kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Yaşama Dair
    Sinema
    Hobi
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Unutulmaz jönlerin muhteşem dönüşü
Unutulmaz jönlerin muhteşem dönüşü
Jönlerin bilinmeyen yanları: Antika, fotoğraf ve kaktüs

Unutulmaz jönlerin muhteşem dönüşü

İzzet Günay, Ediz Hun, Eşref Kolçak ve Ekrem Bora... Türk sinemasının efsane isimleri, önümüzdeki hafta atv'de başlayacak Yadigar adlı dizide bir araya geliyor. Yıllar sonra yeniden seyircileriyle buluşmaya hazırlar.
Türk filmleri bu ülkede doğup büyüyen herkesin hayatında önemli bir yere sahip. 1960'lı ve 70'li yıllarda çevrilen bu filmleri defalarca izleyip de sevgilisine kavuşamayan genç kız için göz yaşı dökmeyen yoktur. Önceleri siyah beyaz filmlerle seyircinin karşısına çıkan, ardından renkli karelere geçiş yapan Ekrem Bora, İzzet Günay, Eşref Kolçak, Ediz Hun, Ayhan Işık, Türkan Şoray, Filiz Akın, Hulusi Kentmen, Adile Naşit gibi yıldızlar sadece o yılların değil, hemen her kuşağın yaşamının bir parçası gibi.

80'li ve 90'lı yıllarda ise her şeyle birlikte sinema sektörü de değişime uğradı. Bu isimler ya kendi kabuklarına çekildi, ya yeni yapımlar içinde kendilerine bir yer bulmaya çalıştı, ya da bu dünyaya veda etti. Seyirci ise biraz da televizyon kanallarının eski Türk filmlerinden vazgeçmemesi sayesinde o devrin yıldızlarını hiç unutmadı. O ilk gözağrıları için kalplerinde hep bir yer vardı.


Atv'de önümüzdeki hafta başlayacak olan "Yadigar" adlı dizi, bu unutulmaz isimleri bir araya getiriyor. Ekrem Bora, Eşref Kolçak, İzzet Günay, Ediz Hun, Kamuran Usluer, Aydemir Akbaş, Suna Keskin, Suna Selen, Nebahat Çehre gibi Türk sinemasının yaşayan en büyük isimleri Yadigar sayesinde yeniden seyirciyle buluşuyor. Bu ekibin birer parçası olmaktan büyük keyif alan bir zamanların dört büyük jönü Ekrem Bora, Eşref Kolçak, İzzet Günay ve Ediz Hun'la dizinin setinde görüştük. Ve Ediz Hun'un deyimiyle tarihi bir röportaj yaptık!

GERİYE BEŞ KİŞİ KALDI
Türk sinemasının o dönemlerinden geriye sadece beş kişi kaldıklarını söyleyen Eşref Kolçak, yıllardan beri birçok yapımcıya kendilerini değerlendirmelerini söylediğini anlatıyor. Ekrem Bora ise, 1980 yılında çevrilen "Unutulmayanlar" adlı filmden sonra ilk defa böylesine bir kadronun bir araya geldiğini söylüyor ve bu projenin belki de yeni bir akım başlatacağını düşünüyor.

Eşref Kolçak, "Genç nesil yapımcılar, bizden istifade etmeyi bildikleri müddetçe kendileri kazanırlar" derken, Ediz Hun, "Eşref Kolçak, Göksel Arsoy, Ekrem Bora, İzzet Günay, Fikret Hakan, Muhterem Nur gibi altı kişi daha sayabilir misiniz? Bu insanların kıymetini bilmezseniz, on sene sonra bu insanları bulamayacaksınız. Bugün Hulusi Kentmen, Nuber Terziyan, Vahi Öz, Neriman Köksal'ın yeri nasıl dolmuyorsa bu isimlerin de yeri dolmayacak" diyerek deneyimli sanatçıların kıymetini bilmemiz gerektiğini söylüyor. Dört büyük ustanın bu güne kadar anlam veremediği ise deneyimli sanatçıların yüzüne kapanan kapılar.

Ediz Hun; "Dünyanın her yerinde bizim yaşımızda, hatta bizden çok daha yaşlı kişiler en güzel projelerde yer alıyorlar. Bizim memleketimizde niye olmasın bu?" diye soruyor. Yapımcılara küskün olup olmadıklarını soruyoruz. Kendilerinden beklenen cevabı veriyorlar; küskünlük diye bir şey olamayacağını, zaten öyle bir karaktere sahip olmadıklarını söylüyorlar. "Sinema bizimle başladı bizimle bitti, bunu kabul etmek lazım" diyen Ekrem Bora, şimdi eski arkadaşlarıyla aynı projede yer alarak hasret giderdiklerini anlatıyor.

"Sanatçının yaşı olmaz kardeşim, bunu böyle kabul etmek lazım" diyen Eşref Kolçak, "ama bizim yeni yönetmenler nedense bizden yararlanacak kapasiteyi gösteremiyorlar, ben ona hayret ediyorum." diyerek aslında kendileriyle çalışan genç neslin çok şeyler kazanacağını söylüyor. Ediz Hun da Kolçak'a katılıyor. Çalışma arkadaşlarının sinemanın duayenleri olduğunu söyleyen Hun, kendilerinin çok iyi değerlendirilmediklerini düşünüyor.

"Bizim memlekette maalesef sanatçıya kıymet verilmiyor" diyen Ekrem Bora'yı İzzet Günay da "yeni yazarlar deneyimli sanatçılar için senaryo yazmıyorlar" sözleriyle destekliyor. Ediz Hun da "Ancak amca, teyze, baba veya anne oluyoruz. İnşallah Yadigar'dan sonra bu değişir" sözleriyle arkadaşlarını destekliyor.

SENARYONUN ÖNEMİ ANLAŞILDI
"Bizim zamanımızda senaryolar sabun köpüğü gibiydi. İyi kadın, kötü kadın, ortada bir erkek, yada tam tersi üç karakterden oluşan senaryolardan film yapıyorduk" diyen deneyimli sanatçılar artık günümüzde senaryonun çok önemli olduğunu düşünüyor. Son yıllarda vizyona giren filmleri de beğenen sanatçılar Türk sinemasının tekrar eski günlerine döneceğine inanıyor. "Bizde de dizi furyası bitecek ve gerçek sinema yeniden başlayacak" diyen Ekrem Bora ve arkadaşları Amerikan sinemasının efektlere boğulmasına ise olumlu bakmıyorlar.

Bir zamanlar birbirinizin rakibiydiniz, şimdi aynı projedesiniz diye başlayan sorumuza şiddetle karşı çıkıyorlar; "Yok öyle bir şey, sen bu soruyu sormamış ol." Türk sinemasında jön olup olmadı tartışması için dört büyük jön "Bizim arkamızdan bizi kovalayan kimse gelmedi. Gelseydi biz daha yukarılarda olurduk, bize de gayret verirlerdi."diyor. Deneyimli sanatçılar, yine de bugün çok iyi işler yapan gençler olduğunu ve onları hayranlıkla seyrettiklerini söylüyorlar. Dört büyük sanatçıya göre bugün jön kavramı öldü, yerini de donanımlı oyuncu kavramı aldı.

Bu yeni kavramın en güzel örneğinin Haluk Bilginer olduğunu söyleyen ustalardan Ekrem Bora'nın beğendiği bir diğer isim Kenan İmirzalıoğlu. Aslında önümüzdeki hafta yayınlanmaya başlayacak Yadigar bu dört sanatçıyı ve arkadaşlarını izleme şansını bulacağımız tek yapıt değil. Çünkü onlar, seyircileri kendilerinden bir türlü vazgeçmediği için gençlik halleriyle hergün ekranlarımızda olmaya devam ediyor ve edecek. Tıpkı kayıp giden diğer yıldızlar gibi, bu dünyaya gözlerini yumduklarında bile...

Eylem Bilgiç

DİĞER YAŞAMA DAİR HABERLERİ
 Amerikan vizesi hikayesi
 Kadınların ve erkeklerin derdi aynı
 Güzel eller için parafin bakımı
 Terracota üçlüsü
 Moda dünyası toz pembe
 Dalga arıyorlar
 Daha seksi daha kadınsı
 Ajanda
 New York geceleri İstanbul'da yaşanıyor
 Aşk diye bir şey var mıdır?
 Tek tek tasarladı şimdi sıra defilede
 Onların ilham kaynağı tanrıçalar
 Hem çocuklar, hem çocukluğu için yazdı
 Mesleğine aşkla bağlıydı
 Anadolu kadınının sandığına nur yağdı
 Şifalı lezzetler
 Yenilikleri takip edin
 Bohem hayatın başkenti ASMALIMESCİT
 Beni zorla gördürecekler
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
KENAN ONUK
Bir büyük opera daha: Il Travatore
Guiseppe Verdi'nin...
ŞAFAK KARAMAN
İşte sanatçı bu
Sanatçıların Başbakan Recep Tayyip...
AYŞEGÜL ALDİNÇ
Kâzım'a lâzımlık lâzım
Benle iftihar...
Bir düş gibi gelip geçen kadın
Bir düş gibi gelip geçen kadın
"Neredesin Firuze?" her şeyden önce yer yer absürd, her zaman kıpır...
Kış bahçesinin farklı lezzetleri
Nişantaşı'nda Abdi İpekçi Caddesi'ne bakan restoranlar içinde en...
Sevişmek için en güzel bahane
Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 32 ülkede yapılan araştırma 40 yaş...
Başka türlü bir aşk gazetecilik
Ne dişiliğini öne çıkardı ne de ilişkilerini... Sadece yazdı. Babıali'de...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Sizinkiler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Yaşama Dair | Sinema | Hobi
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.