kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Celik @ SABAH
 

Dünyanın vicdanı...

Adalet ve doğruluk insanın unutma duygusuyla en yakın "akraba." Bunları unutma konusunda müthiş bir yeteneğe sahip insanoğlu. Bu değerleri ayakta tutmak içinse büyük mücadele vermesi gerekiyor hem içinde, hem de çevresinde. Adaletsizlik ve benzerleri ise adeta "bulaşıcı."
İnsanın tarihi bu iki kodun özeti gibi. Bilincin gelişmesi ve hayatın ilerlemesi, bunları değiştirmiyor.
Yeryüzünün tek biricik değeri olan "insan onuru" ile ötesi arasındaki mücadele sürüp gidiyor.
Kendi onurunun ve biricikliğinin eseri olarak sanatı, değerleri ve ilkeleri üretiyor insanoğlu.
Bu ürettiklerini ise daha büyük bir güçle yıkabiliyor.

Gözümün önünden gitmeyen tablolardan biri, Irak savaşı esnasında koalisyon güçlerinin birbirine yakın iki binada yer alan Petrol Bakanlığı'nı korumaya almışken, binlerce yıllık kültür ve sanat eserlerini barındıran "müze"yi yağmaya terk etmiş olmalarıydı.
İnsanın refahını sağlamaktan başka işlevi olmayan şeylerin sembolü olan bina sıkı koruma altında tutulurken, insanın değerinin sembollerini barındıran bina barbarlığın insafına bırakılmıştı.
O günden beri çok şey oldu, çok tartışma yaşandı. Tartışmaların gelip düğümlendiği yer ise, bazı ABD ve İngiliz askerlerinin Iraklı esirlere yaptıları insanlık dışı muamelenin ortaya çıkmasıydı.
İnsanoğlunun büyük utançlarından biridir bu. Dünyayı bir bulaşıcı hastalık gibi saran Küresel Gulag Takımadaları'nın "röntgen"i ortaya çıktı adeta.
Demokrasi ve adalet götürmek için girişildiği söylenen bir mücadelenin ne derece utanç verici sahneler ürettiği görüldü.
Şimdi, bu olan biten, Irak'ta girişilen operasyona mı maledilmelidir, yoksa bir avuç askerin hatası gibi mi algılanmalıdır tartışması yapılıyor. Talabani'nin ağzından ise, "olan bitenin mevcut koşulların olduğu yerlerde sık rastlanan bir olgu olduğu" gibi, insan bilincini sakatlayan bir yorum geliyor. Siyasi çıkarların peşinde, en temel insanlık ilkelerinin "pusula"sı kaybediliyor...
Hatta insan onurunun sanki yedeği varmış gibi, aynı olayların Saddam zamanında daha çok olduğu söylenerek, insanlık dışı bir hafifletici sebep aranıyor. Oysa insan onurunu zedelemenin hafifletici sebebi olamaz; çünkü insan olmanın değeri insan olmaktan başka bir şeyle ölçülemez.

Esirlere yapılan utanç verici muamele karşısında, ilgililerin özürlerinin bile "ikircikli" olması, yürünen bunca yoldan sonra insan onurunun nasıl algılandığı konusunda çok derin düşündürmelidir bizi.
Açıkça görülmektedir ki, evrensel değer ve mekanizmalara rağmen, bugün dünya "vicdan"ını kaybetmiştir...
"Vicdan" çoğu kez modern insanın gözünde akıldan yoksun bir romantizmin ögesi gibi görülmektedir. Oysa vicdan aklın ruhudur. Modernlik, vicdanı örgütleyebildi- ği sürece değerlidir. Ne insan hakları bilinci, ne dindarlık, ne eşitlik, ne özgürlük ve ne de ahlak, vicdanın yerini tutabilir. Vicdan olmadan bunların bir değeri yoktur. Vicdansız akıl, kördür...
İnsan onurunun yüceliğine inanmak, vicdanın omurgasıdır. Bunun gerekçesi yoktur, hafifletici sebebi yoktur. Vicdanın olmadığı yerde, akıl ve hayat, zulme yardım ve yataklık yapmaktan başka işe yaramaz...
Dün, insanlık, vicdanın gereği olarak çıktığı yolda, özgürlüğe, kardeşliğe, insan hakları bilincine, hukuk devleti öğretisine ve eşitlik ilkesine ulaştı.
Bugün gelinen noktada ise, ulaşılmaya çalışılan şeyler konusunda çok uzun bir yol geçilmesine rağmen, uğruna yola çıkılan şey kaybedildi.
Dün vicdan kendine bir beden ararken aklı buldu. Fakat akıl, ruhunu kaybederek vicdandan uzak düştü bugün.
İnsanın en önemli meselesi kayıp insanlık vicdanını bulmaktır artık. Bu konuda "sağlam bir bilinç" ve "sarsılmaz bir duruş" elde etmeden, diğer işleri konuşmanın pek bir manası yoktur...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Yine ve yeniden sol   / 28-05-2004
 O cezaevine dokunmayın...   / 26-05-2004
 Değer siyaseti ve Irak...   / 23-05-2004
 Özgür bir gelecek ve laik değerler   / 19-05-2004
 Memlekette günlük hayat...   / 17-05-2004
 Suç ve ceza..   / 16-05-2004
 Düşüş ve kopuş   / 14-05-2004
 Uluslararası jest   / 12-05-2004
 İktidarın doğası   / 10-05-2004
 Dünyanın vicdanı...   / 07-05-2004
ERDAL ŞAFAK
İmralı'dan giden emir
Kamuoyuna sadece bölük pörçük...
AHMET HAKAN COŞKUN
Çok matrak bir öneri: Irak'a Türk tipi...
ÖMER ÇELİK
AB'nin sınavı: Irak ve Filistin
Londra
Irak...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Aspendos'taki çınar ağacı
Antalya Aspendos'u...
SAVAŞ AY
Bedrettin Mahallesi'nde 'helekopter'...
HINCAL ULUÇ
Televizyonda şiddet.. Dehşet.. Felaket!..
Sabah evden...
MEHMET BARLAS
Ben olsam Fatih'in kardeş katlini öngören kanununu veto...
Karar Beşiktaş'ın
Karar Beşiktaş'ın
Affan Keçeci, Erol Kaynar, Fikret Orman ve Yıldırım Demirören,...
Fener'de seçim freni
Fener'de seçim freni
Birçok oyuncuyla temasta olan Kanarya, yeni federasyon yönetiminin...
Marjinal dayatma bizi ürkütmez, anlaşacağız
Marjinal dayatma bizi ürkütmez, anlaşacağız
Başbakan Tayyip Erdoğan, "ana dilde yayın ve eğitim gibi...
Teklif dahi edilemez
Teklif dahi edilemez
Cumhurbaşkanı, imam hatiplere farklı katsayı girişiminin, Anayasa'nın...
Ermenilerin vakıf sitemi
Ermenilerin vakıf sitemi
Ermeni Patriği Mutafyan, kilise ve okulların sorunlarının çözülmesini...
Ünlü hafız Kani Karaca kansere yenik düştü
Ünlü hafız Kani Karaca kansere yenik düştü
Bir süredir tedavi gören Karaca İstanbul'da hayatını kaybetti. Karaca...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.