kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Teknoloji
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Esra Ceyhan @ SABAH
 

Bir yastıkta kocayın!

"Yatak ayrılmaz, ayrılırsa o evlilik evlilik olmaz. Sen sen ol, kavga da etsen, kalbin tuzla buz olup, dağılıp gitse de yatağından ayrılma"... Evet, evlenme hazırlıklarının harıl harıl yapıldığı 11 yıl evvelinde önce annemden, sonra da kuzenim Sibel abladan duyduğum en mühim ve sık yinelenen öğüt buydu. "Yatağını ayırma, yatağından ayrılma" söylemine dönüşüp, slogan halini bile almıştı. Beni delişmen mi buluyorlardı, evliliğe hazır mı görmüyorlardı, yoksa adetten miydi, bunu bu kadar çok söylemek bilemiyorum. Şimdi düşünüyorum ve fark ediyorum, bu nasihatten aslında neleri anlamam gerektiğini... Evlendiğin zaman ayrı ayrı yataklarda yatmayı tercih etmek doğru değildir. 1. Başta, çift kişilik hayata uygun seçilmiş çift kişilik yatak, şu ya da bu sebeple teker kişilik iki aynı ebatlı yatağa dönüşürse, durum felakettir. Yani çift kişilik yatak evliliği evlilik yaparken, aksi tercih edilince durum değişir. "Çift" iki yabancıya dönüşme yolunda hızla ilerler. 2. Kavga et, kırıl, darıl ama, aman ayrı yatma. Yani salonu, çocuğun yatağını, annenin evini mesken tutma. Kocanın yanındaki yerin soğumasın, varlığınla hep sıcak kalsın. 3. Ne olursa olsun artık yanlış olduğunu anladık değil mi- erkeğinizin yatağı terk etmesini beklememeniz gerekir. Bu durum teklif ve iması bile hoş karşılanmayan, savaş rüzgarları estiren ve de fırtına çıkaran ilk adımdır. Erkeğe yatak odasının kapısı gösterilmez, yol verilmez "haydi dışarı marş" hiç denmez. Üstüne basılarak söylendikten sonra, altı çizilen, ardından yoğun çalışmalarla draje haline getirilip benliğe ince ince katılan bu nasihattın açılımı kanımca aşağı yukarı böyledir. Bu öğütlerin, söylenişine anne, abla sıcaklıkları katıldıktan sonra kulağa olduğundan daha da sıcak geldiği şüphesizdir. Hele de evlilik hazırlıkları sürerken, insan kendisini bir Türk filminin ağlasa gözünden yaş düşmeyen, yüzünün boyası birbirine karışmayan, her daim mutlu, umudu bitmeyen eksilmeyen kadın kahramanı gibi hisseder. Evlenip mutluluğu bulacağını, bir Ayşecik ya da Ömercik veya her ikisinin birden katılımıyla arşu alaya yükseleyeceğini, kocasıyla hep aşk içinde yüzeceğini düşünür. Hele hele her giyeni melekleştiren, dünyayı da tamamen pembeleştiren gelinliği giymeye gören hatun adayı dişi kişi, mutluluğu yakın, pek yakın görürür. Evliliğe dair tüm öğütleri aç dinler. Dinlediğini yapar. Bazı hayatlar "ne umdum, ne buldum" dedirtecek denli hazin de olsa dayanır, dayanır, dayanır. Öldürülmeye çeyrek ya da an kalıncaya kadar dayak yer, ağlar. Zamanla yaşlar dıştan kalbe kalbe akmaya başlar. Ama baş, hep o beraber kocanacak tek yastıktadır. Olanın olmayana karıştığı kavgalarda gururu incinir, duymazdan gelir. Duymazdan anlamazdan gelişleri, "erkek böyle, ne de olsa kocam" la noktalar. Baş gene aynı yastıkta, beden yine olması gerektiği yerde, erkeğinin yanındadır... Aldatılır, fark eder, anlar, haykırır, cümle alem, komşular, mahalle ve ne yazık ki çocuklar şahit olur ev savaşına... "Erkektir yapar" lar çıkar karşısına... Öyle kırılıp hırpalanıp üstüne basılmaktan yamyassı hale gelmiştir ki kalbi, yerinde olduğuna kendi bile inanmaz artık... Ve bu kadın, genç kızlık hayalleri beslediği o klişeleri draje draje aldıktan sonra, sorgusuz sualsiz yaşadığı her şeyi kanıksarsa, işte o zaman hapı yutar... O pembe panjurlu ev hayallerini göz önüne getiren, tüm nasihatleri seviyorum. Küçük naz kaprislerin büyütülüp yatağın ortasına getirilmesine karşıyım. Ama o yatak alev almışsa, yanan da sizseniz, alevler beden ve benliğinizi sarmadan, tez elden söndürün gitsin derim.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ah o fotoğraflar...   / 27-03-2004
 Beni aldat ama beyninde asla!..   / 20-03-2004
 Balık etinden tavuk etine   / 13-03-2004
 Dünya Kadınlar Günü (!) kutlu olsun   / 06-03-2004
 Silahlara veda   / 28-02-2004
 Perdelerimde huysuz bir el...   / 21-02-2004
 Beyaz karlar kıpkırmızı aşklar...   / 14-02-2004
 Sizin bayramınız nasıl geçti?   / 07-02-2004
 O Kadın...   / 31-01-2004
 Adam gibi adama sakın aşık olmayın!   / 24-01-2004
HAKAN & UTKU
Ayıklamalı sayıklamalı diyaloglar
- Melteeeem...
ESRA CEYHAN
Bir yastıkta kocayın!
"Yatak ayrılmaz, ayrılırsa o...
AYŞE TÜTER
Lezzet Güneşi
Tavuklu haluş
Yumurta, su ve unu...
REFİK DURBAŞ
Aşk, zaten efsanedir
Bir Kızılderili reisi, kulübesinin...
Kapkaççılar yine dehşet saçtı
Taksim’de kapkaççılar Alman turisti yerde sürükleyerek çantasını...
HeartScore kalp krizini bildiriyor
Bilgisayar programı HeartScore'a kişinin bütün sağlık verileri...
Galata'nın Muhafızı Nuri Kaya
Tarihi semte zarar veren yapıları fotoğraflıyor ve dosyaları yetkili...
Mithat Can'ın Önder Fırat sevgisi
Mithat Can'ın Önder Fırat sevgisi
Uzun bir süredir birlikte olan Sezen Aksu ile Önder Fırat bundan bir...
Park Şamdan'a nasıl ortak oldu?
Park Şamdan'a nasıl ortak oldu?
Eski Mısır Hidivi'nin (Hidiv = Genel Vali) kızı Semiha Şakir'in kızı...
En şık giyinen yarış sever
En şık giyinen yarış sever
Bu Hollywood yıldızlarını aratmayan birbirinden şık...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | ON Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Teknoloji | Otomobil |Sinema | Hobi | Çizerler
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.