kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Cesur gazeteciler... Hamile işkenceciler

Biz de yayınlardık" diyen bazılarını görünce... Vatan gazetesi, Irak'taki işkence görüntüleri üzerine, "O asker Türk olsa, fotoğrafı yayınlar mıydınız?" diye sorunca, "Elbette, hemen, kuşkusuz" diye cevap veren kimilerini görünce...
"Yok ya!" deyivermişim. Belki başka bir şey demişimdir. Batık bankacı ile reklamcının arasındaki yakınlığı kanıtlayan bir fotoğrafı bile yayınlamayan ve yayınlatmak istemeyenleri...
Bir Cumhurbaşkanının Azerbaycan Cumhurbaşkanı'ndan forslu mektupla yakını bankacı için kıyak ricasını sansür edenleri...
Bir zamanlar RTÜK yasasının sakıncaları üstüne bir kelime bile karşı görüş yazdırmayanları...
Cezaevi operasyonlarını tamamen devletin ağzıyla verenleri...
Böyle kararlı görünce, kim bilir ne kadar mutlu olmuşumdur!

Aslında, fotoğrafları ilk yayınlayan Amerikan CBS televizyonu da, haberlerin başındaki ünlü Dan Rather'ın ifadesiyle, "Genelkurmay Başkanı Myers tarafından arandığı için, 14 Nisan'da yapabileceği yayını durdurmuştu. Aynı rica 21 Nisan'da da oldu."
Yani, o cesur yayıncılık da devletle işbirliği içinde yürüdü.
Ve olayın başkaları tarafından da öğrenildiği belli olunca, Savunma Bakanlığı'nın onayıyla yayın yapıldı.
Bu "başkaları"nın başında, gazeteciliğin yüz aklarından Seymour Hersh geliyor.
1968'de, ABD askerlerinin Vietnam'daki "My-Lai katliamı"nı ortaya çıkaran ve 36 yıl sonra da, Irak'taki "insanlık katliamı"nın 53 sayfalık, gizlenen raporunu ele geçiren Hersh.
Bizim medyadaki, o rapora ilişkin "New York Times... New Yorker" kaynaklı kifayetsiz alıntıların asıl kaynağı
Hersh'ün araştırması, bu "insanlık suçları"nın öyle bir, iki askere yıkılıp "münferit vaka" sayılarak geçiştirilemeyeceğini, Askeri İstihbarat'ın, hatta CIA'nın buna ortak olduğunu ortaya koyuyor.
Sanıklardan 37 yaşındaki Çavuş Frederick, ki ABD'de de 6 yıl gardiyanlık yapmış, "Askeri İstihbarat, CIA, tercümanlar ve özel şirket sorgucuları bunu istiyordu. Bizi 'Harika iş!' diye kutladılar" diyor.
Sanıkların sivil avukatı Gary Myers, ki garip rastlantı, askerliği sırasında "My- Lai" zalimlerinin de avukatlığını yapmış, davayı emir-komuta zincirine götürüyor.
Frederick'in avukatı Yüzbaşı Robert Schuck, savunmada, "Ordu, günahlarını bu 6 askere ödetiyor" diyor.
Hersh'ün araştırması, pazar günü Dipsiz Kuyu'da anılan özel şirket CACI'nin iki sorgucusunun isimlerini ortaya çıkarıyor.
Stephan Stephanowicz, ordudan atılma eski asker. Askerleri işkencelere teşvik edenlerden. Bir diğeri, John Israel. Her ikisinin, dolayısıyla, "cirosunun 1 milyar doları aşmasıyla" övünen
"serbest piyasa işkencecileri"nin doğrudan sorumluluğu söz konusu.
Yine Hersh'den öğreniyoruz ki, sanıklardan kadın asker, er Lynndie England, hani o ağzında sigara, sırıtarak "mastürbasyona zorlanan, üst üste yığılan Iraklılar"ı gösteren...
Şimdi ABD'de bir askeri üste... Ve hamile.
Yani bir kadın, üstelik bir anne adayı, bu denli vahşileşebilmiş.
İşkencenin sistematik olması bir yana, anlaşılıyor ki, bu "medeni vahşiler"in anlayışında, Iraklılar zaten "insan değil." Onları insanlık dışına sürüklemeleri, sadece askeri değil, aynı zamanda, sömürgecilik ideolojisi olan, "ötekini hayvan saymak ve hayvanlaştırmak" gibi kökleri bulunan kültürel bir mesele.
"Medeniyet, demokrasi, özgürlük götürmek" gibi ulvi amaçlarla ifade edilenlerin öteki yüzü.
İstila ve işgalin meşrulaştırılmasının öteki yüzü: İğfalin meşrulaştırılması!
Bizimkilere, "yayınlardık" diyenlerin bazılarına bakıyorum da...
Saldırı, istila ve işgalin meşrulaştırılması, tezkere süreçleri sırasında ne çok sırıtmışlar!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Çuvaldız!   / 03-05-2004
 Serbest piyasa işkencecileri   / 02-05-2004
 Yokuşun başında yatan sırlar   / 30-04-2004
 Kahredici biçimde, istila içimize siniyor!   / 29-04-2004
 Oradan, buradan, yüzümüzün iki yanından   / 28-04-2004
 Reddedenleri reddetme hakkı   / 27-04-2004
 Sevenleri ayırmayın!   / 26-04-2004
 Kendi kaderine niyet... Kader, kısmet!   / 25-04-2004
 Kuş bakışı, baş dönmesi, kabuk çatlaması   / 23-04-2004
 Vatansa eğer, yavru olabilir mi?   / 22-04-2004
MEHMET TEZKAN
Treni kaçırtanlara kim hesap soracak?
Bürokraside yaygın...
EMRE AKÖZ
Nurcuların diyet muhabbeti
Bundan 20 gün kadar önce...
MUHARREM SARIKAYA
Jelatinsiz, kurdelesiz, paket
1982 Anayasası bugün...
UMUR TALU
Cesur gazeteciler... Hamile işkenceciler
Biz de...
Beni öldürün ama ne olur soymayın
İsmi Dhia el-Şvari... El Mehdi Ordusu mensubu. Saddam döneminde de...
Hayvan gibi tecavüz ediyorlar
İsmi Nur... Ebu Garip hapisanesinde ABD'lilerin tecavüzüne uğradığını...
Herkes kendi yolunda
Herkes kendi yolunda
Divan Başkanı Nasır'ın girişimiyle yapılan toplantıda "Güçlü bir mali...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.