kapat
29.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°


TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL



ALÄ° KIRCA


Hesap defteri

Türkiye'de dört bomba patlayınca, Avrupa kendini korumaya aldı..

Futbol takımlarını Türkiye'ye göndermedi..

Konu futbol olunca, binlerce kişinin toplanacağı yerlerde terör saldırısı meydana gelme olasılığından korkulması belki olağan karşılanabilirdi..

Belki korkuları anlayışla karşılanabilirdi..

Belki..

Ancak.. Avrupa Konseyi'nin de Türkiye'deki bazı "program"larını iptal etmesi olayın boyutlarını değiştirdi..

Ya da olayın daha iyi anlaşılmasını sağladı..

Avrupa'nın korkularının sanılandan daha "büyük" olduğunu gösterdi..

Avrupa'nın, Ortadoğu coğrafyasında Türkiye'yi nerede gördüğüne dair "kafasının hayli karışık" olduğunu da kanıtladı.

Time dergisi geçen haftaki sayısında İstanbul'daki intihar saldırılarını kapağa taşırken "Terör Avrupa'nın eşiğinde" başlığını atmıştı.

Anahtar sözcük te buydu Eşik..

Ve..

Bütün mesele de buydu

Avrupa o eşikten içeri adımını atacak mıydı?

Ya da..

Türkiye'nin o eşikten Avrupa'ya adım atmasına izin çıkacak mıydı?

Belli ki, bugüne dek Avrupa vizesi için önüne sayısız kriterler konan Türkiye için artık yeni bir "kriter şartı" hazırlanıyordu Terör..

Öteki kriterlerden çok farklıydı bu seferki.. Kriterden çok "krater"e benziyordu gerçekten de..

Dev çukurunda bütün bir geçmişi, harcanmış bütün emekleri yutabilir, ya da "infilak"ıyla bütün bir geleceği dinamitleyebilirdi..

****

Terör saldırıları meydana geldi diye, koca bir ülke "karantina"ya alınmış bir görüntüye sokulabilir mi?

Öyle olsa terörün, son yarım yüzyıldır sokaklarından hiç eksilmediği İngiltere ve İspanya hatta bir dönem İtalya ve Almanya'nın hiç, değilse

"süreli" olarak karantinalara alınmış olması gerekmez miydi?

Öyle olmadı..

Çünkü..

Sorun Türkiye'nin içinde bulunduğu, hiç değilse sınırında olduğu coğrafyayla ilgiliydi..

Avrupa, kendi "Avrupai terörü"yle başetme imkanlarına sahip görüyordu kendini..

Kendi tarihinin ve kendi coğrafyasının terörüyde ne de olsa karşılaştığı..

Türkiye'den gelen bomba sesleri ise, Avrupa'yı, kendi dağının eşiklerine dayanmış bir ülkede, kontrol edemeyeceği başka bir tarihin ve başka bir coğrafyanın "devasa sorunları"yla "içiçe" geçme tehdidiyle "yüzyüze" bırakıyordu..

İçine alırsa mı, bu tehditten uzaklaşırdı..?

Dışında tutarsa mı, bu tehditle başedebilirdi?

Avrupa'da şu anda "en samimi Türkiye dostları"nın bile karşı karşıya kaldığı ikilem budur..

Bu ikilem nasıl çözülecek?

Terör bir kere patladıktan sonra "onu ortaya çıkaran nedenleri ve onu büyütüp yeşerten iklimi" konuşmak artık ikincil önemde kalır..

Artık şu anda yaşamsal önemde olan, her türlü "anti-terör" önlemleriyle ve "çok devletli" istihbarat işbirliğiyle bir an önce bu "bela"dan kurtulmaktır.

****

Yine de..Türkiye, bu terörün neden ortaya çıktığının muhasebesini yapmalıdır elbet.. Herkes kendi sorumluluğunun hesap defterini gözden geçirmelidir.. Herkes..

Lakin.. Türkiye'yi bir nevi "karantina"ya alarak kendini korumaya çalışan Avrupa'nın da bu hesap defterinde hiç mi "günah sayfası" yoktur..

ABD'nin kendi 11 Eylül "canavar"ını bir zamanlar kendisinin büyütüp beslemesi gibi, Türkiye'nin ayaklarına dolaşan ejderhanın kol"larına, Avrupa'nın da bir dönem "işine" geldiği için, başkentlerinde güvenli korunaklar sağladığını hatırlamayan var mı?


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır