kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Atina 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Aysegul Aldinc @ SABAH
 

Canım Filiz Akın

Bu mektubu size kendi şehrinizden yazıyorum. İstanbul'dan. Uzaklarda bir süre daha kalacaksınız biliyorum. Umuyorum ki sağlığınıza hızla kavuşuyorsunuz... Aynı şehirdeyken de görüşemezdik biliyorum. Ben hissiyatımda sizin evvel ezel hayranınız 'Küçük Ayşegül' olarak kaldım. Hayranlar, hayran oldukları parlak yıldızlarla pek görüşemezlerdi o zamanlar. Şimdi pek çok şey değişti. Daha bir enseye tokat hale büründü ilişkiler. Sizden ilk imzalı resim aldığım günü hatırlıyorum, Nişantaşı'ndaki o heyecanlı günü... Siz Topağacı'nda Sakarya Apartmanı'nda otururdunuz. Biz de Cihangir'de oturuyorduk o sıralar. Ama Selma Teyzem'in pastanesi Nişantaşı'ndaydı; Prenses Pastanesi'ydi adı. Birçok kişi oraları Orhan Pamuk'un romanlarından bilir. Şimdi, Topkapı Sarayı'nı ziyaret eder gibi değişik semtlerden ziyarete geliyorlarmış o da ayrı. Sosyetesi değişti zira Nişantaşı'mın. O şaşıyordur en çok. Ben işte hep oraya Prenses Pastanesi'ne teyzeme yardım etmeye giderdim. Portakallı halkaları, üzümlü kekleri, kestane şekerleriyle ünlüydü, hatırlar mısınız bilmem? Siz hiç uğramamıştınız oraya. Ama bizim şansımıza işte, size misafirliğe gelen birileri, bizden bişey alıp da size getirmişlerdir de belki de hani oradan hatırlarsınız diye bi ümit... Bir ilkbahar günüydü hiç unutmam. Bütün zarafetinizle karşı kaldırımdan, şimdi Hadi Çaman Tiyatrosu o zaman Rüştü Uzel Kız Meslek Lisesi olan binanın önünden geçmekteydiniz. Birden karşı kaldırıma koşmuşum ben. Arabalara falan şeffaf muamelesi yaparaktan bi parlamışım sizin yamacınıza. Annem arkamdan feryat figan, öldü anlamında 'gitti!..' diye bağırıp bayılmış! 'Adım' dedim 'Ayşegül Aldinç'. O klişe cümleyi ekledim 'En büyük hayranınız benim. Bana bir imzanızı...' Şanslıydım, çantanızda resminizin olduğu bir gündü. Belki de hep taşırdınız... Ne saygıdeğer. Bana 'Ayşegül'cüğüme' yazdınız. Ben sizin Ayşegül'cüğünüzdüm artık. Ne güzel... Ne zaman ki adımla soyadım yan yana ahenk içinde başkalarına bir şey ifade etmeye başladı, sizi görmek sizinle tanışmak da sanki daha mümkün olabilirdi. Ama sizi göreceğim zaman ne kadar heyecanlanacağımı bilen ben sanki bilerek o günü geciktiriyordum. Hem size yakın olmak istiyor hem de kaçıyordum. Hayranlık tamamen böyle bi şey çok sevgili Filiz Hanım. Ve bazen şöyle tezahürleri de oluyor:

ARKADAŞIM YILDIZ
Annem öğretmendi benim... Tayini üzerine Davutpaşa Orta Okulu'na yazdırdı beni. Orta ikiyi orada okudum. Bir arkadaşım vardı Yıldız diye 'Benzemez kimse sana...' o ayrı da ben size çok benzetirdim. Bu yüzden onu bir başka severdim. Açık bir mektup ya bu. Herkesler okuyor yani. Belki Yıldız da okur bu satırları, bana bi mail atar diye bunu da yazdım affınıza sığınarak. Yıllar sonra bir gün daha yaşandı ki asıl o günü unutmam mümkün olmayacak. Ankara'da Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin balosunda sahne alıyordum. Şarkılarımı söyledim, indim ve kulise girdim. Biraz sonra kapı çalındı bir görevli beni görmek istediğinizi söyledi. Ooo may gat! Demek oradaymışsınız. Salondaymışsınız. Beni izlemişsiniz. İyi ki sahnedeyken görmemiştim sizi. Sözleri mözleri unutur içeri falan kaçardım. Amatörce gelmesin lütfen. İnsanın henüz bi halt olmadan önceki coşkun duygularını sahnedeki o 'Quinn' tavrından düşmenin yeri en azından sahne değil sanki. Hak verir misiniz buna? Bana sarıldınız, kutladınız. Zaten beni çok beğendiğinizi ama sahnede seyredince hayran kaldığınızı söylediniz. Gözüne fener tutulmuş tavşan gibi kalakaldım. Ne diyeceğimi bilemedim. Böyle bir an unutulabilir mi? İyi ki varsınız canım Filiz Akın. Siz daha kaaaç nesli hayran bırakırsınız kendinize. Yaşlanmıyorsunuz, değişmiyorsunuz. Çünkü içinizin güzelliği ifadenizi aydınlatıyor. Işığınız hiç sönmesin Canım Starım benim. Acil şifalar. Siz yurda sağlıkla döner dönmez sersemce çekingenliklerimden kurtulup yanınıza geleceğim. Sevgiyle öpüyorum o güzel yanaklarınızdan. "Ayşegül'cüğünüz"...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Selülit problematiği   / 28-08-2004
 Persona non grata   / 21-08-2004
 İlla birisi   / 14-08-2004
 Saaarı saarı kimin yaarı   / 07-08-2004
 Amasya'nın bardağı   / 31-07-2004
 Takıntılar bilmem kaç   / 24-07-2004
 Pazar sendromcuğu   / 17-07-2004
 Okur ilen dertleşmece   / 10-07-2004
 Canım Filiz Akın   / 03-07-2004
 Sağına sarmısak soluna soğan   / 26-06-2004
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
FİLİZ AKIN
Teşhiste geç kalmayın
Ne yazık ki her yıl yüz binlerce...
KENAN ONUK
Brahms'ın doğum günü senfonisi
Bu hafta da ünlü besteci...
ŞAFAK KARAMAN
Bu toprağın sesi türkülerimiz
İki haftadır sizlerden...
AYŞEGÜL ALDİNÇ
Hem nalına hem mıhına
Şarkıcınız, oyuncunuz, yazarınız,...
Akla meydan okuyan film
Akla meydan okuyan film
Fantastik sinemaya sempatisi olmayanlar için film bir kabusa...
Geleceği görmek ve bir hayat kurtarmak
Geleceği görmek ve bir hayat kurtarmak
Genç İspanyol sinemasından gelen yeni bir örnek...Yani onun tüm...
Neden bizde restoran rehberi yok?
Bir kentin yeme içme dünyasını sistemli biçimde...
Kenan benim şans meleğim
Genç oyuncu Zeynep Beşerler para değil, keyif aldığı için oyunculuk yaptığını...
Yarım asırdır "en"leri yazıyor
İlk baskısı 1955 yılında yapılan ve 17 Eylül'de 50'inci baskısıyla okuyucuların...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.