kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
  » Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Yaşama Dair
    Sinema
    Hobi
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Oğlum dolduruşa geldi
Oğlum dolduruşa geldi
Babam uyarılarımı iş işten geçince anlıyor
Çocuklarımdan isteklerim

Oğlum dolduruşa geldi


Başımıza ne geldiyse hayırsız evlatlar yüzünden geldi. Evlatlar derken erkek çocuklarımı kastediyorum. Kızlar farklı, onlar görev verilince dört elle sarılıyorlar. Selim kızları kıskandı. Erkek evlat olduğu için kendini doğal veliaht olarak gördü.

SIRA geldi -herhalde- dizinin en merakla beklenen bölümüne: Selçuk Yaşar ile oğlu Selim Yaşar arasındaki tartışmalara. Bir bölümü kamuoyu önünde, bir bölümü de baba-oğul arasında yapılan bu tartışmalar, aralarında erimesi güç bir buzdağı oluşturdu. Ve Selim Yaşar'ın "kendi yolunu" çizmesiyle, Yaşar Holding yönetimi Selçuk Bey'in kızlarına emanet edildi. İşte Selçuk Bey'in oğluyla ilgili açıklamaları...
Oğlunuz Selim Bey'le ilişkiler ne durumda? Dargın olduğunuz, Holding'ten içeri adımını atmadığı, kendi yolunu çizdiği sık sık basında konu oluyor. Bir de Selim Bey'in parti değiştirmesini, onca yılını verdiği DYP'den ayrılıp AK Parti'ye geçmesini nasıl karşılıyorsunuz?
YAŞAR: Selim'le uzun uzun söyleşi yapmışlar (Önündeki bir dergi kupürünü gösteriyor...) Demiş ki, "Amacım patron olmak değil, milletvekili olmak..." Ben de tam bu konuda birkaç gün önce Yaşar Üniversitesi öğrencilerine bir konferans vermiştim. "İşadamı Selçuk Yaşar olarak şikayetçiyim, gençler işlerine sahip çıkmadılar" dedim o konferansta. Daha sonra şunları söyledim: "İzmir'deki birçok sanayi kuruluşu ya satılmış, ya kapanmıştır. Bu, gençlerimizin, çocuklarımızın babalarının işlerine sahip çıkmamalarının sonucudur. Bence İzmir'in geri kalmasının nedeni, gençlerin bu kusurudur..." Evet, başımıza ne geldiyse hayırsız evlatlar yüzünden geldi. Evlatlar derken erkek çocuklarımızı kastediyorum. Yoksa kızlar farklı, onlar görev verilince dört elle sarıldılar. O kadar çok ibretlik örnek var ki... İşte Raşit Bey'in (Özsaruhan) iki oğlu sahip çıkmadı. Çimentaş'ın patronlarından Öner Akgerman kızkardeşiyle geçinemedi, damatla geçinemedi, sonunda koca fabrika başkasına gitti. Aynı olay benim çocuklarımda da oldu. Selim, kızları kıskandı, damatları kıskandı. Bir de erkek evlat diye kendini doğal veliaht görüyordu, benden sonra yönetimde tek patron olacağını sanıyordu. Halbuki zamanında burada, yani holdingte yönetiminde büyük yetkiler verildi kendisine, başarılı olamadı. Biz de Amerikalı danışmanlara yeniden yapılanma stratejisi hazırlattık. Aileden gelen yönetim ve yetkileri ile profesyonel kadroların yönetim ve yetkilerini ayırdık. Profesyonellere tam yetki verdik. Biz aile üyeleri sadece denetim görevini üstlendik.

BEN HATA YAPTIM
SELİM şimdi basına verdiği demeçlerde yabancı danışmanların hazırladığı raporun gerçekçi olmadığını, terkedilmesi gerektiğini söylüyor, bir de kendi döneminden örnek veriyor. Neymiş efendim, kendisi holdingteki son 3 yılını taahhüt grubunun başında geçirmiş. O zaman yılda 30 milyon dolarlık ciro yapıyormuş. Şimdi ciro yılda 5 milyon dolara inmiş. Bir de geride 20 milyon dolar borç bıraktığını söylese ya... Evet yılda 30 milyon dolar ciro yaptı ama geriye dağlar gibi borç yükü kaldı. Ben büyük bir hata yaptım. Balık baştan kokar. Tekrarlıyorum yine, kabahat bende. Bir gün Şinasi Ertan ile Kemal Baysak bana geldiler. Dediler ki, "Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) seçimleri için liste yapıyoruz. Selim'de listeye almak istiyoruz..." Benim de saflığıma geldi, kabul ettim. Neden ettim? Yetişsin diye. Yani dışarılarda, İsviçre, İngiltere, Amerika'da okudu, İzmir'de yetişsin, EBSO sayesinde iş alemini tanısın. 4 sene orada kaldı. 2 yıl yönetim kurulu başkanlığı, 2 yıl da meclis başkanlığı yaptı. Tabii efendi, dürüst, toplum seviyor... Ben oğlumu bilmez miyim, çok iyi kalpli,hatta benden daha fazla iyi kalpli. Şimdi EBSO'da başkan olunca burada DYP lideri Tansu Çiller ile yardımcısı Ufuk Söylemez bunu siyasete teşvik etmeye başladılar. Bana gelip diyor ki "Tansu Çiller beni bakan yapacak, ilerde başbakan bile olacağım..." Politikaya işte onların etkisiyle, telkiniyle girdi. İzmirliler'i bilirsin, kıskançtır, herkes benim aleyhimde onu doldurmaya başladı. Onu "O baban ne EBSO'da bir şey olabildi, ne de siyasi bir gücü oldu. Ama sen ikisine de kavuştun. Baban işte bu işlerden anlamaz, sen daha büyük adamsın. Amerika'da okudun, üç lisan biliyorsun" diyerek şişirdiler de şişirdiler.

ÇİLLER'DEN İNTİKAM ALDIM
BİR de biz yıllarca Özal'dan çekmişiz, sen baba olarak, girmesini ister misin partiye? Dinlemedi girdi. Kahvehanelerdeki şakşakları iş dünyasının heyecanına tercih etti. Ama artık memnunum. O kendi yolunda gidiyor. Biz de holdingte icra ile yönetimi ayırdık. Şimdi profesyoneller yönetiyor, yönetim kurulu da kontrol ediyor, yani kasayı sayıyor. Bir başka hatam daha oldu, çocuklarıma erkenden hisse verdim. Onda da yanlış yaptım. O yüzder Selim şimdi hissadar gibi görünüyor. Ama o hissenin kıymeti yok ki. Yani işin içinde olmadıktan sonra. Şimdi ben AK Parti'ye girmesine bir şey demiyorum. Çünkü iktidar partisi. Ve "neden girdin" diyemem ama Doğru Yol'dan çıktığına memnunum. Neden? Tansu Çiller'den intikamımı almış oluyorum.

ONU DEDİKODU BOZDU
İyi ama DYP'de Tansu Hanım da artık yok...
YAŞAR Olsun. Biliyorsunuz ben Demokrat Parti, sonra Adalet Partisi ve onun ardından DYP'yi destekleyen bir işadamıyım. Yani hep aynı çizgide. Hiç bozmadım yani. Ama Çiller'den ötürü DYP'ye kızgındım. O bakımdan AK Parti'ye geçtiği için bugün daha rahatım. "Ben milletvekili olacağım" diyor Tamam, zaten burada iş oturdu. Üstelik. hissedarımız olarak ona gene biz bakıyoruz, biz veriyoruz..
Maaşını mı?
YAŞAR Maaş, araba maraba.. Ne yaparsınız oğlumuz. Ama gene söylerim, Selim'i bir İzmir'in dedikoduları bozdu, bir de Tansu Çiller. Çünkü hakkatten Selim çok masum, çok iyiydi. Halen de masum. Kanına girdi politika, çıkmıyor. Şimdi herhalde hoşuna gidiyor şak şak şak alkış, kalabalık. Kahvelere mahvelere gidiyor. Politikayı bilirsiniz yani, politikacılar hoşlanır bu işlerden değil mi?
Politikacının gıdası alkış.
YAŞAR - Yani şimdi ben normal görüyorum, karışmıyorum. Sık olmamakla birlikte arada bir konuşuyoruz da. Bir de çocuğu oldu, yani bana bir torun daha geldi...
DİĞER GÜNDEM HABERLERİ
 Son kurban bir öğretmen
 Kar, döndü dolaştı yine kapıya dayandı
 Sinemanın 'kötü adamı' Ağrı'ya talip
 Kayıp iki kişinin cesetleri yok
 Eroğlu: İstanbul benim için rüya şehir
 Ne olur beni bu zehirden kurtarın
 Devlet gibi adam
MEHMET BARLAS
Hatıraların Gaziantep'i gerçeklerden çok...
SAVAŞ AY
Sıkılsanız da yazacağım!..
FAİLİ meçhul kız çocuğu...
ÖMER LÜTFİ METE
Bağumsuzluk şart midur?
AltmIŞ yıldır adeta aralıksız...
REFİK DURBAŞ
Bedelli askerlik toplumsal bir sorundur
BELLİ bir yaşa...
MEHMET TEZKAN
Kimse oturarak kaplan olmuyor
Kıbrıs neden bu kadar...
EMRE AKÖZ
Küba'nın fahişeleri
Adada her şeyin kaydı tutuluyor, her...
UMUR TALU
Herkese, her eve 'yırtma ideolojisi'
Kapitalizm...
Güvenlik duvarı'na beton satıyormuş
İnsan hakları örgütlerini ayağa kaldıran 8 metrelik güvenlik duvarı...
Korku Kasabası
Sicilya'nın Messina şehri yakınlarındaki bir kasabada inanılmaz...
Kupanın % 25 hissesi fener'in 2-4
Kupanın % 25 hissesi fener'in 2-4
Savunmasında çok açık veren ve 85. dakikaya kadar mağlup oynayan...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Sizinkiler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Yaşama Dair | Sinema | Hobi
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.