Burç diyalogları
- Muhliiisss... Muhliissss... Bırak şu dürbünü artık... - Mukadder susar mısın, görüyorsun araştırma yapıyorum. - Görüyorum. Hem sadece ben değil, tüm konu komşu görüyor. Hangi günse kapımıza bu evde sapık varmış diye polis dayanacak. - Hah... Sapıkmış. Ne anlar onlar bilimsel araştırmadan... Yıldızlardan, kara deliklerden... - Hay gir de çıkama inşallah o kara deliklere... - Mukadder dikkatimi dağıtma... Yıldızların pozisyonlarına bakıp, gelecek tahmini yapmaya çalışıyorum. Biliyorsun ki, araştırmacılık burcumun en belirgin özelliği... - Ay gene başladı burç demeye. Evlendiğimiz günden beri başka laf duymadım be... Burç burç... - Ne var? Benim de merakım burçlar. Anlayışlı olsan ölür müsün? - Anlayışlı olmak mı? Sorarım sana Muhlis, çeyizine sırf damat istedi diye teleskop koyan başka gelin var mıdır benden başka? - Aman iyi ki bir getirdin. Yıllardır kafama kaka kaka teleskopta hal kalmadı. - Millet az eğlenmediydi benimle o teleskop yüzünden. "Sismograf da koy kızım lazım olur" diyenler. "Evi Kandilli Rasathanesi'ne yakın tutun bari" diye laf sokanlar... - Sen ne bakıyorsun kızım millete... Milletin ağzı naylon torba değil ki, doğa yüzyıllarca yok edemesin... - Uğurlu ayım dedin, kış kıyamet düğün yaptık. Üstelik bahçede... - Benim burcum, toprak burcu tamam mı? Doğaya yakın olmalıyım. - Davetlilerin yarısı düğün gecesi hastalanıp yatağa düştüydü ama naber? - İyi ya bak, davetlilerin yarısı gelemedi diyede bana sitem ediyordun. - Ederim tabi... Hâlâ da ederim. Al hatta bi daha edeyim. Uğurlu günüm diye tutturdun hafta arası düğün yaptık. Davetlilerin yarısı gelemedi. Neyse ki babam kıyafet konusunda direndi de dediğini yapmadık, daha fazla rezil olmadık. - Haaa bak sahi unutmuşum. Babanı ikna edemedik. Oysa ne vardı kıyafetlerimiz çingene pembesi olaydı? Burcumun uğurlu rengi. Bak ben bunu senin kafana kakıyor muyum? Kakmam. Çünkü benim burcum kinci değil. - Nişanda dediklerin aynen yapıldı ama. Koca gece MTA'nın taş sergisi gibi dolaştım. Yok topaz yüzük, yok zebercet bilezik. Kedi gözü kolye... - Evet, senin ve benim burçlarımızın uğurlu taşları. - Uğurluymuş... Bana uğurlu gelmedi ama. Düştüm senin gibi bir deliye. İstikbalim hazan yaprakları gibi soldu gitti ellerinde. Bana her mevsim sonbahar... - Bahar mı dedin? Tabii ya. Bahara girdik. Dokuz ay sonra ocak. Çocuğumuz oğlak olur. İnatçı olur. Tuttuğunu koparan olur. Parasının hesabını bilir. - Muhlis ne yapıyorsun bırak... - Hiç kıpraşma Mukadder, çocuğumuzun geleceği için bugün bu iş olacak. Hoyda breeee...
|