kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
  » Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Midemdeki tüpten besleniyorum
Senin için ağlıyorum

Türkan Şoray hastalık haberini duyar duymaz Filiz Akın'ı arayıp duygularını böyle dile getirdi

Hülya Koçyiğit'in de aradığını söyleyen Filiz Akın, tedavide saçıyla birlikte kirpik ve kaşlarının da döküldüğünü anlattı.

Tüpten Besleniyorum
Midesine takılan tüpten beslenen Akın, "Radyoterapi öncesi bir mide ameliyatı geçirdim. Üç azı dişim çekildi" diyor.


***

Midemdeki tüpten besleniyorum

Filiz Akın, radyoterapi ve kemoterapi tedavilerine başlamadan önce üç azı dişini çektirmek ve bir mide ameliyatı geçirmek zorunda kalmış. Şimdi midesine takılan tüple beslenip, güçlükle yemek yiyebiliyor.

Ünlü aktris Filiz Akın "İyileşmek için her şeye göğüs germek zorundayım" diyor. Midesindeki tüpten besleniyor, su bile zor içiyor. Saçları dökülmüş kaşları ve kirpikleri çok az kalmış. Ama umurunda bile değil. Tek hedefi var o da kanseri yenmek. Tedavisinin detaylarını anlattıkça kendimi daha da kötü hissediyorum. Acaba daha fazla sormasam mı? Bunları bana anlatmak onu üzüyor mudur? Bir türlü karar veremiyorum. Veremedikçe de sorup duruyorum. Filiz Akın ise sürekli gülümsüyor ve anlatıyor. Diyor ki "Beni sevenler ne yaşadığımı yakından bilsinler, öyle ortada dolaşan her şeye inanmasınlar. Evet kanserim, ağır bir tedavi görüyorum ama iyileşeceğim. İyileşmek ve geri dönmek zorundayım."

* Houston'da tekrar ameliyat oldunuz, biyopsi yapıldı. Sonra?
Üç tane azı dişimi çekmeye karar verdiler çünkü onların radyoterapiye dayanamayacağını düşündüler. Radyoterapi sonrasında diş çektirmek mümkün değil, önceden halletmek gerekiyor.

'HER GÜN ŞÜKREDİYORUM'
* Neden?
Çünkü radyoterapinin çene kemiğine çok büyük bir zararı var. Üç azı dişimi çektiler. Tabii o yaraların iyileşmesi biraz zaman aldı. Çünkü terapi öncesinde açık yara olmaması gerekiyor. Ben burada öyle vakalarla karşılaşıyorum ki benim yaşadıklarım yanlarında sıfır kalır. O yüzden her gün şükrediyorum. En çok beni üzen çocuklar ve gençler. Bazen bakıyorsunuz burası şık bir otel gibi. Şık insanlar, gülen yüzler. Siz görmediniz çünkü bugün cumartesi yarın da tatil, asıl hasta olan insanlar odalarında. Kimse bugün tedaviye de gitmiyor. Bazen ise öyle insanlar görüyorsunuz ki gencecik, gözünü kaybetmiş, kocaman bir bandaj koymuşlar. Dünya güzeli bir kız, bir deri bir kemik kalmış, her tarafı yanık içinde O yüzden ben şanslıyım.

* M.D Anderson kanser konusunda uzman bir hastane değil mi?
Müthiş. Günde 2 bin kişi ziyaret ediyor burayı. Sadece erken teşhiste değil ilerlemiş kanser türlerinde de çok başarılı.

* Buradaki bir gününüzü anlatır mısınız? Neler yapıyorsunuz, örneğin sabah kaçta kalkıyorsunuz?
Ben kendimi tamamen iyileşme programına ayarladığım için kendi alışkanlıklarım kalmadı. İyileşeceğim ve iyileşmek için de bir takım zorluklar var ve bunları çekmek zorundayım. Ameliyatlar çok zor değil ama kabul etmek lazım ki çok da basit şeyler değil. Buradasınız, yabancı yerlerdesiniz. Gözünüzü açıyorsunuz, tanımadığınız bir sürü insan başınızda. Ayrıca onlar sizi Filiz Akın olarak da görmüyorlar. (gülüyor)

* Söylemediniz mi "Ben Türkiye'de çok ünlüyüm" diye?
Genelde hiç söylemem, uzun yıllar Paris'te kaldım hiç kimse benim artist olduğumu bilmedi ama inanır mısınız burada söyledim. Herkese söyledim çünkü buradaki insanları meşhurlara karşı bir ilgisi var. Söylüyorum ki, insanca bir his işte belki bana daha farklı ve ayrıcalıklı davranırlar diye. Gerçekten de davranıyorlar. (Gülüyor) Bir doktorum var, Doktor Ang, radyoterapi makinesinin kitabını yazmış adeta. Geçenlerde şehir dışına çıkmıştı, dönüşte dedi ki "Ben senin meşhur olduğunu biliyordum ama bu kadar değil, iki tane Türk doktora rastladım hemen seni sordular." Ayrıca iki doktorum daha var. İnşallah bana iyi bakıyorlardır. (gülüyor)

* Nasıl bir tedavi uyguluyorlar size?
Operasyonlardan sonra dört hafta bekleyerek başlamak istiyorlardı radyoterapiye. İki ay radyoterapi sonra üç kere kemoterapi yapmak istiyorlardı. Ben uzun zamandır tedaviye başlamayı bekliyordum. O zaman başka bir yol önerdiler. Bir kemoterapiyi öne aldılar dolayısıyla ben biyopsiden sonra sadece üç hafta bekledim. O arada dişlerim iyileşti. İlk kemoterapimi oldum.

* Nasıl geçti?
O üç-dört gün sürünüyorsunuz açıkçası. Ben birincide daha çok bulantı hissettim. Kendinizi çok ağır hasta hissediyorsunuz. Her tarafınız dökülüyor. Bana bu durumu bir hafta sonra bekle demişlerdi, erken oldu. Kemoterapi beni çok çabuk vuruyor, çok etkileniyorum. Herkese farklı sonuçlar yaratabiliyor tabii. İşte o dönemde karar verdim bütün bunları anlatmaya. Hani sizin gibi doğru düzgün hissettiklerimi aktaracak biri olursa dedim ki kendi kendime "İnsanlar doğru dürüst anlarlar ne yaşadığımı, dedikodular da biter" Çünkü biliyorum herkes merak ediyor, tanıyan da var tanımayan da Ama ben biliyorum ki bana iyi enerjilerini ve dualarını yolluyorlar. Bu da beni burada ayakta tutuyor.

* Sanatçı dostlarınızdan arayan oldu mu?
Geçenlerde Türkan (Şoray) aradı. Dedi ki "Senin için sabaha kadar ağlıyorum" Hülya (Koçyiğit) da aradı. Başkaları da aramak istiyordur biliyorum ama telefonuma ulaşamıyorlardır"

'KOLLARIM ÇOK ACIYOR'
* Kemoterapiden sonra radyoterapi mi gördünüz?
Radyoterapiye başlamadan önce bir maske yapılması gerekiyor. Matrak bir hikaye. Bir odaya sokuyorlar size, bir uzay istasyonu gibi. Ortada büyük bir teleskop varmış gibi düşünün. En yumuşak şey, demirden bir yatak. Tabii biraz abartarak anlatıyorum. Plastikten bir baş koyma yeri. Elleriniz ayaklarınız bir şekilde bağlanıyor. Ayaklarınızla itmeniz gerekiyor. Bantlar kollara da bağlı. Siz ittikçe kol bandı çekiliyor ve omuzlarınız iyice aşağı doğru çekiliyor, zaten amaç da o. Radyoterapide de aynısı var. Kolları, omuzları terapiden uzak tutmaya yarıyor. Ben radyoterapiden tabii ki çekiyorum ama kollarım çok acıyor, asıl derdim o.

* Maskeyi nasıl yapıyorlar peki?
Islak bir alçı düşünün. Gözlerim kapalı. Biraz da sıcak olduğunu düşünün. File gibi bir şey, ıslak ve sıcak bir havluyla geçirip havluyu çekiyorlar . Öyle bir hissettim ki bütün maske taa içime, derime sanki her tarafıma geçti. Büstümü çıkardılar yani. O kadar kıpırdamadan durmuşum ki "İyi misin?" diye sordular. Ona bile cevap vermedim çünkü bütün korkum, oynayıp kıpırdar, konuşursam yine yapmak zorunda kalacağız.

* Maske herhalde radyoterapiyi doğru noktaya yapmayı sağlıyor.
Evet. Sonra da radyoterapiye başladık. Sabahları beş buçuk gibi kalkıyorum. Sekiz gibi doktorun yanında oluyorum. Radyoterapi yarım saat sürüyor. İlk radyoterapi seansı tamamlandıktan sonra bir kez daha kemoterapi oldum. O kemo biraz daha farklıydı. Radyoterapinin etkisini arttırmak için ilave bir ilaç. İşte ben o sırada çok perişan oldum. Bulantı hissim çok fazlalaştı ve ona dayanamadım. Çıkarmaya başladım. İçinizde hiçbir şeyi tutamıyorsunuz. Ne su ne de yemek. Zaten gözüm görmek istemiyor yemeği ama yemek zorundasınız ayakta kalmak için.

'İYİLEŞECEĞİMİ BİLİYORUM'
* Nasıl besleniyorsunuz?
Mide ameliyatı oldum. Mideme tüp takıldı, tüpten besleniyorum. Bazılarına daha geç, bazılarına hiç takmadıkları oluyor. Ama beni uyardılar, dediler ki "Boğazınız bir süre sonra çok şişecek, çok zorluk çekeceksiniz ve kilonuzda farklılık olacak." Ameliyat dönemi midemde ne su ne de yiyecek vardı. Anestezi aldım, ameliyat, tekrar çıkardım vs.. Zor bir dönemdi. Tüpün ucu açıkta. Konserve şeklinde proteinler ve kan yapıcı bir besin veriyorlar. Onun ucunu tüpe takıyorsunuz, serum gibi mideden besleniyorsunuz.

* Hiç yemek yemiyor musunuz?
Yemeyi unutmamam için arada sırada yemem lazım. Çünkü vücut bir süre sonra yeme içgüdüsünü kaybedebiliyormuş. Bol su içmem lazım. Çünkü verdikleri ilacın hemen böbreklerden atılması lazım. O yüzden geceleri erken yatıyorum ama birer buçuk saat arayla kalkıp su içiyorum. Ama sıkıntım bu olsun, önemli değil, yeter ki bulantım olmasın. Şu anda iyiyim çünkü kemoya ara verdik. Ayın 9'unda ve 30'unda tekrar var.

* Tedavi ne zaman bitecek?
Temmuz başlarında radyoterapi bitecek herhalde. Kemoterapi tedavime Türkiye'de devam edeceğim.

* Kemoterapinin yan etkileri oldu mu?
Var tabii. Bir ilaç var onun yan etkisi çok. Kemoterapi zaten biliyorsunuz ilaçla tedavi demek. O ilacı kullandıktan iki hafta sonra saçlarım döküldü. Hatta sordum, "Saçı dökülmeyen oldu mu?" diye. Olmamış. Onun için kaçınılmaz oldu. Kirpiklerim ve kaşlarım birazcık var, belki sizi beklediler. (gülüyor) Tabii makyaj yaparken biraz ekledim itiraf etmeliyim. İşte bu başımda gördüğünüz peruğu kullanıyorum biraz rötuşlar yaptım onun üzerinde. Ya da sadece bir eşarp takıp üzerine şapka takıyorum. Dediğim gibi tedavinin sonuçlarına, yan etkilerine katlanmak zorundayım çünkü iyileşeceğim buna inanıyorum.
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 Ortadoğu'nun dönüm noktası G-8 zirvesi
 Para üstünü saymadan alma!
 Rumlar'ı tanıma yolu açılıyor
 Füze operasyonu Mısır'ı kızdırdı
 Savcı, Çakıcı'nın köstebeğini arıyor
 71 yıllık tiyatrocunun bir kefen parası çıkmadı
 Çernobil bizi 3'üncü derecede etkilemiş
 Kanser hastası Jane bisiklet turunu bitirdi
 Erdoğan, Reagan'ın cenazesine katılacak
 Yurtlar polislere boşaltılıyor
EMRE AKÖZ
'Mercedes' sürüyorum
Niçin başlıkta Mercedes...
UMUR TALU
Baba parası ile ekmek parası
İstanbul "Bağdat hız...
"Cami"siz olimpiyat
AB'nin camisiz tek başkenti olan Atina, söz verdiği camiyi...
Kızılderililer geliyor!
ABD İçişleri Bakanlığı Doğu Kızılderililer Bölümü Şefi Keel,...
Onun adı başarı
Onun adı başarı
Kasım 1999'da geçici olarak R.Madrid'i devralan İspanyol hoca, 2...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.