kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Abdurrahman Yildirim @ SABAH
 

İş işten geçmeden beklentileri toparlamanın zamanı

Denilebilir ki, son açıklanan anketler beklentilerde bir kötüleşmeyi göstermiyor, neden iyileştirilsin ki? Ancak mali piyasalarda ortaya çıkan eğilimler ve fiyatlar, ekonomideki iç ve dış gelişmeler bunu gerektiriyor. Bu durum açıklanacak anketlere de yansıyabilir.
Beklentileri ve gelişmeleri olumsuz etkileyen gelişmelerden dış kaynaklı olanlardan başlayalım.
*Faiz demoklesin kılıcı- Amerikan Merkez Bankası 4 Mayıs'taki toplantısında faiz artırmadı ama faiz artışında "sabır" yerine "ölçülü" olunacağı ifadesini kullandı. Sonuçta faiz artışı gerçekleşmediği için, dünya ve Türkiye'nin finansal piyasalarının başında demoklesin kılıcı gibi duracak. Gelişmekte olan ülkelerin ve Türkiye'nin piyasaları faiz artışı gerçekleşmedikçe yeni dengesini bulamayacak, rahatlayamayacak.
Türkiye'deki tablonun son 1.5 yıldır iyileşmesinde önemli katkısı olan sermaye girişinin tersine dönmesi sürebilecek. Dolayısıyla sermaye girişinden katkı yerine sermaye çıkışından köstek söz konusu olacak.
*Bir olumsuzluk petrolden- Petrol fiyatları 38 dolarla son 14 yılın en yüksek düzeyine çıktı. 1990-91'deki Körfez Savaşı dönemini bile geride bıraktı. Bu, beklenmedik bir dış etki. Dolardaki artış da bunun üzerine binecek. Enerji fiyatları artırıldığı zaman da, son bir yılda enflasyonun düşürülmesine yaptığı olumlu katkı ortadan kalkacak. Buradan kaynaklanan avantaj dezavantaja dönüşebilir.
*Enflasyonda artış- Özel imalat sanayinde maliyetleri düşürmenin sonuna gelinmiş olacak ki, çekirdek enflasyon mart ve nisan ayında kafa kaldırdı, toptan fiyatları yukarı çekti. Son kur artışları daha maliyetler içinde yok. Akaryakıt fiyatları artarsa buradan da bir maliyet gelecek. Mayıs ayından itibaren baz etkisinin olumsuzluğu nedeniyle de enflasyon en azından bir kaç ay yıllık bazda yükselecek. Bu yıl tek haneli enflasyon bile mümkün görünürken, son gelişmeler üzerine yıllık enflasyon hedefi olan yüzde 12'nin bile yakalanması başarı sayılabilir.
*Cari açık etkisi-
Yurtiçinde tüketici kredisi kullanımı kamu bankaları öncülüğünde patladı. Geçmiş dönemde düşük kur nedeniyle ithal malları da ucuzlayınca kredili alımlar yabancı otomobil alımlarını patlattı. İhracatçı da, "düşük kur" dezavantajından kurtuluşu ithal girdide buldu. Bu nedenle ihracat artıkça ithalat da ara mallarla arttı. Yapılan ihracatın yüzde 67'sinin ithalattan oluştuğu hesaplanıyor. Cari açığı kapatmak için bürokrasinin önerdiği önemlemleri almaya hükümet şimdilik yanaşmıyor. Halbuki, şubat, mart, nisan aylarında da cari açık yüksek gelmeye devam edecek. 2000 yılı temmuzundaki gibi, hükümet bürokrasiyi dinlemez ve cari açığa önlem almazsa, Türkiye hemen krize girmez. O zaman da girmemişti. Ancak dört ay sonra banka krizi, yedi ay sonra da büyük kriz patlamıştı. Cari açığın yüksek olması da, ekonominin bağışıklık sisteminin zayıflaması ve hastalıklara açık hale gelmesi demek. Bu durumda tehlikenin nereden ve ne zaman geleceği zamana ve koşullara kalır.
*Ankara'da gerginlik- Böyle bir gerginlik hesapta yoktu. Ancak hükümetin YÖK Yasası'nın değiştirilmesi ve imam hatip okulları kararı, Türkiye'de gerginliği tırmandıracak bir potansiyel taşıyor. "Henüz bu bir başlangıç" türü açıklamalar da, yangının üzerine benzinle gitmek oluyor. Piyasalar bu gerginliğe takılabilir.
Tam bu aşamada IMF ile yeni yıldan itibaren ilişkinin nasıl sürdürüleceği sürüncemede duruyor. Başbakan, İzmir İktisat Kongresi'nde yüzde 6.5 faiz dışı fazlayı tartışmaya açıyor ve aşağı çekmenin yollarını arıyor.
Sonuçta cari açığa önlem alma ve beklentileri değiştirme adımı, hükümetin büyüme tutkusuna takılıyor. En azından şimdiki görüntü bu. Bunun nereye kadar süreceğini ise şartlar ve piyasalarda oluşacak fiyatlar belirleyecek.
*Sonuç- "Karar verebilen, acıyı yener" Goethe

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Petrol şokundan Türkiye'ye üç fatura birden çıkacak   / 19-05-2004
 Belirsizlik dönemine en uygun seçenek değişken faizli bono   / 18-05-2004
 Şiddetli ilk dalgayı atlattık acaba ikinci dalga gelir mi?   / 17-05-2004
 Döviz açığında yaz ayları tamam ya sonrasını nasıl halledeceğiz?   / 14-05-2004
 Denizin bundan sonrası dalgalı geminin kaptanı da usta olmalı   / 13-05-2004
 Hayat herkes için daha zor olacak   / 12-05-2004
 Şok dışarıdan önlemi içeriden   / 11-05-2004
 Dalgalanma geçici mi, kalıcı mı olacak?   / 10-05-2004
 4'üncü İktisat Kongresi'nde değişen bir şey var mı?   / 08-05-2004
 İş işten geçmeden beklentileri toparlamanın zamanı   / 06-05-2004
İLKER SARIER
Kardelen
Şeref Yüzbaşı, intihar etmeye çalışırken yakın...
ŞELALE KADAK
Bana sadece üniversiteyi sorun demişti ama...
Güler...
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Borsada para yok fakat oyun çok
Buna benzer bir yazıyı...
SERVET YILDIRIM
Güçlü ekonomi bakanlığı
AK Parti hükümeti işbaşına...
Yanlış alarm can alıyordu
Telefona yönlendirdikleri işyeri alarmından gece yarısı sinyal alan...
Otomobili ile duvara çarptı
Bursa'da işyerine gitmek üzere yola çıkan Zeliha Tosun,...
IMKB
E: 16,124 D:% 1.27
DOLAR
S: 1,556,000 D:% 0.00
EURO
S: 1,867,000 D:% 0.38
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.