kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
'Gaultier' marka ekmek
Gaultier'nin ekmekle yarattığı harikalar

Modanın gurusu Jean Paul Gaultier son sergisinde bütün yaratıcılığını hamurla sergiledi

Paris'teki Fondaditon Cartier binasına gelenleri kışkırtıcı bir baget kokusu karşılıyor. Ve ekmeklerden, pastalardan, turtalardan yapılmış şemsiyeler, şapkalar, ayakkabılar ve çantalar herkesi şaşırtıyor. Bu "Ben sanatçı değil zanaatkarım" diyen Gaultier'nin hamur ve ekmek kullanarak yarattığı bir çılgınlık.

***

'Gaultier' marka ekmek

Dünyanın en büyük modacılarından biri, dünyanın en büyük çağdaş sanat merkezlerinden birinde sergi açmaya davet edilirse ortaya ne çıkar biliyor musunuz? Her yerde en kutsal yiyecek olan ekmek
Bu esrarengiz paragrafın, Türkçe'den Türkçe'ye tercümesi şöyle efendim; Modanın yirmi beş yıllık gurusu Jean Paul Gaultier, uzun süredir "sanat yaşamını" özetleyen bir sergi açması için, en önemli kurumlar tarafından dünyanın dört bir yanına davet ediliyordu. Ama onun canı, gelmiş geçmiş işlerini mankenlere giydirip, altlarına ağdalı metinler yazıp, fonda da havalı müzikler çalmak istemiyordu. Bir de, her şeyden önemlisi, terzi yamaklarının bile sanatçı geçindiği bu meslekte, "ben sanatçı değil, zanaatçıyım" diye tutturmuştu büyük usta. İşte serginin çıkış noktası bu düşünce oldu: O zanaata olan saygısını dile getirecek, bunun için de, zanaatların içinde belki de ilk akla gelenini, en temel, en vazgeçilmez olanını, hamuru, ekmeği seçecekti. Jean Paul Gaultier, Fransa'nın en iyi fırıncılarını bir araya toplayıp çatlak projesini anlattı: Büyük mimar Jean Nouvel'in yaptığı Fondation Cartier binasını ekmeklerden, bisküvilerden, turtalardan, pastalardan yapılmış elbiseler, şemsiyeler, şapkalar, ayakkabılar, çantalarla donatacaktı. Modeller çizildi, fırınlar işe koyuldu. Kolay değildi projeyi gerçekleştirmek. Kağıt üzerindeki bir model, ekmeğe dönüşünce, kumaşta olduğu gibi kolayca bulamıyordu hacmini ve biçimini. Tek bir parça için kilolarca hamur yanıyor, eriyor, kuruyor, ziyan oluyordu. Zaman geçtikçe, Gaultier usta hamuru, ekmek ustaları da modayı yoğurmayı öğrendiler ve ortaya hakikaten muhteşem bir iş çıktı. Sergiye girerken mis gibi bir ekmek kokusu karşılıyor ziyaretçileri. Beş bin adet Fransız geleneksel ekmeği baget, mimari harikası binanın pencerelerinden sarkmaktalar. Fondaki ses bantı, çeşitli hamur yapma tekniklerini anlatırken, Gaultier'nin yaratıcılığına bırakıyorsunuz kendinizi. Madonna için çizdiği büstiyerin, Kelly çantanın, ya da yıllardır adıyla özdeşleşen denizci bluzunun ekmekten versiyonlarına gülümsüyorsunuz. Bu arada mankenler, dünyanın en seksi fırıncı kızları rolünde arz-ı endam eyleyerek, yine Gaultier'nin kreasyonu olan lacivert beyaz çizgili ekmekleri satıyorlar.

Ekmeğin Keyifli Biçimi
Haute couture bir ekmek kemirmenin keyfiyle sergiye devam ederken, merdivenlerden iniyor ve gerçek bir ekmekçi fırınıyla karşılaşıyorsunuz. Burada, usta ellerden ekmek yapma sanatının inceliklerini seyrediyor, bir yandan da duvarda asılı olan, Stefano Pandini'nin harika fotoğraflarına bakıyorsunuz uzun uzun. Adına ekmek denen, o her dinde kutsal, bir o kadar da sade "nimetin" bu kadar "keyif verici bir maddeye" dönüşmesine şaşırıyor ve "haklıymış usta" diyorsunuz. Sade şeylerin ne kadar sofistike olabileceğini ispat ettiği için, iyi zanaatın vasat sanata fark attığını gösterdiği için, sergide ortalıkta koşuşturan çocukları hakikaten çok eğlendirebildiği için... Bir de adına moda denen o rengarenk kainatın hayatımızı şenlendirdiğine yürekten inandığı, işini çok iyi yaptığı ama gereğinden fazla da ciddiye almadığını korkmadan her yerde haykırdığı için. Modacı olmanın verdiği sosyal statüyü değil, elbiseleri kesip biçmenin, elleriyle çalışmanın zevkini sevdiği için. Çocuklarımla birlikte, Gaultier marka ekmeklerimizi kemirerek sergiden çıkarken "işte" diyorum kendi kendime: "İşte böyle büyük modacıların elinden çıkan akıllı modayı seviyorum ben. İnsanları elbise askısı yerine koyan aptal modayı değil..."
DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Sokağı sadece 4 günde 65 bin kişi gezmiş
 Beş milyon yaşında, çok eski bir dost
 Nöri ve Nöriye Kantar'la son kez
 Bizim klipler fena halde esinlenmiş
 Güzelliğe giden 25 yol
 Eşlerini tatile gönderip çapkınlık yapıyorlar
 Ajanda
 100 kediyi 'ev'lendirdiler
 Türkeş'in emaneti Asena
 Gay değilim aşkı gizli yaşamayı seviyorum
 Alman Ordusu'nda bir Türk binbaşı
 Avrupa'yı güzelleştiriyor
 Kazanamazsanız taksi şoförü derler
 Savaşan kadının öyküsü
 Şimdi tespih çok moda
 Haftanın Kitapları
 Tek bir biletle Avrupa'yı devr-i alem
 Tuvalet teftişi Doğu'da sürüyor
 Yunanistan'ın genç divası İstanbul'u coşturacak
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
Yerli rock'ın cambazları
Yerli rock'ın cambazları
Konserlerinde geniş bir dinleyici kitlesine seslenen Mor ve Ötesi...
Tatile gidiyoruz
Tatile gidiyoruz
Tercihini beş yıldızlı otellerden yana kullananlarla hippi tarzı...
Amerikan sinemasının en iyi örneklerini seyrettik
İki yüzü aşkın film arasında hangisi sizin favorinizdi? 1 Haziran...
Boğaz'ın yeni eğlence durağı
Birkaç yıl öncesine kadar sadece semt sakinlerinin keyfini sürdüğü Yeniköy'ü...
En güzel manzaralı kebapçı
Hamdi Et Lokantası, Eminönü'nde, Mısır Çarşısı'nın hemen arkasında bir teras...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.