| |
|
|
Zaven'in başına gelenler
Benim Boğaziçi'nde satranç arkadaşımdı Zaven Çiğdemoğlu. Kulüp odasında 'yıldırım' oynardık. Sonra herkes kendi yoluna gitti. Aradan yıllar geçti. Zaven'i yönetmen Sinan Çetin keşfetti. Filmlerinde ve reklamlarında oynattı. Zaven çok ilginç, çok komik tiplemelerle karşımıza çıktı. Geçen gün Zaven'den bir mektup geldi. Bakın neler olmuş: "İstanbul Büyükşehir Belediyesi 3'üncü Uluslararası Satranç Turnuvası'na kayıt olamadığım için katılamadım. Olay şöyle gelişti... Belediyeye bağlı Spor A.Ş. yöneticileri, bir hafta öncesinden telefonla yaptığım başvuruya rağmen, 'katılım ücretini banka hesaplarına yatırıp dekontu fakslamadığım' gerekçesiyle beni turnuvaya alamayacaklarını söylediler. Ayrıca turnuvayı 300 oyuncuyla sınırlandırmış olduklarını, bunu aşamayacaklarını söylediler. Ben de onlara nasıl olsa birkaç tur sonra turnuvayı terk edecek birçok oyuncu olacağını belirttim. Bunu düşünmemişlerdi; çok şaşırdılar. Ama tutumları değişmedi. Ben onlarla tartışırken karşılaşmaların yapıldığı Feshane binasına gelen ve henüz kayıtlarını yaptırmamış olan bazı Bulgar oyuncular, 'Onlar yabancıdır' diye turnuvaya kabul edildiler. Yöneticilere yıllardır satrancın içinde olduğumu, hatta birinci turdan sonra dahi turnuvaya oyuncu kaydedilebileceğini anlattım. Katılım ücretini elden verebilirdim. Ya da ertesi gün bankaya yatırabilirdim. Ama Nuh dediler, peygamber demediler, beni turnuvaya almadılar." Benim bu mesajdan anladığım şu:
1) Turnuvayı düzenleyenler bu işin uzmanı değil. 2) Katılmak isteyenlere eşitsiz muamele yapılıyor. 3) İlke olarak 'işleri kolaylaştırmak' yerine, 'işleri zorlaştırmak' tercih edilmiş.
Özetle: 'Bürokratik zihniyet' maalesef 'satranç sevgisi'nin önüne geçmiş.
Ne diyeyim? İş işten geçti. İnşallah bir daha olmaz.
|