kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
  » Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Yaşama Dair
    Sinema
    Hobi
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Kelle koltukta bir hayat...
Kelle koltukta bir hayat...
Şarkıların notaları tekbirlere karıştı

Nota ve tekbirle

Cem Karaca iki ayrı törenle son yolculuğa uğurlandı. Bakırköy'deki törende şarkıları çalındı tekbirlerle defnedildi

Cem Karaca dün üstüne gömüldüğü babasının mezarını bir hafta önce ziyaret etti. "Babam beni çağırdı" deyip babasının başında dua etti. Eşine "Beni tam buraya gömersiniz, taşa şunları yazarsınız" dedi.

***

Kelle koltukta bir hayat...

Bayramın ikinci günü sabah eşi İlkim'e "Hadi" demiş Cem Karaca: "Babam çağırıyor, bekletmeye gelmez"..

İSTER marazi deyin, ister şehir efsanesi, isterse sokak hikayesi! Ne derseniz deyin. Ama işte fotoğraf duruyor ortada... Cem Karaca ölümünden üç gün önce, kendisinin de gömüleceği (gömüldüğü) aile kabristanına gidiyor, dualar ediyor, babasının mezarına çiçekler bırakıyor, bir de fotoğraf çektiriyor ve dönüyor evine... Ama nasıl ve hangi telaşla gidiyor? İşte, 'inanılması zor bir mezarlık öyküsü' diye anlatmaya çalışacağım da bu... Zor sahiden. Oldum olası efsane ve rüya tabiri dinlemeye kulak tıkamış biri olarak bunu, benim anlatmam daha da zor. Ama ben şimdi anlatanın anlatıcısı olacağım. Cahit Berkay, Haluk Levent ve herkesler, dün evinde toplandığımız bir sırada İlkim, birdenbire bir fotoğraf bıraktı masanın üzerine ve işte son fotoğrafı dedi.. Ve o günü özetlemeye çalıştı... Cem, bayramın ikinci günü, her zamanki gibi yorgun ve argın kalkmış yataktan.. Bir sigara tellendirip, telaşlı telaşlı, hadi toparlan mezarlığa gidiyoruz demiş İlkim'e. Birkaç yıldır mezar ziyareti tembeli olduğunu, çok ihmal ettiğini de... Ve babam çağırdı beni, (seninle konuşmam lazım) dedi bana, o yüzden bekletmeye gelmez diye de eklemiş. Varmışlar tabii mezarlığa, Mehmet İbrahim Karaca, yani babanın mezarı sulanmış, çiçeklerle bezenmiş, dualar edilmiş, mırıldanmış kendi kendine Cem (İlkim, babasına bir şeyler anlatmaya çalışıyordu diyor).

BUYRUN AHİRET SOHBETİNE
Sonra almış bir ahiret sohbeti. Cem Karaca, tek tek tarif yapmaya başlamış, beni tam buraya gömersiniz, taşa şunları yazarsın, böyle bırakırsın, yüksekliği şu olmalı, babamın yattığı yerden beş santim sağda olmalı gibi... Ve sizin de birini gördüğünüz fotolar çekilmiş, ayrılmışlar oradan. Dönüşte de iyi ki geldik, bir daha ne zaman dünya gözüyle göreceğim ki demiş İlkim'e... İşte, son fotoğrafa dair hikaye bu... Neyse, sonuçta ve eninde sonunda "sayfanın bir köşesinde yer alacak bir fotoğraf ve Cem Karaca'nın son haftasına dair minik bir anekdot"tur bu. Sadece kayda geçsin istedim o kadar.. Bence asıl önemli olan, onunla yaşananlar, paylaşılanlar, anılar, bırakılan şarkılar... Şarkılar demişken anlatmadan geçemeyeceğim..

BİR ÖMRE 215 BESTE SIĞDI
Dünkü satırları biraz kırıklık biraz da hatıralara uzanarak karalarken bir radyo istasyonundan aradılar. "Cem Karaca'nın belgeselini yaptınız, bir de iyi dostlarından sayılırsınız, canlı bağlantıya geçebilir miyiz?" diye sordular. Tabii ki "geçebiliriz" dedim.. Ama ahh, üç beş genel sohbetten sonra, programcı kardeşten bir soru daha! "Hiç kaset ya da albüm yapmıyordu son zamanlarda.. Acaba yakında yeni bir çalışması olacak mıydı?" Güler misin ağlar mısın! Muhatabı ben değildim ama düşündüm de ne cevap vermeliydim ki.. Her gün, her saat, cıvık cıvık şarkıların salındığı, her gün 15 saniyelik şöhretlerin bittiği(!) devr-i şahanede, Cem Karaca kaset yapsa ne olacak yapmasa ne olacak? Daha doğrusu daha ne yapsın be azizim... Kelle koltukta bir hayat süren bir coşku adamı, kan ve ateş günlerinde yüz binleri ayakta alkışlatan, onlarca şarkıyı hafızalara kazıyan adam değil miydi o.. Hâlâ doğum günlerimizde, evlilik yıldönümlerimizde, dost akşamlarımızda onun zikrettiği şarkıları söylemiyor muyuz? Tabii ki yeni projeler, yeni albümler olmalı olabilir... Ama asıl mesele ve soru şu: 40 yıldır söylenmiş, bestelenmiş hatta, kuşaktan kuşağa geçmiş Cem Karaca şarkıları, bandıra bandıra yenen şarkıcıklara karşı nasıl ayakta kalacak? Cem Karaca bunca şarkı ve besteye rağmen neden barlarda sazlarda çıkmak zorunda kalıyordu son senelerinde! Minik bir anımı anlatayım burada.. Can Dündar'la gitmiştik bir konserine... Daha doğrusu minik bir barda minik bir paraya çıkmak zorunda (!) olduğu bir gecenin sonunda... İki saati aşkın şarkılarını söyledi ve geçti kulise Cem Baba... Ama gençler durmuyor... Bis denilen durum! Karaca'nın tekrar sahneye çıkmasını istiyorlar da istiyorlar!!! Çıktı, iki şarkı daha okudu... Fakat alkış yine.. "Yeni şarkılar" isteniyor bir daha bir daha... "Aaaa durun çocuklar" dedi. "Burada kendi bestelerimi söylersem 26 saat dinlemek zorunda kalırsınız" dedi şakayla karışık bir muhabbetle... Gerçekten de 215 bestesi, belki de bir o kadar derlediği şarkı vardı Cem Karaca'nın.. İşte o yüzden daha ne yapsın be kardeşler! Neyse biz kendi şarkımızı Cem Karaca'nın Fikret Kızılok'un ölümünün ardından yazdığı bir şiirle bitirelim (Şiirde geçen dört silahşörler.. Barış Manço, Fikret Kızılok, Cem Karaca, Erkin Koray) Keşke elverseydi de töre/Seni denize gömseydik/ Sahile vuran her dalgada/ Ahh be Fikret deseydik/Mütevazı bir cami avlusundan/ Sen cihan değiştirdin/ Yaradanın kılıcı kuşkusuz/Dört silahşörlerden keskin/Dörttük iki kaldık/Keşke hiç eksilmeseydik...
DİĞER GÜNÜN İÇİNDEN HABERLERİ
 En küçük şüpheli
 Bağımlılığın panzehiri aile
 Üç minik kız bankadan para çalmaya kalkıştı
 Erken kalkın ki gün ışığı kaçmasın
 Ordu şiiri ödüle doyurdu
 Dayaktan bıkınca kocasını boğazını keserek öldürdü
 Sokak ortasında kan davası cinayeti işlendi
 Sahte çek çetesi
 Bu çocuklar çok harika
 Sivas'tan kaçt? ama ?stanbul'da yakaland?
 Bombalı saldırılara 60'ıncı kurban
AHMET HAKAN COŞKUN
Cem Karaca için
Gecenin ilerleyen saatleriydi.. Hiç...
MANSUR FORUTAN
Parkasıyla vurulmuş yatarken buldular
Anneannemin...
MEHMET BARLAS
İvan Denisoviç'lerin hayatı Türkiye'de hiç değişmez...
ALİ KIRCA
Resimdeki gözyaşları
Hep böyle oluyor. Aslında çok...
HINCAL ULUÇ
Kendime 14 Şubat hediyesi aldım!..
14Şubat Dünya...
Gurbet öyle acı ki
Gurbet öyle acı ki
Özel hayatları hep eleştirilen G.Saraylı Ümit Karan ve Volkan, yine...
Değirmensaray
Değirmensaray
Dört asın kulüple, dördünün de takımla ilişkisi kesildi. Bar sevdası...
'Rumlar da çaba harcamalı'
'Rumlar da çaba harcamalı'
Başbakan Erdoğan, Güney Kore'deki temasları sırasında Kıbrıs...
CHP'den Ankara sürprizi
CHP'den Ankara sürprizi
CHP, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için bir suikast sonucu...
Yeter ki beni kurtarın sizi çaya bekliyorum
Yeter ki beni kurtarın sizi çaya bekliyorum
24 yaşındaki Yasemin Yaprakçı, 6.5 gün sonra Konya'da çöken binanın...
Kar yolda, hazır olun
Kar yolda, hazır olun
İstanbul yarından itibaren kar yağışının etkisi altına girecek. Hava...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Sizinkiler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Yaşama Dair | Sinema | Hobi
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.