ekibine sahip çıkmalıydı!   / 14-08-2004
 İyi olan kazanır   / 07-08-2004
 Aşk Hande'nin ruhundan anlamıyor   / 31-07-2004
 Özcan Deniz nereye?   / 24-07-2004
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
FİLİZ AKIN
Amerika'dan müjdeyle döneceğim
Sağlık kontrollerim için...
AYŞEGÜL ALDİNÇ
Bir uçağa yakışma kuralları
Başlıyorum: Uçak, mesafeleri...
Genç devrimci ülkeyi ve hayatı tanıyor
Genç devrimci ülkeyi ve hayatı tanıyor
Film, klasik sinemayla anlatılmış bir yol günlüğü biçiminde...
En değerli anılarımız zorla silinebilir mi?
En değerli anılarımız zorla silinebilir mi?
Joseph Ruben, öyküsünü özenli ve sapasağlam bir sinemayla anlatmış.
Sihirli diyetlerin hepsi birer yalan
Mucize diyetlerden uzak durun. Çünkü hızla kilo verdirdiği iddia...
Kadının her türlüsünü gördüm
Savaş Ay'ın bu haftaki konuğu bu kez bir erkek. Süzer Holding'in veliahtı, genç...
Savaşın iki farklı yüzü
Semaver Kumpanya, üçüncü sezonuna savaş temalı oyunlarla başlıyor. Bu...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.