Şiiri yaşamdan çıkarttık mı?
Eskiden insanlar şiir de okurdu toplantılarda. Radyolarda şiir saatleri vardı. Fuzuli'ye de, Yahya Kemal'e de, Oktay Rıfat'a veya Metin Eloğlu'na da tutkunduk biz Türkler. Yasaklı olduğu dönemlerde de hepimiz Nazım Hikmet'in şiirlerini ezbere bilirdik. Bir düşünün. Bu Pazar günü hiç şiir okunduğunu duyacak mısınız çevrenizde, televizyonlarda yahut katılacağınız bir toplantıda. Belki şiiri özlemişsinizdir diye, birincisi Orhan Veli'den, diğeri Can Yücel'den iki İstanbul şiirini hatırlatayım siz sayın okurlarıma: Bu şehri bırakmak Bu şehirde yağmur altında dolaşılır Limandaki mavnalara bakıp Şarkılar mırıldanılır geceleri. Bu şehrin sokakları boştur, Binlerce insan gelir gider sokaklarında Her akşam çayını getiren Ve bir Beyaz Rus olmasına rağmen Hoşuma giden garson kadın bu şehirdedir. Ahmet Haşim'ce Akşamdan kalma İstanbul Öyle güzel bir akşamdan kalma ki Sen de orada kal diyor şeytan Bitmesin diye bitmiş olan bu akşam.
|