kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Yaşama Dair
    Sinema
    Hobi
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Tıbbın adaleti

"Teröre karşı hassas" ülkemizde, aktaracağım örnekte nasıl bir taraf olmanız gerektiğini siz değerlendirirsiniz.
"Mahkum" herhangi bir cinayetten değil, "terör örgütüne üyelik" suçundan 9 yıl 6 ay ceza yemişti.
F Tipi cezaevine karşı, belki baskıyla belki gönüllü katıldığı "ölüm orucu" sırasında, baskınlarda ölenlerin dışındaki yüzden fazla ölünün yanı sıra, kalıcı hastalıklara yakalanan yaklaşık 700 kişiden biri.
Hastalık teşhisi sırasında, cezasının dolmasına 11 ay kalmış ve Adli Tıp raporuyla tahliye edilmişti.
Hastalık, "Wernicke Korsakoff" adıyla bilinen ve hafıza ile hareket kaybına yol açan, bunları kronik yapan, çok sayıda rapora göre "tedavi edilemez" bulunan bir tür.
Nitekim, Adli Tıp raporlaryla, Anayasa'nın 104/6 maddesi uyarınca, Cumhurbaşkanı da 120 kadar mahkumun cezasını affetti.
Benzer şekilde, bilirkişi ve Adli Tıp raporları sonucu, 500 kadar mahkum tahliye edildi.
Ancak, raporların "iyileşmesi mümkün değil" demesine karşılık, yine de "Cumhurbaşkanı affı" dışında, diğer tahliye olanların 6 ay gibi sürelerle yeni rapor almaları gerekiyordu.
uuu
Cezasının dolmasına 11 ay kalan "hasta mahkumlar" da dahil, herkesin her koşulda "ceza çekmesi"ni savunan kimi emniyet yetkilileri, kimi adalet sorumluları, kimi devlet görevlileri ve kimi gazeteciler ise, hastalık teşhisiyle tahliye ve aflardan hoşlanmıyor...
Ve bu yönde görüş, niyet, tavsiye, telkin ve baskı "arz ediyorlar"dı.
AKP hükümetinin Adli Tıp kurumundaki tayinlerinin ardından da "tam tersi" raporlar çıkmaya başladı.
Neredeyse aynı imzalarla "hastalığı iyileşmez" denip Cumhurbaşkanı'nın affı aşamasına gelebilen mahkumlar için, "iyileşti" raporları hazırlandı; tutuklanmalarına karar verildi.
"İyileşmez, ölümcül" denen bir hastalığa çare mi bulunmuştu, önceki raporlar mı yanlıştı...
Yoksa, kritik teşhis, tespit ve kararlarını bağımsız vermesi gereken Adli Tıp, orada çalışan uzmanlar sonuçta memur olduğu için, devletleştirilmiş, siyasallaştırılmış mıydı?
uuu
İnci Döndaş'ın haberinde bu "siyasallaşma" kavgası var işte.
Olaya sadece, "terör mahkumları"nın, mahkumiyetlerinde "ölüm cezası" olmadığı halde, devlet ya da örgüt zorlamasıyla veya gönüllü açlıkta ölenlerin, baskında öldürülenlerin meselesi diye bakmayın.
Tecavüze uğrayan bir genç kız, işkence, bir babalık davası yahut adi bir cinayet de söz konusu olabilir bu meselede.
Bu meselede, bir gün siz de mağdur, hak arayan, delil arayan olabilirsiniz.
Ama isterseniz, tam yukarıdaki örnekle bakın. Bir şeye karşı olmanız, kimilerinden nefret etmeniz, onların cezalara müstahak olması... Hukukun, adaletin, insanlığın ve tıbbın sınırlarını, bizim vicdanımızı nereye sürüklemeli, diye düşünün.
uuu
Ve bir de, şu örneğe bir bakın:
Birbirlerinden hiç hoşlanmayan bugünkü "muhafazakar demokrat" iktidar ile "laik Kemalist" Rektör Kemal Alemdaroğlu nerede uzlaşmış, nerede "birbirinin kopyası" olmuş, bir görün.
Birçok kişi, ya güvenmediğinden, ya çekindiğinden, Adli Tıp'tan önce, bu konuda yetkin olan İstanbul Üniversitesi'ne başvurup rapor alıyordu. Alemdaroğlu bu raporları yasakladı. Raporlar bazen "devlete karşı" olabiliyordu.
"Demokrat" AKP hükümeti de, gelir gelmez Adli Tıp'la oynadı; çünkü bazen "devlete, nizama, mesela tecavüzü hasır altı eden kadim ahlaka karşı" raporlar çıkıyordu.
Meselenin özü, birbiriyle uzlaşmaz çelişkide sanılanları bile birleştiren zihniyet!
Meselenin özü, insanları, mağdurları, hastaları, cesetleri; devletin, siyasetin, ön yargının, hukuksuzluğun gölgesinden kurtarabilmek!
Meselenin özü, gerçekten "demokratik hukuk devleti" olabilmek!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Herkese, her eve 'yırtma ideolojisi'   / 12-02-2004
 Muhammet ile Yasemin... Mucize ile mücadele   / 11-02-2004
 Bir parçan, bir parçan daha kopar   / 10-02-2004
 Tıbbın adaleti   / 09-02-2004
 Bu malzemeden ne çıkar?   / 08-02-2004
 Ödül çok şeydir, ama her şey değil!   / 06-02-2004
 Bir ülkenin A. Kaya tarihi   / 05-02-2004
 Enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor   / 04-02-2004
 Şaşkın ördek şeyinden dalar!   / 03-02-2004
 Tarlanızdaki filler!   / 02-02-2004
ERDAL ŞAFAK
Tatsız gerçek
Ankara'nın dün yine Kıbrıs...
AHMET HAKAN COŞKUN
Belki de en iyisi Abidin'i dinlemek
Artık yeni bir...
MEHMET BARLAS
Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime!..
Diskçalara,...
ÖMER ÇELİK
Dış rekabet mi iç kutuplaşma mı?
Bundan birkaç on yıl...
SAVAŞ AY
Tuz ölümleri ya da eğitim(ci) şart!..
Tuz öldü... "Et...
ÖMER LÜTFİ METE
TÜPRAŞ'tan yanık sorular
Yıllardır hemen her...
REFİK DURBAŞ
Uygulanmayan trafik kuralları...
AB'ye girebilmek için...
HINCAL ULUÇ
Akut'u sorgulamak gerekmez mi?..
"Bir zamanlar ki, belli...
Canaydın'ın zaferi
Canaydın'ın zaferi
Yönetime geldiğinden beri selefleri Süren ve Cansun'un tersine AIG...
Mutfakta biri var
Mutfakta biri var
Koch'un ölesiye çalıştırdığı Kanarya futboluyla olmasa da...
Rum kesimine sürpriz
Rum kesimine sürpriz
Hazırlıksız yakalanan Atina ve Güney Kıbrıs, Denktaş'ın planına...
Ankara ilk kez önde
Kıbrıs sorununun çözümü konusunda Ankara'nın ortak tutumu sonuç...
Vali: A, B değil H planını uyguladık
Vali: A, B değil H planını uyguladık
İstanbul Valisi Güler, "Ne A, ne B, ne de C planı. Uyguladığımız H,...
Önlemler alındı korkulan olmadı
Önlemler alındı korkulan olmadı
İstanbul'da dün öğlen saatlerinde başlayan kar yağışı bu kez beyaz...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Sizinkiler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Yaşama Dair | Sinema | Hobi
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.