Bursa'nın Gürsu ilçesine bağlı Ağaköy'ü diğer köylerden ayıran birçok özellik var. Köyde kişi başına düşen gelir en az 10 bin dolar. Bu gelirin kaynağı üretimine başlanan "armut." 170 haneli köyde herkesin otosu ve traktörü var. Çocuklar özel okullarda okuyor. Köy kadınları ise tarlada çile çekmek yerine lüks evlerde zengin saltanatı sürüyor.
Bursa'nın Gürsu ilçesine bağlı şirin bir köy olan Ağaköy, adını da köydeki ağa bolluğundan almış. Bu köydeki herkesi ağa yapan şey ise hasatına başlanan armut. Bursa'ya 10 kilometre uzaklıkla olan Ağaköy'ün tek geçim kaynağı olan armut sayesinde köylü lüks bir yaşam sürüyor. 170 haneli köyde lüks villalar, son model 4X4 Jeep'ler hemen göze çarparken köyde kişi başına düşen gelir ise 10 bin doların üzerinde. Çocukların özel okullarda okuduğu köyde, kadınlar ise zenginliğin sefasını sürüyor.
ARMUDUN İYİSİ ONLARDA Yaklaşık 900 kişinin yaşadığı Ağaköy'de meyvecilik yapılıyor. Ancak bahçelerin tamamına yakını deveci Armut'u ve Santa Maria denilen armut ağaçlarıyla dolu. Yılda 60 bin tonun üzerinde armudun yetiştiği Ağaköy'ün insanı, gönlünün zenginliğini zamanla meyve bahçelerine katıp, bunu da servete dönüştürmüş. 250 yıl önce kurulan Ağaköy'ün Muhtarı Ali Kocaefe, 3 bin dönümlük arazi üzerinde herkesin armut yetiştirdiğini, zenginliklerinin kaynağının ise köyün birlik ve beraberliği olduğunu söylüyor.
KİMSE GÖÇ ETMİYOR Muhtar Ali Kocaefe 15 yıldır köyde hiçbir kriminal olayın olmadığını gururla söylüyor. Köyde herkesin otomobili ve traktörünün bulunduğunu söyleyen Ali Kocaefe, köyden hiç kimsenin göç etmediğini belirtiyor. Evlerin yüzde 30'unun kalorifer, yüzde 70'inde de güneş enerjisi kullanıldığını söyleyen Kocaefe, her evde içme suyu ve kanalizasyon olduğunun altını çiziyor. Köyün ekonomik durumu eğitime de yansıyor. Köyde halen 20 üniversite, 70 de lise mezunu var. 100 çocuk il ve ilçe merkezinde okuyor. Ama bu çocukların çoğu özel okullarda eğitimini sürdürüyor. Üniversiteyi bitiren gençler köylerine gelip armut yetiştirmeye devam ediyor. Çünkü armut 'zenginlik' demek.
KADINLAR SEFA SÜRÜYOR Ağaköy'ün meydanında bulunan kahvehanede oturanlar şimdi Santa Maria cinsi armutlarını toplamış, deveci armudunun olmasını bekliyor. Diğer köylerde olduğu gibi kadınların tarlada bağda çalışmadığını söyleyen erkekler "kadınlarımız çile çekmiyor sefa sürüyor" dediler. Süper lüks evlerde, çamaşır makinesinden, bulaşık makinesine, mutfak robotlarından sıcak suya kadar her şey var. Ağaköylü Melek Sarı, "Kocalarımız bize kıyamaz" diye söze başlıyor. Bahçeye gidip çalışmadıklarını anlatan Melek Sarı, "Evimizde yok yok. Herkes gerçekten bu köyde çok rahat yaşıyor. Bizim köyün kadınları sabah kalkar evlerinin işini yapar sonra da aramızda düzenlediğimiz günlere gelip gideriz. Şehirli kadınlardan çok daha rahatız" diyor. Oğlunu evlendirmeye hazırlanan Melek Sarı'ya 'Kız tarafı çok şey istemiştir' diye sorduğumuzda köyün gerçek zenginliği ortaya çıkıyor. "Burada kimse kimseyi zora koşmaz" diyerek cevaplıyor. Melek Sarı, "Bizim köyde insanlar anlayışlıdır. Kız tarafı da erkek tarafı da her şeyi ortak yapar, anlaşılır" diye anlatıyor.
TEMELİ 1958'DE ATILDI Çalışkan ve girişimci tarımdaki tüm yenilikleri yakından takip eden Ağaköy'lüler yetiştirdikleri ürünleri satabilmek için 1958 yılında Ağaköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifini kurmuş. İlk önceleri arazi yapısı nedeniyle sadece hububat yetiştirilen köyde, Cumhuriyet'in ilk yıllarında ova ıslahı planı gereğince açılan kanallarla sulu tarıma geçilmiş. Suyla buluşan topraklarda Ağaköylüler ağırlıklı olarak sebze yetirtirmiş. Köyün zenginlik kaynağı olan Deveci armudunu Ağaköy'e 30 - 35 yıl kadar önce, köy halkından Süleyman Metin getirip dikmiş. Süleyman Metin'in diktiği armutlar köyün zenginlik kaynağı olmuş. Ve herkes deveci armuduna sımsıkı sarılıp canla başla çalışmış. Sebze ve hayvan yetiştiriciliğini bırakan köylüler özellikle deveci armudu üzerinde uzmanlaşmış.