kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Teknoloji
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Celik @ SABAH
 

Merkezi ele geçirmek mi, merkezi inşa etmek mi? (2)

Seçmen tercihinin ağırlıklı bir şekilde tek bir partiye doğru akması, siyasal alanın tek parti rengiyle donanması anlamına mı geliyor, bunun sakıncaları nelerdir, sorusu bu ara tartışmaların ana eksenini oluşturuyor.
Bu soruyu ve sorunun içerdiği kaygıyı konuşurken siyasete dair temel bilgileri dikkate alarak değerlendirme yapmak gerekmektedir...
Siyaset, "toplumsal merkez"le "siyasal merkez" arasındaki iletişim temelinde gerçekleşir.
Siyasetin görevi, toplumsal merkezin taleplerini, demokratik düzenin kuralları çerçevesinde siyasal merkezde "temsil"e dönüştürmektir.
Toplumsal merkezi dışlayarak siyaset olmaz, toplumsal taleplerin dikkate alınmaması siyasetin doğasına aykırıdır. Demokrasinin temeli de budur; siyaset yoksa demokrasi olmaz, siyaset ne kadar güçlüyse, demokratik düzen de o kadar "diri" olur...
"Siyasal yarış", farklı siyasal arayışların rekabetine dayanır. Buna karşılık "siyaset" ve "siyasetsizleşme" arasında bir yarıştan söz edilemez.

***

Bugün seçmen tercihinin tek bir partiye doğru akması şeklinde yapılan değerlendirme sadece "sayısal" bir indirgemecilik temelinde kaldığı zaman çok şey ifade etmiyor.
Seçmen tercihinin "sayısal" olduğu kadar "siyasal" analizi de yapılırsa, tartışmanın doğru bir zemine yerleşmesi mümkün olur.
3 Kasım seçimlerinde seçmenler tercihlerini "siyasetsizleşme"yi temsil eden partilerin zihniyetine karşı "siyaset"i temsil eden yeni siyaset anlayışı yönünde inşa etmişlerdir.
Siyasetsizleşme çeşitli unsurlardan oluşmaktaydı...
Toplumsal merkezi dikkate almayan sadece siyasi partilerin iç gündemlerine ve iktidar arayışlarına kilitlenmiş bir siyasal zihniyet bunun ilk ayağını oluşturmaktaydı.
Bu siyasi zihniyet, toplumu esas almak yerine iktidar arayışlarının kuralsızlığını esas almaktaydı.
Bunun ikinci ayağında gerçek ve tüm toplumsal kesimler yararına bir refah üretimi yerine, rant dağıtımına endeksli bir ekonomi zihniyeti vardı.
Gerçek bir piyasa ekonomisi yerine, bunun değerlerinden ve derinliğinden yoksun sanal bir piyasacılık, rant dağıtmanın iskeletini oluşturuyordu.
Öte yandan bu zihniyet "siyasi değer" kavramından yoksundu...
Ne yerli değerleri, ne de evrensel değerleri yerine oturtabiliyor, bunların siyaset üretimi için ne ifade etmesi gerektiği konusunda hiçbir etkinlik yaratamıyordu...
İşte 3 Kasım'da bu "siyasetsiz siyaset" tasfiye edildi ve halk tarafından "siyaset"e güç aktarıldı.
***

Bugün ise, ciddi ve sağlam bir muhalefetin değerlendirmelerine ihtiyaç varken, muhalefet, iktidar karşısında farklı siyasetler üretmek yerine "siyasetsizleşme"ye yaslanıyor.
Kıbrıs, AB, sağlıklı bir piyasa ekonomisi gibi konularda ve reform süreciyle ilgili gündemlerde "alternatif" politikalar üreten bir muhalefet değil, tam tersine sadece statükoyu sürdürmeye çalışan eski bir zihniyet var. Üstelik bu ciddi sayıda parti tarafından temsil ediliyor.
Bunun karşısında ise toplumsal talepleri dikkate alan, piyasa ekonomisinin değerlerini ve derinliğini kurmaya çalışan, yerli değerleri evrensel kabul görmüş değerlerle buluşturma yönünde siyasallaştıran bir parti var. Böyle olunca da iktidar, iktidar olmanın doğal yıpratıcılığından korunarak gücünü artırırken; muhalefet, muhalefet olmanın avantajlarına rağmen güç kaybediyor.
Bu tabloya sadece "sayısal" açıdan bakarsanız, tek bir partinin diğerleri karşısında aşırı güç kazandığı ve bunun sakıncalar doğuracağı şeklinde değerlendirirsiniz.
Fakat "gerçek siyaset" açısından bakarsanız, seçmenin tercihini "iyi siyaset", "sağlıklı işleyen demokrasi", "değişim" ve "sağlıklı bir piyasa ekonomisi" yönünde kullandığı sonucuna varırsınız. Bunun siyasetin güç kazanmasına, demokrasinin derinleşmesine ve toplumsal refahın artmasına katkısı olacağı gibi, toplumsal taleplere sırt dönerek muhalefet yapan partilerin kalitelerinin artmasına dönük gelişmeleri tetikleyeceği de açıktır.
Seçmenin bu tercihi, "merkezin tek bir parti tarafından ele geçirilmesi"ni değil, tam tersine toplumsal merkezle siyasal merkez arasındaki iletişimin artarak devam etmesine destek vererek, "demokratik merkez"in güçlenmesini sağlamaktadır.
Seçmen, tercihini "iyi siyaset" yönünde yapmaya devam etmektedir ve kuşkusuz bu tüm siyasi partilerin tabanları ve "iyi siyaset" üretmek isteyen değişik siyasi kadrolar için de yol göstericidir...
Konuya devam edeceğiz...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Dünya düzeninin düğümü...   / 09-04-2004
 En stratejik beşeri kaynak: Siyasi irade   / 05-04-2004
 Yalın bir tablo   / 02-04-2004
 Hangi parti değil, hangi siyaset kazandı?   / 31-03-2004
 Merkezi ele geçirmek mi, merkezi inşa etmek mi? (3)   / 24-03-2004
 Merkezi ele geçirmek mi, merkezi inşa etmek mi? (2)   / 22-03-2004
 Merkezi ele geçirmek mi, merkezi inşa etmek mi? (1)   / 21-03-2004
 Halkları korumak   / 17-03-2004
 Milyonlar yürümeye devam etmeli...   / 15-03-2004
 Meşruiyetin güvenliği   / 14-03-2004
ERDAL ŞAFAK
Bir hüzünden öbürüne
Başbakan Erdoğan'ın Japonya gezisi,...
AHMET HAKAN COŞKUN
Kıbrıs'tan aykırı notlar
KKTC bir devlet değil,...
MEHMET BARLAS
Lider-işadamı, ulusal servetin bir parçasıdır!
Sakıp...
ÖMER ÇELİK
İstikamet bellidir...
Fransa Dışişleri Bakanı'nın,...
NEBİL ÖZGENTÜRK
Almanya notları
Avrupa Alevi Federasyonu'nun...
REFİK DURBAŞ
Övünç kaynağı Salihli...
SALİHLİLİYİM. Ama 1977...
SAVAŞ AY
Rahmi Koç yanıldı ne yazık ki!.
Koç Holding Şeref...
HINCAL ULUÇ
Her sevmek, biraz terkedilmektir..
Hiç birtaneniz oldu...
Hagi'de umut yok: 0-1
Hagi'de umut yok: 0-1
Hedefsiz ve amaçsız Galatasaray, Başkent’te de tel tel döküldü.
Karadeniz inadı: 2-1
Karadeniz inadı: 2-1
Trabzon'un "Süper İkilisi" Fatih-Gökdeniz Bursa'ya da birer gol...
Varoştan belediye başkanlığına uzanan yol
Varoştan belediye başkanlığına uzanan yol
Hayatının akışını kendi elleriyle değiştiren bir isim Nazmiye...
'Üç kuruşluk kör menfaate kanmayın'
'Üç kuruşluk kör menfaate kanmayın'
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ankara'da toplantıya çağırdığı...
Bu veda ağır geldi
Bu veda ağır geldi
Sakıp Sabancı önceki gün saat 05.55'te yaşamını yitirdi. Doktoru,...
Özkök'ün basın toplantısı ertelendi
Özkök'ün basın toplantısı ertelendi
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün 12 Nisan...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | ON Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Teknoloji | Otomobil |Sinema | Hobi | Çizerler
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.