kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Refik Durbas @ SABAH
Fax:
0212 354 34 72
 
Bilim, değerli olmalıdır...
"Hızlandırılmış tren" problemi...
Tarihte bugün

Bilim, değerli olmalıdır...

Bir üniversitenin yardımcı doçent kadrosunda görevli öğretim üyesi... Tam 22 yıl eğitim görmüş, bir çok sınavı başarıyla vermiş... Memur çocuğu olduğu için orta öğretimi boyunca koleje gidememiş, baba mesleği yüzünden neredeyse her yılını ayrı bir doğu şehrinde okumak zorunda kalmış, ama kendi çabasıyla üzerine yatırımlar yapılan bir çok yaşıtından daha fazla çalışarak istediği üniversiteye girmiş... Altı yılda verdiği doktorasından sonra eline geçen para mı? Ayda bir milyar T.L. bile değil... Bu gelirinin yarısını barınma ve yakıt gibi giderlere harcadıktan sonra kalan kısmıyla yaşamaya çalışıyor çocuğuyla birlikte...
Şimdi bir yardımcı doçent ve hayatının bundan sonrasını şöyle özetliyor:
"Ordu mensuplarının birçoğunun maaşı fakirlik sınırındaymış, doğrudur. Ama lojman vb. olanaklar? Bizlerin bu gibi sosyal olanakları da yok ve maaşlarımız yoksulluk sınırlarının neredeyse yarısı... Ek gelir sağlayabilecek bir durumumuz da bulunmuyor.
Doçentlere ve profesörlere yapılan iyileştirmeden sonra hükümet öğretim üyelerini unuttu. Oysa asıl ezilen kesim yardımcı doçent ve araştırma görevlileri... Geçen günlerde yargı mensuplarına yine bir iyileştirme yapıldı. Bu ülkede bilim de yargı kadar değerlidir, değerli olmalıdır. Kağıt üzerinde üniversite mezunu sayımızı artırarak mı Avrupa Birliği'ne gireceğiz? Evet, mantar gibi her ile, hatta her ilçeye üniversite düzeyinde eğitim kurumları açıldı, öğretim üyeleri alındı ve sonra bunlara araştırma olanağı sağlanmadan, bu maaşlar uygun görülerek "Başınızın çaresine bakın" denildi. Sonra ne oldu? Maaşıyla karın doyuramayan öğretim üyeleri gereksiz bir sürü dersi müfredata koyarak ek ders ücreti alma yolunu seçti. Maaşı aldığı günden bitirip bir ay boyunca bilim düşüneceği zamanları "Çocuğumu aç bırakmadan önümüzdeki ayı nasıl getireceğim" diyerek geçiren beyinlerden ne beklenebilir ki?"

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 'Sıfır' çeken öğrenciler...   / 12-08-2004
 Eczacının "iflas" nedeni...   / 11-08-2004
 Doğayı değil, geleceği tahrip...   / 09-08-2004
 Tükenmez İzmir sevgisi...   / 08-08-2004
 Ulaştırma Bakanlığı'ndan açıklama   / 07-08-2004
 Bilim, değerli olmalıdır...   / 06-08-2004
 Yurttaş, elçiden ilgi bekliyor   / 05-08-2004
 Türkler, ölüme daha mı yakın?   / 04-08-2004
 Dilek yarımadası satılık mı?   / 03-08-2004
 Eczacı, iflasın eşiğinde mi?   / 02-08-2004
MEHMET BARLAS
Tren olmasaydı siyasi tarih durgunlaşırdı
Eskiden...
REFİK DURBAŞ
Ülkesine giremeyen yurttaş...
SABAH Posta Kutusu'nda...
HINCAL ULUÇ
Bir Hisar efsanesi.. Sunay Akın!..
Eğer Sunay...
Seve seve oynarım
Seve seve oynarım
Yanal'ın "Jaba'yı Türk yapalım" sözleriyle heyecanlanan sambacı...
Gençler nas yaptı:1-0
Gençler nas yaptı:1-0
UEFA Kupası 2.ön eleme maçında temsilcimiz katı savunma yapan Hırvat...
Sarp Sınır Kapısı açılıyor
Erdoğan, Gürcistan Devlet Başkanı Şaakaşvili ile Sarp Sınır...
Edirne Vali'ye ağlıyor
46 yıllık yaşamının 23 yılını mülki amir olarak geçiren Vali Fahri...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.