kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Savas Ay @ SABAH
Tel:
0212 354 40 22
Fax:
0212 274 83 81
 
Babalar ve oğullar
Doğru yanlış oyunu!..
Kıymık

Babalar ve oğullar

Anadolu Ateşi jürisinde kimi zaman tartışıyoruz Arif Sağ ile. İnsanın normal zamanda böyle bir ustayla, ne ustası üstatlığı on yıllar önce kanıtlanmış bir dev adamla tartışıyoruz demesi bile dudak uçuklatacak bir şey. Hem de türküler üzerine, yorumlar üzerine olan konularda laflar ediyorsak diline de felç gelebilir kişinin. Ama orada bulunuş amacımız itibariyle başka zaman ve mekânlarda gık bile edemeyeceğimiz Arif Abi'ye bazen boyumuzu hatta huyumuzu aşan sözler bile söylediğimiz oluyor.

Duygusallık üzerine
Sadece bilgili değil aynı zamanda "Bilge" bir kişilik olan Arif Abi göz ucuyla bakıp, bazen bıyık altından da gülerek süzüyor bizi; "Ulan keratalar adam oldunuz da abinize racon kesmeye kalkıyorsunuz" der gibi hallere bürünüyor.
Bir de başka tarafı var işin. O da adamakıllı duygusal, içsel, kişisel olan tarafı. Ne o? Ne olacak ben sabi sübyan hallerimden bu yana Arif Abi'nin elinde büyüdüm handiyse. Rahmetli babamın çok çok dostu, kardeşiydi Arif Sağ. Anamın pek çok plağında müzik direktörlüğü, sanat yönetmenliği yapmıştı yıllar boyu. Küçümen bir veletken gidip sazını karıştırıp akordunu bozar, kızdırırdım onu. Yine de gık etmez, tatlı dil güleryüzle "Galiba bu da

Yürekten kırılmak

Son jüri tartışmamızı eve gelince banttan izledim. Samimi söylemek gerekirse hâlâ haklı olduğuma inandığım şeyleri biraz fazla ateşli, maksadı aşan bir üslupla söylemişim. Ona bile fazla darılmamış, küsmemiş Arif Hoca. Ama ne zaman ki gazetelerde çıkan demecimi okumuş, işte o zaman köpürmüş, küplere binmiş, daha da önemlisi yürekten kırılmış. Son derece haklı olarak yapmış bunu. Olay tamamen kişiselleşmiş, hatta sınır ötesine taşıp benim de kardeş bildiğim Tolga Sağ'a kadar uzamış çünkü. Sorulması gerekeni elbette; "Oğlumu gündeme getirmek niye? Bu haksızlık değil mi? " diye soruyor.

Mektepli alaylı muamması

O zaman şimdi esas söylediklerime kulak ver lütfen Arif Abi. Dedim ki; Arif Abi orada bulunan tüm yarışmacılar için "bunlar benim evladım" diyor. Çünkü oradakiler gerçekten de duygusal bir bağ kurdu aralarında. Hepsi bir baba gibi görüyor ustayı. Ve usta bunlardan eğitimli olana destek atıp alaylı olanına eksi veriyor. Yani kaçınılmaz ve yaman zorluğu olan seçimini eğitimli olandan yana kullanıyor. Ama biz konservatuvar seçme jürisi değiliz. Eğitim bir yere kadar önemlidir ama şov dünyasında başka parametreler de vardır. Sabahat sahnede Fatma'dan daha aktif daha yakışıklı ve cevval. Sırf eğitimle ya da rüzgârla olsaydı Arif Hoca'nın eli altında yetişen Tolga Sağ da, benim gibi medyanın içinde bir babanın oğlu olan Ulaş da, herkesin bildiği tanıdığı kasetleri milyon satan insanlar olurdu. Ama bilginin, eğitimin, medya gücünün yetmediği yerler var. Ayrıca hangi konservatuvar, hangi akademi bu ülkeye ikinci bir Arif Sağ çıkarabilmiş ki?

Yerden göğe
Peki bu usta adam, bu Arif Sağ adlı dev adam konservatuvar mezunu mu?..
Bu söylediklerimin bir bölümü tıraşlanınca, ortaya; "Arif Sağ önce oğluna baksın. Onu kimse tanımaz" falan türünden salakça, şabalakça, gereksiz ve haksızca sırıtan bir fotoğraf çıkmış. "Arif Abi sana darıldı" diyenlere diyorum ki; "Sadece darıldı mı? Normal olarak beni yakalayıp, yatırıp bir güzel pataklaması gerekirdi ve yerden göğe haklı olurdu."

Sevgiler panzehirdir...

Ben buradan hem canım kadar sevdiğim Arif Ustama hem de kardeş bildiğim Tolga'ya milyon tonluk sevgilerimi gönderip öpüyorum onları. Arzum dışında kırdığım, incittiğim için de günlerdir diş ağrısı gibi yüreğime saplanan acıyı onların engin hoş görüsüyle azaltmak istiyorum.
Yani... Yani seni çoook seviyorum Arif Abi.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bir 23 Nisan'da acılara doğan Bahar bebek...   / 21-10-2004
 Dev adamın savaşı   / 20-10-2004
 Büyü de 'Baba'n sana!..   / 19-10-2004
 İstanbul Cerrahpaşa'da sabaha karşı saat 05.00   / 18-10-2004
 Yaşamdan dakikalar ve ölen biz!..   / 17-10-2004
 Ambulans rezaleti son bulsun   / 16-10-2004
 Balkan kardeşler cinayetinde anneye şok mektup!..   / 15-10-2004
 Kurtlar Vadisi ve bir kısım medya   / 14-10-2004
 Gelin sizi gezdireyim!..   / 13-10-2004
 İnternetten uyuşturucu ticareti   / 12-10-2004
MEHMET BARLAS
Gazetecinin "Forma aşkı", ya "Tetikçilik"e...
REFİK DURBAŞ
Taksici - dolmuşçu mantığı
AB'ye katılımımıza, bazı AB...
SAVAŞ AY
Babalar ve oğullar
Anadolu Ateşi jürisinde kimi...
HINCAL ULUÇ
Cumhuriyet Balosu ve bir şok!..
Cumhuriyet deyince, hep...
EMRE AKÖZ
Emin Baba Türbesi
Okurların çoğu tek gazete alır. Bu...
Samandıra'da isyan
Samandıra'da isyan
Daum'un Alex'i herkesin ortasında azarlaması ve faturayı futbolculara...
Aykut yakın gelecekte Fener'in başına geçecek
Aykut yakın gelecekte Fener'in başına geçecek
F.Bahçe'nin eski, G.Birliği'nin yeni teknik direktörü Oğuz Çetin,...
Kıbrıs'tan asker çekmeyiz, soykırım için arşive bakın
Kıbrıs’tan asker çekmeyiz, Soykırım için önce arşivimize bakın,...
Baykal: Başbakan güzel şeyler anlatıyor
CHP lideri Deniz Baykal, bir gazetecinin "Başbakan'ın...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.