kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

Rehavet

Amerikan seçimlerinin ardından yapılan yorumlarda genellikle Türkiye- ABD ilişkilerinin fazla etkilenmeyeceği sonucuna varıldı. Ankara'daki yetkililerin de Bush'un seçilmesinden çeşitli nedenlerle memnun oldukları anlaşılıyor. Bu dönemde Türkiye'nin yapacağı en hayati yanlışlardan biri, bu fikri mutabakatın yarattığı siyasi rehavete kendini teslim etmektir.
ABD ile Türkiye arasında çözülmemiş sorunlar var. Bu sorunlara tarafların yaklaşımları da farklı. İşin esası 1 Mart tezkeresinin ardından iki tarafın ilişkilerini tanımlayacak ortak çıkar çerçevesi çizilemedi. 1990'lı yıllarda kendilerini stratejik ortak olarak niteleyebilen iki müttefikin aralarındaki ilişki bugün aynı tanımlamaya sahip değil. Çıkarlarının çatıştığı pek çok konu aralarında duruyor.
ABD ile Türkiye arasında bir ortak çıkar alanı tanımlaması yalnızca PKK ile mücadele veya Kerkük'ün geleceğiyle de sınırlı sayılmaz. Bunun ötesine gidebilecek meseleler var. Listenin başlarında Irak'ın istikrara kavuşmasında ve genelde Büyük Ortadoğu Projesi'nde Türkiye'nin oynayabileceği rol, Filistin sorununun çözümü, İran'ın nükleer silah programına yönelik önlemler geliyor. 2010'lu yıllar ve ötesine sarkacak stratejik hesaplarını da yapmaya başlayan ABD'nin Yeni Küresel Kuvvet Konumlandırması (YKKK) projesi çerçevesinde İncirlik Üssü'nden daha rahatça yararlanmak istediği de biliniyor.

Gerginlik Türkiye'ye yarar
Haziran ayında Hürriyet Ankara Temsilcisi Sedat Ergin'le konuşan ABD Dışişleri Bakan yardımcısı Lincoln Bloomfield, YKKK ile ilgili olarak "bugünün güncel olaylarıyla ilgili bir proje değil. Bu çalışmada güvenlik yapılanmamızın ve ittifakımızın önümüzdeki 50, 100 yıl içinde alacağı şekli çizmeye çalışıyoruz" demişti. Bu durumda Türkiye'nin Orgeneral İlker Başbuğ'un ağzından "Savunma Ekonomik İşbirliği Anlaşması kapsamında İncirlik'in şu andaki durumunu yeterli görüyoruz" tavrını koymuş olması, bu konudaki taleplerin kesileceği anlamına gelmiyor. Tersine önümüzdeki dönemde Türkiye'nin askeri gücüne yönelik talebin artması daha güçlü ihtimaldir.
Türkiye ile ABD arasındaki sorunların halli, Atlantik ilişkileri düzene girdiği ölçüde daha kolaylaşırdı. ABD'nin dış politikasında müttefiklerinin düşünce ve yaklaşımlarını dikkate aldığı bir ortamda Türkiye de kendi pozisyonlarını tanımlarken rahatlardı. Ancak Brüksel'deki AB zirvesinde Almanya ve İspanya başbakanları ile ayrıca toplanan Fransa Cumhurbaşkanı Chirac, çok kutuplu bir dünyada yaşadığımızı vurguladı. Bush'un da kendi programını katıksız uygulamak için seçmenden yetki aldığına inanması Atlas Okyanusu'nun iki yakasının siyasi yakınlaşmasının hayli zorlu bir süreç gerektireceğini gösteriyor.
Bu gerginliğin devam etmesi bir yanıyla Türkiye'nin AB üyelik sürecini kolaylaştıran bir etki yapar. ABD ile stratejik rekabete girmek isteyecek bir AB'nin bunu Türkiye olmadan gerçekleştirmesi mümkün değil. Ancak o zaman da Türkiye'nin ABD ile ilişkileri daha nazik bir konuma gelebilir. Ankara, AB ile yakınlaştığı ölçüde ABD'nin taleplerine cevap vermekte güçlük çekecek olursa bunun Washington'da rahatsızlık yaratması mümkündür.
Bu türden açmazlarla karşılaşmak istemeyen Türkiye'nin çıkarı, Atlantik ilişkilerinin onarılmasındadır. Bu sürece aktif olarak katkıda bulunmak da gerekecektir. Türkiye'nin başta Irak, bölgeye yönelik inisiyatifleri bu nedenle değer taşıyor. Dışişleri Bakanı Gül de bu bağlamda Lizbon'a giderken, Komşular Zirvesi'nin artık G-8 katılımıyla gerçekleşecek olduğunu vurguladı.
Önümüzdeki yıl Türkiye'nin dış ilişkilerini çok kapsamlı şekilde yeniden düşünmesini gerektiren bir dönem olarak görülmelidir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Komadan çıktı   / 04-11-2004
 Güle güle diyebilmek   / 31-10-2004
 Gazze'den barış çıkarmak için...   / 28-10-2004
 İki arada bir derede   / 24-10-2004
 Körlerin yürüyüşü: Fransa   / 21-10-2004
 Yenilgiden doğacak zafer   / 17-10-2004
 Kerkük, Kerkük   / 14-10-2004
 Kaderi belirlemek   / 10-10-2004
 Bu eşik geçildi   / 07-10-2004
 Bir umut   / 03-10-2004
SOLİ ÖZEL
Rehavet
Amerikan seçimlerinin ardından yapılan...
Bir mum üfledi
Bir mum üfledi
F.Bahçe, ezeli rakibi G.Saray'ı 6-0 yendiği '6 Kasım 2002 tarihli'...
Hırsıyla kazandı
Hırsıyla kazandı
Fenerbahçe, isteği, arzusu, hırsıyla kazandı. Ankaraspor da her türlü...
Meçhule giden bir geminin ardından
Meçhule giden bir geminin ardından
55 yıllık eşini, ilk flörtünü, büyük aşkını kaybeden "İsmet abi"...
Polis önüne geleni gazladı
Beyazıt'ta YÖK'ü protesto eden öğrencileri dağıtmaya çalışan polisin...
74 trilyonluk yatlarda her tür konfor var
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), Uzan ailesine ait Fethiye'nin...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.