|
|
|
|
Ölüm orucuyla gelen hastalıklar için "Hayatevi"
F TİPİ cezaevlerini protesto etmek için başlattıkları ölüm orucunun ardından Wernicke-Korsakoff hastalığına yakalanan 5 eski mahkadını 'hayatevi' koydukları ortak evde yaşama tutunuyor
*** Cezaevinde kararan yaşamları, 'hayatevi' sayesinde yeşeriyor
F TİPİ cezaevlerini protesto etmek için başlattıkları ölüm orucunun ardından Wernicke-Korsakoff hastalığına yakalanan 5 eski mahkûm, adını 'hayatevi' koydukları ortak evde yaşama tutunuyor.
TÜRKİYE genelindeki 20 cezaevinde, 2001 yılında gerçekleştirilen ve jandarma tarafından yapılan operasyonla son bulan ölüm oruçlarından geriye, kalıcı hastalıklar taşıyan birçok insan kaldı. Ölüm orucu eylemine katılan mahkumlardan, hafıza kaybı (Wernicke-Korsakoff) hastalığına yakalanan 2'si kadın 5 eski siyasi mahkum, adını 'hayatevi' koydukları ortak evlerinde yaşama yeniden 'merhaba' diyorlar. Hastalığa yakalanmalarının ardından CMUK'un 399 Maddesi'nden faydalanarak tahliye olan Türkiye İhtilalci Komünistler Birliği üyeleri 24 yaşındaki Hülya Tunç, 27 yaşındaki Ömer Ünal ile DHKP-C'li 35 yaşındaki Hüsne Davran, 24 yaşındaki Murat Ertekin ile 32 yaşındaki Yusuf Can, mazilerini hatırlamasalar da geleceğe umutla bakıyorlar. Yaşamı yeniden öğrenmeye çalışan ve yakınlarının yardımı ile ayakta durabilen eski mahkumlara, en büyük desteği ise İnsan Hakları Vakfı veriyor. Vakıf, tarafından bu hastalığın tedavi edildiği Türkiye'deki 5 merkezden biri olan Taksim'deki TİHV Hastanesi'ne haftanın belirli günleri getirilen hayatevi arkadaşları, burada fizik tedaviden psikiyatriye kadar pek çok alanda tedavi görüyorlar. Evlerinden vakfa ait bir araçla alınan ve aynı araçla geri getirilen 'hayatevi sakinleri', hayatlarının sonuna kadar yaşamak zorunda kaldıkları hastalığa alıştırılıyorlar.
HAYAT ŞİMDİ BAŞLIYOR VAKFIN tüm tedavilerini ücretsiz karşıladığı 'hayatevi' arkadaşlarından Hülya Tunç, "Biz düşüncelerimizden dolayı ceza yattık. Her türlü zorluğa göğüs gerdik. Bu günleri de atlatacağımıza inanıyorum" diyor. Buca Cezaevi'ndeyken 45 gün açlık grevinde kalan Tunç, "Burada birbirimize destek oluyoruz. Tedavimizi yaptırıyoruz. Bazen arkadaşlarımı bile hatırlayamıyorum. Hayat bizim için şimdi başlıyor" diye konuşuyor. Sol görüşlü bir örgüte üye olmaktan 18 yaşında girdiği cezaevinde ölüm oruçlarına katılan 24 yaşındaki Murat Ertekin, "Hayatımın bir bölümünü hatırlamıyorum. Bazen ziyaretime eski arkadaşlarım geliyor. Ancak tanıyamıyorum. Mesela cezaevine girmeden önce kendime ait bir otomobilim varmış ve ben onu kullanabiliyormuşum. Ama şu an bana bir otomobil çok yabancı. Bu hastalıkla mücadele etmesini öğreneceğim. Hayatı yeniden öğreniyorum" diye konuşuyor.
YARDIMLA YÜRÜYEBİLİYOR 32 YAŞINDAKİ Yusuf Can ise, cezaevi ile 25 yaşında tanışmış. 'Hayata Dönüş' operasyonu yapıldığında, Çanakkale Cezaevi'nde olan Can, hastalığı nedeniyle yürümekte bile zorluk çekiyor. Ne kadar süre ölüm orucunda kaldığını hatırlayamayan Yusuf Can, "Operasyonun ardından hastaneye, daha sonra da Edirne Cezaevi'ne götürüldüm. Sağlık sorunlarım nedeniyle tahliye edildim. Şimdi ise hastalıkla yaşamayı öğreniyorum. Burada aynı kaderi ve düşünceyi paylaşan arkadaşlarımla yaşamaya çalışıyorum" diyor.
GÜZEL GÜNLER YAKIN HAYATEVİ'NİN en büyügü olan Hüsne Davran da 35 yıllık hayatının 15 yılını iki bölüm halinde cezaevinde geçirmiş. Cezaevine ikinci girişinde ölüm oruçlarına katılan Davran şöyle konuşuyor; "Operasyon sonrası durumum ağırlaşınca Adli Tıp raporu ile cezaevinden tahliye oldum. Arkadaşlarımla burada ayakta kalmaya çalışıyorum. Kötü günlerin geride kaldığına güzel günlerin ise yakın olduğuna inanıyorum."
|
|
|
|
|
|
|
|
|