kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Nebil Ozgenturk @ SABAH
 
Bir kez daha Ahmet Kaya..
Köşk bahçeleri
Şaka gibi..

Bir kez daha Ahmet Kaya..

Müsamere "dostlar alışverişte görsün!", "zevahiri kurtarma", "AB'ye uyum" "demokratikleşme", şu, bu... Kim ne derse desin ama oldu işte! Devlet ekranından Kürtçe haberler, Kürtçe şarkılar dinledik ya! Yer yarılmadı, kıyamet kopmadı, ülke bölünmedi! Bu arada "eski tas eski hamam" tüyleri dikenleşenler, "bölücülüğün ilk adımı" diyenler de çıktı, ama neyse ki sesleri cılız kaldı! Ciddiye alan dahi olmadı!

***

Birkaç gündür sayfa ve ekranlarda anılar sıralanıyor, geçmiş yıllardan örnekler veriliyor, Türkçe dışında konuşulan her kelimeye verilen cezalar ya da okul yılları hatırlatılıyor. Hatta, daha bir hafta öncesine kadar yayınlanacak kanal bulamayan Kardeş Türküler'in Kürtçe şarkısının defalarca TRT'den yayınlanıyor olmasının garipliği, tecellisi konuşulu
yor..
İşte, ben de hatırlatmanın tam sırası diye, bir kez daha "Ahmet Kaya'dan ne haber?" diyorum
Ne de olsa tanık olduğum, yaşadığım, paylaştığım, konuştuğum ve garipsediğim gün ve günleri anımsayalım mı diyorum! Ahmet'le günler boyu Paris'te "Kürtçe klibi" ve daha pek çok konuyu konuşmuş olmanın da hatırına..
***

Hayatın tecellisi bu ya, Ahmet Kaya'yla "son röportaj"ı yapmıştım. (Ve belki de "medya"dan, onu son gören biri bendim!)..
Fırtına, Magazin Gazetecileri Derneği gecesinde, Ahmet'in "Kürtçe şarkı söyleyeceğim" demesiyle başlamıştı.. Sonra ardı arkası kesilmedi. Sen misin, Kürtçe şarkı söylemek isteyen? O gün, o salonda, güya aşk şarkıları söyleyenler, güya şarkı sözlerinde "insan" kelimesi geçenler, "haberleri şovdan şova" çevirenler, Ahmet Kaya'nın eski dostu (!) olduğunu hatırlatanlar "polisten çok polis", savcıdan çok savcı oluvermişti!
Sahnenin ortasında bir "cadı" vardı ve kazana atılmalıydı! En ağırından küfürler, hakaretler, yumruklar kazana (!) kolay atılsın diye çatal bıçaklar kırıla gitmişti! Ahmet, birkaç "iyi dost"un yardımıyla kendini zor atmıştı dışarıya..
Sonra da "magazin gecesi" devam etti! Memleket elden gidiyordu ya, en hamasetinden bir şov sergilendi salonda; Ahmet'e inat, İsrail'li bir müzisyenin bestesi "Memleketim" söyleniverdi koro halinde, dişler gösterile gösterile, gevrek gevrek gülünerek ve zafer kazanılmış bir edayla!..
(O, küfür kıyamet koparanların, çatal bıçak kullananların, korodakilerin tümünü tanıyorsunuz, yine aramızdalar! Hatta şaka gibi gelecek ama içlerinden birinin açıklamasına rastladım. "TRT'nin Kürtçe yayını doğrudur" diye!)
Ve sonra.. Öfke dolu hatta abartılı, hedef tahtalı manşetler sıralandı bir bir.. Kara kaplı defterler açıldı, davalar peşisıra geldi, Ahmet Kaya'yı artık kimse kurtaramıyordu! O da biliyordu bunu ve "Paris'i mesken eyledi."
Ey, hayat.. Dinle.. 1999 Kasım'ındayız.. Paris, kara bir kışa hazırlanıyordu.. Ve o "son röportaj" yapılıyordu. "Kalp krizi" geçirilen Paris evinde..
Çok sıkıntılı, kalbinin sıkıntısı sesine yansıyan ve her üç cümleden birinde "dönmek istiyorum, linçin bitmesini bekliyorum" diyen bir müzik adamının evinde..
Saatlerce, günlerce o kadar çok konuşulmuştu ki, "kaçak

mısın" diye sormuştum. Ahmet de; "Ben neden kaçayım? Kürtçe bir şarkı söyleme talebinden dolayı bir adam ülkesinden kaçacak duruma getirilmiş bile olsa, bunu o ülke çok düşünmeli ve çok konuşmalıdır" diye cevap vermişti.. Ve devam etmişti; "Onlar bile bunu biliyorlar ki; hiçbir şarkıcı şarkılarıyla bir ülkeyi bölmez, bölemez. Şarkılar birleştirir asla bölmez."

***

Neyse, sonra bilinen hikaye. Bırakın klip çekmeyi ve Kürtçe söylemeyi, daha talebini dile getirirken "dili" kesilen, gurbet diyarlara gitmek zorunda kalan ve bir daha da dönemeyen Ahmet Kaya, bütün damarlarında "iç sıkıntı" dolaşırken, 2000 Kasımı'nda bu dünyadan göçüp gitti..
Şimdi, gittiği "yer"den bakıp bakıp iç geçiriyor mu acaba!
Şu son bir hafta içinde olup bitenleri görüp o pos pıyığının altından gülümsüyor mu acep!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Sakin bir "Ada" yazısı!   / 17-07-2004
 Ahmet Mekin hoş geldi...   / 11-07-2004
 Senaryo sıkıntısı çekenler için!   / 10-07-2004
 'Komşu'yla ayrımız, gayrımız!   / 04-07-2004
 Yaşar Kemal'le sokaklarda...   / 03-07-2004
 Hayatımız roman!   / 27-06-2004
 Attila İlhan'a dertleşme niyetine   / 26-06-2004
 Unutulmaz ve vahim ekran öyküleri!   / 20-06-2004
 Hayatı ciddiye almak!   / 19-06-2004
 Bir kez daha Ahmet Kaya..   / 13-06-2004
REHA MUHTAR
Şanslı olduğumuz için mi kazanırız?..
"Kim daha çok...
AHMET HAKAN COŞKUN
İyi ki beklemişim
Tam "Yahu Kemal Derviş, sonunda...
MEHMET BARLAS
Silahın gerçeğinden de kurusıkısından da uzak...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Yıldızlarla, yıldızların altında
İlk anda çok garip...
SAVAŞ AY
Pardon bunca sessizliğe!..
Kıbrıslılar'ın sıkça...
REFİK DURBAŞ
NATO destekli BOP
Son zamanlarda Türkiye'de de...
HINCAL ULUÇ
Özürlüye tavır, uygarlığı ölçer!..
1994 yılında...
Fener idare etti: 3-2
Fener idare etti: 3-2
3. dakikada perdeyi açan Murat, 15'te Serhat'a asist yaptı.
Kazım Abi haklı
Kazım Abi haklı
Transfer harcamalarıyla ilgili olarak Divan Kurulu'nda açıklamalar...
CHP'de Derviş krizi
Kemal Derviş'in türbanı destekleyen ve Baykal'ı eleştiren sözleri...
Meclis rekorla tatile girdi
600 Saat Çalışıp 261 Yasa Çıkardılar
TBMM 10 aylık yoğun...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.