kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
  » Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Sinema
    Çizerler
    Teknoloji
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
'Baykal gibi mi yapayım?
'Baykal gibi mi yapayım?
Merkez sol oylar bize akıyor
Akdamar Kilisesi'ni onaracağız

Oda borsa oyuncusu

Başbakan "Benim maaşım yetiyor" diyen Baykal'a cevap verdi: "Yettiği için mi borsada oynuyorsun!"

Erdoğan, "Maaşım yetmediği için ticaret yapıyorum" sözüne gösterdiği tepki nedeniyle CHP liderine öfkeli. "Ben ürün alıp satıyorum. O hisse senedi alıp satıyor. Maaşı yettiği için mi bunu yapıyor? İkisi de ticaret değil mi?"

"Sol da olsun istedik"
Başbakan
AKP kurulurken partide merkez sol da olsun istediklerini söylüyor ama bunu sağlayamadıklarından yakınıyor. Sonra ekliyor: "Ama şimdi merkez sol da bizi destekliyor."


***

'Baykal gibi mi yapayım?

Başbakan Erdoğan, ‘Benim maaşım bana yetiyor’ diyen Baykal’ı doğruyu söylememekle suçladı: Maaşı yettiği halde niçin borsada oynuyor? Başbakan, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın ‘fişleme’ çalışmasıyla ilgili konuşmak istemedi. Sadece ‘Hiçbir şey olmamış gibi davranamayız’ dedi.

Tam bir seçim gününü izlediğim Başbakan Tayyip Erdoğan'la Ata uçağında gidiş-dönüş boyunca gerçekleştirmeye çalıştığım mülakatı, doğal olarak parti ve hükümet işleri zaman zaman böldü. Bu küçük fasılalar dışında yaklaşık iki saat süren görüşme, Erdoğan'ın başbakanlığından önceye dayanan hukukumuz dolayısıyla en azından şimdilik 'yazılamayacak' pek çok beyana da sahne oldu. Okur da bilir ki, bu gibi durumlarda 'yazılabilir' olanlar, genellikle siyasetçinin vermek istediği mesajlarla sınırlı kalır. Böyle olunca da ortaya soğuk ve resmi bir mülakattan ileri bir ürün çıkması çok zordur. Bu kaygılar altında yine de, 'hem yazılabilir, hem okunabilir', hatta yararlı tartışmalara kapı aralayabilir nitelikte cevaplar yakalamaya çalıştım.

DOĞRUYU ÇARPITIYOR
* Sayın başbakan, gerilim yaratmama konusunda özel bir dikkat sergilediğiniz görünüyor. Ancak bu tutumun bir istisnası Baykal. Bu tırmanışın bir sebebi de, maaşınızın yetmediğini söylemeniz üzerine Baykal'ın sergilediği tepkiden doğan öfke mi?

- Aslında öfke filan yok, bir parça hayal kırıklığı var. Çünkü bu maaş meselesinde Baykal bile bile doğruyu çarpıtıyor. Ben ne dedim? Maaş yetmediği için ticaret yaptığımı söyledim. Baykal çıktı dedi ki: Bana yetiyor. İnsaf. Nasıl yetiyor? Yettiği için mi borsada oynuyorsun?.

* Bir saniye efendim, bundan kastınız olağan borsa işlemleri mi, yoksa spekülatif borsa oyunculuğu mu?
- Hayır, meşru bir iş olarak borsada ticaret yapmayı kast ediyorum. O da bir ticaret değil mi? Benim ortağı olduğum kuruluşlar gıda ürünleri alıyor satıyor, Baykal da hisse senedi alıyor, satıyor. Şimdi siz hem bunu yapacaksınız, hem de çıkıp 'maaşım bana yetiyor' diyeceksiniz.

HİSSE SENEDİ ALIYOR
Ama siz Alman başbakanın maaşını örnek gösterdiniz. Oradaki asgari ücret çok farklı?

- Herhalde bu farkı ben de biliyorum. Ne dedim; 'Benim de maaşım o kadar olsun' mu dedim?. Böyle olamayacağı için ticaret yapıyorum dedim. Bu benim, siyaset yüzünden hayat standardımı düşürmemem için gerekli. Henüz siyasete girmeden, bir şirketin genel müdürü olarak çalışırken bugünkü parayla 10 bin dolar maaş alıyordum. O günlerden itibaren ailemi alıştırdığım standartların gerisine mi düşüreyim? Söylediğim bu. Ama bile bile çarpıtıldı. Ben, Baykal'ın yaptığı siyaset tarzının yanlışlığını halkımızın da tescil etmesini istiyorum. CHP'nin gerilemesi, bana göre Türkiye'de muhalefet anlayışının gelişmesi bakımından çok yararlı olacaktır. CHP'nin başından beri sürdürdüğü muhalefet demokrasimize zarar vermiştir. Mesele budur.

* Türkiye'de, kurulduktan sonraki ilk seçimde tek başına iktidar olan ikinci partisiniz. İlki olan ANAP ve Özal bu bakımdan size ilham verdi mi?
- Tabii yola çıkarken ANAP deneyinin artılarını ve eksilerini inceledik. Bu tecrübeden yararlanmaya çalıştık.

* Merkez sol size akıyorsa eğer anormal denecek bir oy alabileceksiniz. Bu da ezici bir galibiyet. Böyle bir tablodan çok da memnun olmasanız gerek. Burada Erdoğan'ın gözleri parlıyor, gülüyor, adeta coşkuyla cevap veriyor.)
- Niye memnun olmayayım? Bereket bu, bereket. Gökten ne yağdı da yer kabul etmedi? Bütün oylar bize gelse itiraz mı edeceğiz? Rahmete itiraz olur mu?

SOL İLTİFAT ETMEDİ
* Aday belirlemede ve yakın mesai arkadaşlarınızı seçmede vefalı davrandığınız biliniyor. Ancak vefa borcu kalite arasında bir çelişki doğduğu zaman ne yapıyorsunuz?

- Tercihimizi kaliteden yana kullanıyoruz. Aksi halde partiyi, sadece duygusal boyutlu vefa yüzünden kalitenin mezarlığı haline getirirsiniz. Tabii bu zor bir iştir. Siyasette vefa ile kaliteyi dengelemek hakikaten kolay değil. Vefa da önemli, kalite de. İkisinden de vazgeçemeyiz.. Ama arada çelişki olduğunda tereddütsüz kaliteyi tercih ediyoruz.

* Biraz da dış siyaset konuşalım, mesela Kıbrıs'tan başlayalım. Bu konuda size yönelik ağır suçlamalar oluyor. İktidarınızda 'Kıbrıs satılıyor' diyenleri milli bir meseleyi iç siyaset malzemesi yapmakla eleştiriyorsunuz. Şüphelenmede haklılık payları yok mu?
- Tabii ki yok. Neden şüpheleniyorlar? Onların milli meselelerde duyarlı, bizim duyarsız olduğumuzdan mı şüpheleniyorlar. Nasıl böyle bir şüphede haklılık payı görürüm? Neden şüpheleniyorlar? Onların milli meselelerde duyarlı, bizim duyarsız olduğumuzdan mı şüpheleniyorlar. Nasıl böyle bir şüphede haklılık payı görürüm? Bu tepki marjinal ve istismarcı. Kıbrıs'ta verebileceğimiz tavizlerin sınırı bellidir ve devletin kurumları mutabakat halindedir. Vereceğimiz tavizlerin sınırına kadar gelsek bile, hem Türkiye'nin, hem de Kıbrıs Türklerinin kazancı büyük olacaktır. Böyle bir milli meseleyi istismar etmek, gerçekten insanın gönlünü bulandırıyor.

* Kuzey Irak ve Büyük Ortadoğu Projesi konuları ile ilgili olarak da size ağır eleştiriler yöneltiliyor. Teslimiyetçi olduğunuz söyleniyor. Gerçekten de güneyimizde derin bir belirsizlik var. Siz güneyimizde yarınları nasıl görüyorsunuz?
- Tabii ki büyük bir belirsizlik var. Bu bir süreç. Süreci doğru okumaya ve ABD ile bizim çıkarlarımızın çatışacağı noktalarda ortak çözüm geliştirmeye çalışıyoruz. Bize yöneltilen 'teslimiyetçi politika' türü eleştirileri anlamlı bulmuyorum. Türkiye'nin imkanları ölçüsünde en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Burada büyük bir oluşum söz konusu. Büyük Ortadoğu Projesi, ABD'nin önem verdiği, ağırlık koyduğu bir tasarı. Bizim tavrımız, bu proje çerçevesinde gelişecek şartlardan zarar görmemeye, komşularımızın da zarar görmemesine çalışmak, mümkünse bütün tarafların yararına olacak dönüşümlerin yaşanmasına katkıda bulunmaktır. Hiçbir karanlık boyut konusunda da gafil değiliz. Uluorta konuşulmayacak her meselenin sahibi ve takipçisiyiz..

KOMPLEKSİMİZ YOK
* Ermenistan'la ilişkiler nasıl seyrediyor? Sözgelimi kapı açılması gündemde mi?

- Bunun şartlarının oluşması lazım. Ermenistan'la sınır olan yörelerimizdeki bütün insanlar, bunların içinde şimdi bizi eleştiren partilere oy verenler de var, kapının açılmasını istiyorlar. Çünkü açık kapı, kazanç demek. Ancak biz bu ortamı oluşturabilmek için önce kardeş Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki düğümün çözülmesine katkı sağlamaya çalışıyoruz. (Tam bu sırada Van Gölü üzerindeyiz. Erdoğan Akdamar adasını fark ediyor, 'Bu Akdamar mı?' diye soruyor, 'evet' cevabını alınca devam ediyor.) Şimdi biz bu Akdamar adasındaki kiliseyi onaracağız. Niye, çünkü inanç turizmi alanındaki büyük potansiyelimizi hızla kullanacağız.

Ama Ermeni kilisesini onarmak bir yeni tartışma yaratacak.
Hiç önemli değil. Bu konuda hiçbir kompleksimiz yok. Kendi inancımıza da, kültürümüze de güvenimiz tam. Ülkemiz sınırları içindeki bütün tarihi değerlerin korunmasından insanlık önünde sorumluyuz.

GEREKEN YAPILACAK
* Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na
bağlı bir birliğin 'fişleme' şeklinde ifade edilen istihbarat çalışması yaptığı yolundaki haberleri nasıl karşıladınız?
- Kamu önünde konuşmayacağım.

* Ama bu kamuya yansımış bir olay.
-
Hoş bir durum değil. Bunu konuşacağımız, değerlendireceğimiz ve gereğini yapacağımız kurul belli. Söyleyebileceğim şudur: Hiçbir olay karşısında, bir şey olmamış gibi davranmayız.

DİĞER SİYASET HABERLERİ
 Vatandaş zam istedi!
 Hoca meydanlara dönüyor
 Yuhalatmadı
 'Al-Ver' için De Soto aracı
 Şoförlüğünü kızı yaptı
 Seçmen yerli boya ile boyanacak
 Erdoğan'ın avukatı: Vergi borcu yok
 Avcılar'da rüzgâr CHP'den yana
 Tuzla'da sandık süprizlere açık
YAVUZ DONAT
"Homurtu başlamadan"
Bolu Valisi Mehmet Ali Türker "44...
 atv 09.45
"Eldorado"
 Show TV 09.15
"Yarim Elma"
 Show TV 10.15
"Sevda Masalı"
 Star 09.00
"Sinema Çocuk"
 Kanal D 09.20
"Mavi Evdeki Ayı"
 Kanal D 10.30
"Hayvanların Efendisi"
Bebek alışverişi faciaya dönüştü
7 aylık hamile Canan Balcı ailesiyle alışverişe gitti. Babası,...
Doktoru yıkan an: Bu annem
"Balkondan bir kadın düştü" ihbarıyla olay yerine giden doktor,...
Bavulum olmadan asla!
Bavulum olmadan asla!
Manken Tülin Şahin gazetecilere poz vermek için yanındaki bavuldan...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Sinema | Çizerler | Teknoloji | On
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.