kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Bir, iki, üç yetmez!..

Batı ile Doğu, Avrupa ile Asya arasında "köprü" olmayı biraz abartmak üzereyiz. Bir, iki tamam da, sıra üçüncüye gelince.
Köprülerin iki kıtayı ve iki yakasını birleştirdiği düşünülen İstanbul'dan ziyade, köprülerin esir aldığı, şöyle bir kulp, bir çanta, poşet sapı gibi kapıp götürdüğü yahut zincirleyip şeyinin üstüne oturttuğu bir İstanbul'un resmidir üçüncüsü.
Yeşili biraz daha kazımak ve binlerce aracın daha karbon kusmuklarını kentin yıpranmış akciğerlerine üflemek medeniyette biraz aşırılık olmaz mı?
Hele ortada, akıl edilmiş ve mümkün başka alternatifler de varken.
Yeni bir köprü ile çevre yollarının rantını bekleyenler, yeşili iştahla yutmak üzere sotada olanlar dışında, her İstanbullu'nun da biraz "Arnavutköylü" olması gerekir sanki.
Biraz "Arnavut", yani inatçı... Biraz "köylü", yani havasına, suyuna, ağacına tutkun.
Çocukluğunda "İstanbul 1 milyon oldu" müjdesini işitmişliğin nostaljisiyle değil, şimdi "10- 15 milyon" diye, neredeyse bir ülke nüfusu kadar "yanılma" payıyla anılan bir kentte böyle düşünmek lazım esas.
Kenti taşıması için, su ve hava kaynağı Boğaz ile tepelerine ve oradan da havzalarına uzanan bir "gerdanlık" daha kondurmak yerine, kentin "toplu taşınması"nın, ille de otomobile teslim düşmemesinin yollarına tutkun olmak lazım.
Hem, bir "gerdan"a bu kadar "gerdanlık" fazla değil mi, sakil değil mi, görmemişlik değil mi?
Gerdan gerdanlık gergedanlaşmamız, yakıp yıkıp tahrip ederek dere tepe düz gitmemiz şart mı?


Kimileri, bu köprülerin Rus bebekleri matrioşkalar gibi birbirini doğurduğunu, üçüncünün de doğar doğmaz dördüncüye gebe kalacağını söylüyor.
Üçüncüye gerek ve istek duyanlar, en azından bu amipleşmeyi doğruluyor.
"İkinci Dünya Savaşı'nı bitirdiğini" düşünüyorsanız, atom bombasını da gerekli görürsünüz.
Suyu ve güneşi, enerji kaynağı olarak yeterince dost kılamamışsanız, elektrik açığına karşı nükleerin şart olduğundan da eminsinizdir.
Demiryollarınızı pelteleştirmişseniz, şehirlerarası otobüs mantarlaşmasının tek çözüm olduğu tartışılabilir mi?
Üç tarafınızdaki denizi, yol ve yolculuk değil, sadece bir küvet ya da havuz, belki akvaryum yahut salt manzara telakki etmişseniz, yakalarınızı ve kıyılarınızı kavuşturmak için ancak karadan gidersiniz.
Her bir köprü kentin talanına bir dozer gibi yer ve yol açarak kendi kalabalığının dumanında boğulmuşsa, yenisinden başka çareniz olabilir mi?
Sebepler ile sonuçların tepetakla edildiği bir dünyada ve onun bu baş aşağı haliyle "normal, doğal" algılanışında, sorunlar da çözüm zannedilir.
Köprüden köprüye el sallanır. Bence bu da yetmez; üçüncü bile asla kafi değildir:
Her bir köprü de birbiriyle, Boğaz'a paralel akan başka köprülerle birleştirilmelidir!
Ve bir gün hepsinde dijital panolarda şu yazmalıdır:
"Havamız kalmadı solumaya Suyumuz kalmadı serinlemeye
Ağacımız kalmadı bir gölgeye Köprüler yaptırdık gelip geçmeye"
Derken, dijital müjdeci son durumu bildirmelidir:
"Ayranımız yok içmeye Köprülerle gideriz .ıçmaya!"

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Vicdan dostlarıma şahsi mektup   / 23-06-2004
 Gecikmiş bir merhaba, erken bir veda   / 22-06-2004
 Global tarla   / 21-06-2004
 Babalar gününde bazı analara dair   / 20-06-2004
 Gülüşün ve unutuşun medyası   / 18-06-2004
 Bayılana ilaç, ayılana indirim   / 17-06-2004
 Adaletin tıbbı, tıbbın adaleti, bilimin sefaleti   / 16-06-2004
 Akbabalarla aynı bekleme salonunda kalmamak   / 15-06-2004
 Bir, iki, üç yetmez!..   / 14-06-2004
 Boğaz'ı kapattıran korkunun ilham kaynağı   / 13-06-2004
MEHMET TEZKAN
Az sıfırlı günlere az kaldı
Beş ay sonra yeni bir hayat...
EMRE AKÖZ
Cemal Süreya, Deniz Baykal için ne demişti?
Geçenlerde...
UMUR TALU
İtiraz, ruhun asıl gıdasıdır!
Bir adam bir şiir...
Hangisi Türkiye'nin 'yararına'?
Cumhuriyetçi George W. Bush, Irak savaşını savunuyor, Demokrat...
620 km'lik mezarlık
Fransa ve Belçika sınırında iki sapık 12 kişiyi öldürdü, 11'ine...
Böyle şey olur mu?
Böyle şey olur mu?
Devletin takımının ligde mücadele etmesinin sakıncalı olduğunu...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.