MODA kültürler hakkında ipucu veriyor
Atlı Köşk'te Beymen ve Sakıp Sabancı Müzesi işbirliği ile gerçekleşen modanın 3 yüzyılı sergisini görünce, moda kavramının insanlar ve yaşamlar üzerindeki etkisini anlamak hiç de zor değil. İşte bu yüzden modayı sadece giyinmek olarak tanımlamak yanlış olur.
Zaman akıp gidiyor ve geriye dönüp baktığımızda farklı anlar, anılar kalmış oluyor elimizde. Zamanın hızla geçtiğini, bana bu kadar yoğun düşündüren, Beymen ve Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi işbirliği ile gerçekleşen "Paris-St.Petersburg, Alexandre Vassiliev Koleksiyonu'ndan Avrupa Modası'nın 3 Yüzyılı" sergisi oldu. Bu özel sergiyi görmek için hafta içinde kendime zaman ayırıp Emirgan'daki Atlı Köşk'e gittim. Son derece huzurlu bir ortama sahip mekân, sergiyi yakından incelememe de vesile oldu. Sabancı Üniversitesi'ne bağlı müzeye ve Beymen ekibine konuya gösterdikleri hassasiyet ve özen için, bu önemli koleksiyonu yakınımıza getirdikleri için teşekkür ediyorum. Serginin ilk bölümünde, modanın 300 yılını özetleyen panolar yer alıyor. Bu yazılar içinde modanın önemini vurguladığına inandığım bir bölümü sizinle paylaşmak istedim. "17. ve 18. yüzyıllarda hüküm süren Fransa Kralı 14. Louis, modayı "tarihimizin aynası" olarak tanımlamıştır. Bu tanım günümüzde de geçerlidir. Moda tarihçileri yıllarca moda hareketlerinin sosyal sonuçlarını kavramaya çalışmıştır. İnsanları; erkekleri, kadınları ve hatta çocukları, görünümlerini, kıyafetlerini, ayakkabılarını, saç biçimlerini ve makyajlarını sürekli değiştirmeye iten nedir? Bu değişimi anlayabilmek için, modanın ya da Fransızca "la mode"un sadece kıyafet, saç şekli ve aksesuvarlardan ibaret olmadığını, dolaplarımızın haricindeki pek çok unsurun derinlemesine irdelenmesi gerektiğini söylemeliyiz."
KÜLTÜRLERİN İPUCU Anlatımı okudukça, modanın aslında sadece giyinmek anlamına gelmediğini, yaşanılan tüm dönemlerden, dünyanın ve insanlığın geçirdiği tüm evrimleri, değişimleri, yaşam şartlarını, sınıfları, kültürleri vurgulayan geniş bir anlam içerdiğini anlayabiliyoruz. Olayı biraz daha basite indirgersek moda kavramının insanlar ve yaşamlar üzerinde ne derece etkili olduğunu anlamak zor değil. Aslında giyim tarzları, bu konudaki seçimleri, yaşam görüşleri, kültürleri hakkında birçok ipucu veriyor. Galiba, hiç tanımadığım birinin gardırobunu gösterseler, bu kişi hakkında birçok yorum yapabilirim. Günümüzde moda akımları çok daha özgür. Tarih boyunca, nasıl giyineceğimizi sınıflar, statüler belirlemiş. Müzeyi gezerken yakın tarihimize yaklaştıkça kıyafetlerdeki sadeleşmeyi, tarzlardaki değişimi, farklı dönemleri bir çırpıda inceleme imkânı buluyorsunuz. Ben sergiyi gezerken tek tek inceleyip, kullanılan kup, kesim tekniklerini yakından görebilme keyfini yaşarken bir yandan da o dönemlerdeki kadınları, erkekleri hayal edip onlarla bir dönem yolculuğuna çıktım. Özellikle kıyafetlerdeki işçilikleri, kumaşlardaki zarafeti, dokularındaki saflığı hissedince bu parçaların ne emeklerle birer sanat eseri şekline büründüklerini hissettim. Kişi için giyinmek sadece örtünmek değilse, bu bir kültür göstergesidir. Böyle düşünüyorsanız bu sergiyi ziyaret edin.
COUTURE, SANAT ESERİ GİBİ Sergiyi gezerken aslında 'couture'ün ne anlama geldiğini daha iyi anlıyorsunuz. Couture, gerçek bir sanat ama size bahsettiğim, gerçekten couture dikiş tekniği ve işçiliğinin kullanıldığı tasarımlardan bahsediyorum. Sanırım bazen bu yanlış algılanıyor. Kişiye özel dikilen her abiye elbise couture değilidir. Ne yazık ki, ülkemizde bunun gerçek karşılığını bilen çok az sayıda insan var. Dünyada couture tasarımcıların çalışmalarını giymeseler bile satın alan koleksiyonerler, couture çalışmaları bir tablo, heykel gibi sanat eserleri gibi kabul eden insanlar var. Her geçen gün bu anlamda daha bilinçli, her sunulanı alkışlamayan, farkı farkedebilen bir toplum olma yolunda hızlı adımlar atmamız dileğiyle..
Dilek Hanif
|