Bankalar arasındaki çetin rekabet tüketici kredilerini yüzde 2'lere kadar indiriyor. Zarardan kaçan bankaların ucuz krediye kaynağı vadesiz mevduat hesapları oluyor.
GEÇEN yıl enflasyonda yaşanan düşüşün aynı hızla bu yılda süreceğine yönelik iyimserlik bankaların tüketici kredilerine uyguladıkları faiz oranlarını da peş peşe düşürmelerine neden oldu. Bankalar arasındaki çetin rekabet tüketici kredilerinin yüzde 2'lere kadar inmesini sağladı. Bankaların 6 ay sonra indirimesi gereken faizleri şimdiden düşürdüğünü söyleyen bankacılar, mevcut faiz oranları ile yüzde 2'lerden kullandırılan tüketici kredilerinin bankaların hanesine zarar olarak yazıldığını belirtiyorlar. Ancak hem kredi talebini karşılamak hem de zarar etmemek için vadesiz mevduat hesaplarıyla kredilerini finanse ediyorlar. Vadesiz hesap tutarı yüklü olan bankalar böylece faiz düşürme yarışında ipi gögüslüyorlar. 14 katrilyon liralık vadesiz mevduat hesabının olduğu Türk bankacılık sisteminde son bir yılda toplam 6.5 katrilyon liralık yeni kredi kullandırıldı. Yıl sonunda enflasyonun yüzde 12'lere bileşik faizin ise yüzde 17'lere kadar ineceği beklentisi ile faiz şimdiden yüzde 25'lerin altına indi. Merkez Bankası'nın gecelik borç faizi ise yüzde 26'larda. Peki sistem nasıl işliyor? Bir tüketici yüzde 2 ile aldığı kredi karşılığında bankaya yıllık yüzde 27 oranında faiz ödemesi yapıyor. Bankalar ise bu krediyi tüketiciye kullandırmak için yakın vadedeki mevduat hesaplarını kullanıyor. Örneğin bir banka 3 aydan 1 yıla ortalama mevduata yüzde 24-26 arasında faiz ödemesi yapıyor. Yani bankanın kârı yüzde 24-26 ödediği parayı yüzde 27 ile satarak başabaş geliyor. Ancak sistemde ortalama mevudatın vadesinin 45 gün olması kredi piyasasının fonlanmasında sıkıntılara yol açıyor. Bu nedenle de vade uyumsuzlukları yüzünden bankalar düşük faizli kredileri vadesiz mevduatları ile karşılamayı tercih ediyorlar. Yani bankalar rekabeti arttırırken, vadesiz mevduat portföylerine de güvenmiş oluyorlar