|
 |
 |
 |
 |
|
İç giyimin parçaları dış giyime yansıyor
18 ve 19'uncu yüzyıllarda kadınların içlerine giydikleri gepyer, korse gibi parçalar, artı birçok modacı tarafından dış giyime yansıyor. İç giyimin dışa yansımaları son yıllarda birçok tasarımcının koleksiyonunda gözlemlediğimiz bir akım.
Yeni hafta, yeni bir heyecanla geldi benim ofisime. Ocak ayında Paris'te gerçekleşen defilenin ardından, özellikle Fransız basınında çıkan haberlerin mutluluğunu anlatmıştım daha önce. Fransız Gala dergisinin haute couture dosyasında, bu hafta içinde sunulan koleksiyonlardan derginin editörleri tarafından seçilen markalar arasında yer aldı defilemiz. Bu dergide yer almanın bizi ne kadar mutlu ettiğini ve temmuz ayındaki defile ile ilgili çalışmalarımıza nasıl bir motivasyon kattığını tahmin edersiniz. Geçen hafta da bahsetmiştim, Paris'e gittim birkaç günlüğüne. Paris'e indiğimde gazete bayinde Collezioni dergisinin yeni sayısının çıktığını gördüm. Zaten her sayısı ofisimde bulunur. Collezioni dergisinin. Moda sektörünün vazgeçilmez dergilerinden biridir! Dergiyi elime aldığımda, bu kez içinde benim çalışmalarımın da olduğunu gördüm. Paris haute couture haftasından seçilen koleksiyonlar arasından defilem de vardı ve sayfanın altındaki yorum, "mükemmel denge" şeklindeydi. İnanın bunu görünce, diploma almış çocuklar gibi sevinçten zıp zıp zıpladım...
GURUR DUYDUK
İnsanın uzun yıllar emek vererek, engebeli yolları katederek geldiği noktada, böyle bir mutluluğu, hazzı yaşaması olağanüstü. Colllezioni,moda sektöründe önemli bir dergi, tüm dünyada satılıyor, arka sayfasında Dilek Hanif İstanbul adresi var. Hem Türkiye, hem Türk haute couture çalışmaları ve hem de Dilek Hanif markası adına yaptığımız çalışmaları bu dergide görmekten ben de, ekibim de gurur duyduk. Elbette henüz yolun başındayız, daha gidilecek çok yol, yapılacak çok iş var, bunun bilincindeyiz. Ben ve ekibim Türk modasında haute couture çalışmaların gelişmesi, dünyada söz sahibi olabilmesi adına tüm gücümüzle çalışacağız. Sevgili dostlarım, sizlere böyle hitap etmek istiyorum. Zira uzun -neredeyse 1 yıl- bu köşede moda ağırlıklı birçok şey paylaştım sizlerle ve beni her hafta okuyan, benimle fikirlerini paylaşan yeni birçok dostum olduğunu biliyorum. Sizlerle zaman zaman böyle coşkularımı, sevinçlerimi paylaşmak beni mutlu ediyor, iyi ki varsınız. Bu arada hepimizin bildiği gibi yerel seçimler yapdı ve ben tüm gününü Teşvikiye'de geçiren bir vatandaş olarak Sayın Mustafa Sarıgül'ün yeniden seçilmesinden mutluluk duydum.
İÇTEN DIŞA...
Sizlere biraz da modanın içinden dışa çıkan gelişiminden bahsetmek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde moda tarihine ilişkin bir kitap karıştırıyordum. 18 ve 19'uncu yüzyıllarda kadınların içlerine giydikleri, muazzam emeklerle hazırlanmış korselerin, gepyerlerin günümüz tasarımcılarını ve tasarımları nasıl etkilediklerini farkettim. Elbette bu parçalar, dönemin kıyafetlerinin önemli bir parçası, temel konstüriksiyonunu oluşturuyordu. Diğer gözle görünen her şey ise bu altyapının üzerine kuruluyordu. Bugün ise tasarımcılar gepyer, korse gibi kadınların iç giyimine dair birçok parçayı dış giyime yansıtıyor, bu parçaların detayları, kesimleri, kupları yeni tasarımlarda kullanılıyor, deforme ediliyor, yeniden yorumlanıyor. Son derece kadınsı, dinamik, modern silüetler ortaya çıkıyor. İç giyimin dışa yansımaları son yıllarda birçok tasarımcının koleksiyonunda gözlemlediğimiz bir akım. Bir haute couture tasarımcısı olarak kıyafetin içindeki çalışmalar, tasarımlarımı yaparken veya tasarım aşamasındayken en önemli bölüm. Çoğu zaman kıyafetin içinde görünmeyen detaylar en fazla düşündüğüm, emek verdiğim kısımlar. Dengeli, doğru proporsiyonları yakalamak, sorunlu bölgeleri şekillendirmek kıyafetin doğru konstrüksiyonlar üzerine oturtulmasına bağlı. Bunu sağladıktan sonra tasarımın görünen kısmına geçebiliyoruz. Bana göre kişiye özel tasarımların, vücut yapısına göre çalışmanın en önemli bölümlerinden biri, sadece size ait tek bir çalışma olmasının dışında, üzerinde müdahale edilebilir olmasıdır. Yalnız tartışılmaz bir gerçek var ki, moda tarihine şöyle bir göz attığınızda, moda kadına karşı pek çok alternatifle dolu olduğu kadar da acımasız. Moda, tarihinin en özgür dönemini yaşıyor 21'inci yüzyılda. Hayatın her alanında da özgürlüğünüzün tadına varabilmeniz dileğiyle...
Dilek Hanif
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
