kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Teknoloji
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Celik @ SABAH
 

Sağcı sol...

Hızla seçimlere doğru giderken, "ortada neden muhalefet yok?" sorusuna da yanıt aranıyor bir yandan.
Genelde, hükümetler çok başarılı olsalar da, iktidarda olmanın getirdiği doğal bir yıpranmayı taşırlar üzerlerinde. Muhalefet ise sorumluluk konumunda olmadığı için, uygulanan siyasetler karşısında konforlu bir pozisyon elde eder ve eleştirinin gücü ile cazibesini belli oranda artırır.
Seçime giderken ise tam tersi bir tablo görüyoruz. İktidar cazibesini artırmaya devam ederken, muhalefet güç kaybediyor...
Muhalefetsiz bir siyasal ortamın eksikliklerine sık sık değiniyoruz burada. Bunun yanı sıra sol siyasetten yoksun bir siyasal denklemin Türkiye'nin sağlıklı tartışmalar yapmasını yaralayacağını belirtiyoruz.
Oysa bugün muhalefet adına izlenen sol siyaset, Türkiye'yi hem muhalefetten, hem de sol siyasetten mahrum bırakıyor.
Bunun artık geride kalması gereken siyaset kültürüyle ve bu kültürle sol siyasetin genetik bağı ile yakın ilgisi var...

***

Sol, siyasetin en temel gerçeği olan toplumla bağ kurma konusunda zorlanıyor. Zorlanmanın ötesinde, siyasetin tanımı içinde topluma yer vermeyi bir kenara bırakıyor.
Siyasetin toplumsal talepleri siyasi temsile dönüştürme mekanizması olduğu, sol tarafından dikkate alınmıyor.
Böylece toplumda ne olduğu, toplumun siyasetten ne beklediği gibi temel dinamikleri görmezden gelen bir siyaset üretiyor sol. Toplumsal taleplerden kopuk siyaset üretimi ise, siyasete değil "siyasetsizleşme"ye dönüşüyor...
Toplum, esas olarak farklılıkların kaynadığı, çeşitli taleplerin ortaya çıktığı, talepler üzerinden zihinsel birlikteliklerin doğduğu, bu birlikteliklerin örgütlenmeye dönüştüğü, sabitlikleri ve çeşitlilikleri bir arada yaşatan büyük bir organizmadır.
Siyaset bu "organizma"yı anlayabildiği ve bu temelde oluşan dalgaları kavrayabildiği ölçüde var olur.
Bunu anlama konusunda eksiklikler var olduğu zaman, siyasetin kavramları ve araçları üzerinden "siyasetsizleşme" üretilmiş olur.
Sol bugün "siyasetsizleşme"ye eklemlenmiş durumda.
Toplumsal dip dalgaları kavrayamıyor. Bu nedenle de siyaset üretemiyor. Toplumdan güç almak, topluma yaslanmak ve toplumsal talepleri temsil etmek gibi en temel siyasal gerçeklere aykırı tutumlar üretiyor.
Bu nedenle de değişime direniyor, değişim karşıtı tutum almakla muhalefet yapmayı özdeşleştirerek muhalefet kavramının doğasına ters bir pozisyon alıyor.
"Muhalefet", toplumun iktidar tarafından temsil edilmeyen taleplerini temsil etmek demektir.
Siyasetin doğası gereği, hiçbir siyasi parti veya iktidar, toplumun tüm taleplerini tek başına temsil edemez. Bunun dışında kalan talepleri temsil etmek ve önceliklerini anlatarak, siyasal alanda "ağırlıklı" hale getirmeye çalışmak muhalefetin işidir.
Sol siyaset, bu temel siyasal gerçekler yerine bir zamanlar sağın içine düştüğü hastalıkları içselleştiriyor.
***

Sağ üzerine yaptığım analizlerde, "sağ siyaset" ile "sağcılık" arasında bir ayrım yapılması gerektiğini, bu ayrımın çok hayati olduğunu vurgularım.
"Sağcılık", sağ siyasetin hassasiyetlerini ve özelliklerini toplumdan kopararak statükoya eklemleme çabasıdır.
Sağ siyasetin toplumla bağ kurmasına yarayan dinamikleri, toplumsal taleplerden kesik siyasetlere dönüştürmektir "sağcılık."
Sağ siyaset, bütün tarihi boyunca "sağcılık"tan uzaklaştıkça, gerçek demokratik sağ siyasetleri ürettikçe büyümüştür. 3 Kasım seçimleri ile sağ siyaset, gerçek demokratik siyasetlere yönelmiş ve sağ siyasetin toplumsal merkezden kopmasına yol açan "sağcılık"ı tasfiye etmiştir.
Sağ siyaset ile gerçek siyaset arasına "sağcılık" girdiği zamanlarda, sağ, toplumsal merkezden kopmuş, sterilleşmiştir.
Sağ siyaset, 3 Kasım seçimleri ile bu sterilleşmeden büyük oranda kurtulmuştur. Fakat, şu anda bu analiz sağ için geçerli olmaktan çıkarken, sol'u tanımlamaya başlamıştır...
Bugün sol siyaset kendi bağlamında bir tür "sağcılık" üretmektedir. Toplumun sol siyasetten beklentisini, bambaşka konularda siyaset-dışı misyonlar üstlenerek tüketmektedir.
Türkiye, "sağcı sağ"dan kurtulup, "sağda siyaset" adına gerçek demokratik siyasetle buluştuğu bir dönemde, "sağcı sol"un yetersizlikleri yüzünden muhalefet eksikliği yaşamaktadır...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Halkları korumak   / 17-03-2004
 Milyonlar yürümeye devam etmeli...   / 15-03-2004
 Meşruiyetin güvenliği   / 14-03-2004
 Güvenlik ortak bir değer midir?   / 12-03-2004
 Kural, kuralsızlık ve meşruiyet   / 10-03-2004
 Jeo-politik ve siyasi değerler   / 08-03-2004
 AB ve Büyük Coğrafya   / 07-03-2004
 Şehrin ruhu...   / 05-03-2004
 Sağcı sol...   / 03-03-2004
 Değerler ve araçlar   / 01-03-2004
MEHMET TEZKAN
Bilgili, Lucescu'yu gönderseydi Beşiktaş şampiyon...
EMRE AKÖZ
Seçmen çorba mı, börek mi?
Tarhan Erdem ve...
UMUR TALU
İflas eden projeler... Uyanık müflisler
3 Kasım'ın...
MUHARREM SARIKAYA
İlk mesaj Bardakoğlu'ndan
Genelkurmay İkinci Başkanı...
Blair'in seçim hamlesi
Bush'un Kasım'daki seçimi kaybetmesi, 2005 başındaki Irak raporunun...
'Irak savaşı Türkiye'ye yaradı'
İngiliz The Times gazetesi: Savaş bölgedeki bazı ülkelere istikrar ve...
Kulübeye veda
Kulübeye veda
G.Saray için antrenör ceketini dün 20.45'te astığını söyleyen...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | ON Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Teknoloji | Otomobil |Sinema | Hobi | Çizerler
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.