|
 |
|
SAVAÅž AY
Bingöl'e kıymayın efendiler
Bingöl'de kiminle konuştuysam hepsi sitem ediyordu medyaya. "Sanki koca bir kent terör karargâhıymış, Bingöl halkı ya aktif ya potansiyel teröristmiş gibi yansıtılıyor. Bu Allah'tan reva mı?" diye soruyor, gönül düşürüyor.
Kendi payıma kantarın topuzunun kaçtığının farkındayım ben de.
Elin gavuru der geçeriz!..
Keşke çala kalem yazan bazı arkadaşlar nazik bedenleri kıpırdatıp buralara gelselerdi.
Yurttaşlarla, yetkililerle, olaylara karışan kişilerin aileleriyle görüşmeyi deneselerdi keşke.
Elin Japonu, Fransızı, İngilizi, Amerikanı on binlerce mil kat edip Bingöl'e geliyor, bizim kardeşler-abiler, masa başından ahkâmlar kesip Bingöl'ü küllü yekûn ham yapıyorlar. Edep yahu!..
Başkasına boyun eğmek!..
"Bir çoban parçasısın olmasan bile koyun,
Daima eğeceksin, başkalarına boyun;
Hülyana karışmasın ne şehir, ne de çarşı,
Yamaçlarda her akşam batan güneşe karşı
Uçan kuşları düşün, geçen kervanları an!
Mademki kara bahtın adını koydu Çoban!"
Bingöl Çobanları adlı ünlü şiirinde böyle yazmış Kemalettin Kamu üstad. Ve "başkalarına daima boyun eğeceksin" demiş. Lâkin Bingöllüler, "başkasına boyun eğmek" istemiyor artık. Başkası kim mi? Kim olacak Bingöl insanını başkası kabul eden. Haritadaki yerini bile zor bulacağı bir kent ve insanları için fütursuzca, gaddarca, salakça yazıp çizenler elbet. Kibirli halleriyle, kendi yurttaşlarına "başkalaşıp, yabancılaştıkça", daha ne herzeler yiyecek onlar kim bilir?..
Milletvekili hüznü
Bingöl Milletvekili Mahfuz Güler'le ailece tanışırım. Son derece sıcakkanlı, mert, özü sözü bir insandır Mahfuz Bey. Doğup, büyüyüp, sonunda da parlamentoda vekili olduğu kentin terörle eş anlamlı biçimde anılması hem onu hem de diğer vekil arkadaşları Arık ve Berdibek'i son derece huzursuz etmiş, kahretmiş.
Az bile söylüyorlar
Diyorlar ki "Böyle bir saçmalık olur mu? Olaya karışan birkaç kişinin o topraklarda doğması ya da bir yerlerden gelip oralara yerleşmiş olması bütün bir coğrafyanın kirletilmesine, tu kaka edilmesine sebep olabilir mi? Depremin yapamadığını sanki bu tarz yaklaşımlar yaptı Bingöl'ümüze. Fakirliği, hakirliği, cahilliği, sefilliği ortadan kaldıracağımıza şu yapılan haksızlığa bakın" diyorlar. Yalan mı söylüyorlar peki? Hayır, elbette doğru söylüyorlar. Hatta az bile söylüyorlar...
Fakirliğin adresi Bingöl
Bingöl ilimizin yüzölçümünün yüzde 53'ü çayır ve mera alan. Terör olaylarının son bulmasıyla hayvancılık sektöründe yeniden bir canlılık görülmeye başladı. 2000 yılı itibariyle mevcut 160 yayladan 112 tanesi kullanıma açıldı. Bu sayı itibariyle yüzde 70, alan itibariyle de yüzde 86 oranına tekabül ediyor.
Atar damar neresi?
Genç ilçesindeki demir ve Karlıova ilçesindeki linyit yatakları bölgenin atar damarı sanki. Terör olayları sırasında 50 köy tamamen, 70 köy kısmen boşalmış. 26 638 kişilik nüfus göç etmiş o zamanlarda. Daha sonra sular durulmuş ve geri dönüş başlamış. Bugüne kadar 22 köy geri dönüş sağlanmıştır. Dönen nüfus ise 4 bin 078 kişi olmuş.
TAKVÄ°M YAPRAKLARI
Kahraman Bingöllüler
Osmanlılar, 1914 Odesa Li manı'nı bombalaması ile 1. Dünya Savaşı'na girmiş oldu. Ruslar, Doğu Anadolu'da hızla ilerlemeye başladılar. Bu hızlı ilerleyişi esnasında Bingöl'ü işgal ettiler... İşgal kuvvetleri hiçbir askeri direniş görmüyorlardı. Çünkü bu cephede o zaman bırakın bir askeri birliği, tek bir er-erbaş dahi yoktu.
Ancak Bingöl ahalisi kendi inancı ve yürekliliğiyle insiyatif koydu. Milis güçleri oluşturdu. Tüyü bitmemiş çocuklardan, eli silah tutan yaşlı dedelere hatta kadınlara tamamen halk tarafından oluşturulan direniş güçleri, destan yaratacak mukavemete başladılar. Bu bölgedeki direnme hareketini halkın efsane ve doğal lideri Karirli Küçük Ağa örgütlüyordu.
Mahsun Kırmızıgül hemen Bingöl'e
Çok kişi Mahsun Kırmızıgül'ü Diyarbakırlı zanneder. Evet Mahsun orada büyümüştür ama doğum yeri Bingöl'dür. Atası, dedesi kuşaklar boyu Bingöl'de doğmuş-ölmüştür. Şimdi bu kardeşimize düşen yanına alacağı diğer sanatçı arkadaşlarıyla birlikte Bingöl'e gidip, kendi hemşehrilerini sarılıp kucaklaşmak, onlarla oturup, konuşup, dertleşmek ve moral vermektir.
Bana "alo" de!..
Bu ara sıra çıktığı şu etkinlik-bu etkinlik konserlerinden daha onurlu, daha erdemli, daha insani bir yaklaşım olacaktır. Haydi Mahsun kardeş, gün bu gündür. Var mısın yok musun? Bana bir "alo" de. "Varım abi. Gidiyorum" de, ben de koşup geleyim seninle.
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
