kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Refik Durbas @ SABAH
Fax:
0212 354 34 72
 

Matbaacılar, gününüz kutlu olsun!

Şimdilerde hayal gibi geliyor ama, 14-15 yaşlarında olmalıyım, bir matbaanın kapısından girdiğim zaman... İzmir'de, kollarını Basmane'ye uzatmış Gazi Bulvarı'nın ara sokaklarında iki katlı, büyükçe bir matbaa idi. Gövdesinin gölgesi hatıramdan silinse de adı, bugün gibi aklımda: Ticaret Matbaası... Alt katında çocukluğuma dev misali görünen makinelerde basılan evrak, ikinci katta bulunan "mücellithane"de elle tutulur hale gelirdi.
Ben, mücellithanede çalışırdım. Yaz saati uygulandığından saat 07.00'de iş başı yapılır, 15.00'te ise paydos edilirdi. Çocuk olduğumuzdan ağır ve ince işler verilmezdi bizlere. Mesela, İzmir Belediyesi'nin o zamanki adı ESHOT olan otobüs işletmesinin biletlerinin basıldığını hatırlıyorum. Biz, birkaç çocuk, daha çok teksir sayfası boyundaki kğıtlara ellişerlik, yüzerlik desteler halinde sayarak bir öbek yapardık, bizden büyük abiler ise bunları bir makinede zımbalardı. Asıl işimiz ise öğlene doğru kestiren ustabaşını, patronun adamı gelirse, merdiven başında bekleyerek uyarmak; bir de öğleden önce köşe başındaki köfteciden usta ve kalfaların nevalesini almaktı...
Bir yaz tatilim bu matbaada geçti. Ayrılışım ise, ne yalan söyleyeyim, bir "kaçış"la oldu. Yine böyle bir öğle vakti, elimde liste, köşe başındaki seyyar köfteciye gittim. Ya yarım ekmek yerine çeyrek diyerek ölçüleri şaşırdığımdan ya da geç kaldığımdan olacak ustadan kuvvetli bir azar işittim. Oysa hiçbir suçumun olmadığına inanıyordum. Paydosa yakın bir zamandı. "Başım ağrıyor, şuradan bir aspirin alayım" diye izin istedim. Usta, "Aşağıda ilaç var" dedi, "istersen doktora götürelim."
Dinleyecek dermanım mı var? "Yok, ben alırım" diyerek kapı önüne attım bedenimi... Çıkış, o çıkış... Bir daha da matbaaya uğramadım.
Ticaret Matbaası da böylece kaldı anılarımın kilerinde... Ne zamana kadar mı?
Cumhuriyet gazetesinden emekli olacağım 1991 yılına kadar...
1991'de Cumhuriyet'te yirmi yılımı doldurduğum için emeklilik işlemlerine başladım. Kesintisiz çalıştığım için bir sorun çıkacağı görünmüyordu. Derken kağıtların Ankara'ya gitmesiyle işlemler yavaşlar gibi oldu. Nedeni de o üç çocukluk ayımı geçirdiğim Ticaret Matbaası'nın patronu, meğer haberim dahi olmadan beni sigortalı yapmış... Böylece emeklilik gün sayım, 1969'dan değil de, mesela 1959'dan başlayacaktı.
Nitekim de öyle oldu... Şimdi diyeceksiniz ki nereden çıktı bu "matbuat" değil de, "matbaa" anıları...
Biz Türkler'in saate ve takvime bakma ihtiyaçları bulunmadığından, pek bir şeylerin farkında olmuyoruz.
İşte bugün de takvimlere göre yine farkında olmadıklarımızdan "Matbaacılar Günü"...
"Antimuan" kokulu "matbuat"tan bilgisayar donanımlı "medya"ya dönüşen camianın halen de bir çalışanı olarak öncelikle matbaa çalışanlarının bu gününü kutlamak istiyorum.
Ayrıca böyle bir günde, İzmir'e ara sıra gitsem de yerini kaç kez arayıp da bulamadığım, o emeğe saygılı patronu ile işinin ehli ustası ve kalfasının adlarını dahi hatırlayamadığım Ticaret Matbaası'nı nasıl unuturum?
Bu arada Cumhuriyet'te çalıştığım yıllarda tanıdığım Necdet Hazan, Nurettin Sütkan, Necmi Usta, Hıdır Ercan, Tabip Derinbay, Sabahattin, Fikret, Hasan, Vehbi gibi matbaacı arkadaşlarım vardı ki, bunların kimi macerası "İkinci Baskı" başlıklı şiir kitabımda yer almaktadır.
Çünkü, şimdinin "bilgisayar" ortamına benzemez, gerçekten bir "matbaa" idi o zamanın gazetelerinin dizilip basıldığı mek
Onların hikde artık bir başka "Matbaacılar Günü"ne...
Yine de "antimuan" kokulu "matbuat"tan bilgisayar donanımlı "medya"ya dönüşen camianın halen bir çalışanı olarak "matbaacılar", pek hatırlanmayıp adı takvimlerde kalsa da gününüz kutlu olsun diyorum.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Devlet laik olsun, birey olmasın mı?   / 13-07-2004
 Sevgi orada işte...   / 12-07-2004
 Aidiyet, bir kültür sorunudur   / 11-07-2004
 Misyonerliğin dünü, bugünü...   / 09-07-2004
 Modernlik, düşüncede saklıdır   / 08-07-2004
 Matbaacılar, gününüz kutlu olsun!   / 07-07-2004
 Üfürme üzerine...   / 06-07-2004
 Vakıf emeklilerinin hakları   / 05-07-2004
 Yeni üniversite açmak...   / 04-07-2004
 Terör ve Leyla Zana...   / 03-07-2004
ERDAL ŞAFAK
Türkmenler'in yas günü
Fransız düşünürlerinden...
MANSUR FORUTAN
Ritchie Blackmore
Bundan yirmi yıl önce, biri 10 Temmuz...
MEHMET BARLAS
Yatağa alınacak erkeklerin türüne göre özgürlük...
REFİK DURBAŞ
Medya yanıltıyor mu?
Ülkede, kitap yayınlarında aniden...
SAVAŞ AY
Kızıldeniz'de tükenen umutlar
Kızıldeniz'deki bir garip...
SAİT GÜRSOY
Üniversite ve meslek seçimi
Bilindiği gibi, Türkiye'de...
HINCAL ULUÇ
Kırmızı ışık mı?.. O da ne demek?..
Geçen hafta, ana...
Hala bir numarayız
Hala bir numarayız
Galatasaray Teknik Direktörü Hagi, Hollanda kampında SABAH'a konuştu.
Carew depremi
Carew depremi
Atatürk Havalimanı'na inen Carew, Beşiktaş taraftarının yarattığı...
Bir uçtan bir uca
Bir uçtan bir uca
CHP’den istifa eden Başoğlu ile Budak, AKP’ye geçti. Meclis’teki...
Baykal: Kısa yoldan iktidara geldiler
Baykal: Kısa yoldan iktidara geldiler
CHP lideri Deniz Baykal, grup toplantısında CHP'den istifa...
Taal ya habibiler! Taal atlı karınca!*
Taal ya habibiler! Taal atlı karınca!*
Normal hayatta afra tafra sevilmez. Lakin ben çok sevdim bu AFRA'yı.
Şampiyon yelkenciyi kalbi engelleyemedi
Şampiyon yelkenciyi kalbi engelleyemedi
SABAH Deniz Kuvvetleri Kupası yat yarışında geçen yıl kupayı alan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.