kapat
29.11.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMÄ°


TÃœRKÄ°YE
DÃœNYA
POLÄ°TÄ°KA
SPOR
MEDYA
SERÄ° Ä°LANLAR
METEO
TRAFÄ°K
ÅžANS&OYUN
ACÄ°L TEL



MEHMET ALTAN


Hizbullah'la ilgili bir iddia...

Türkiye'de devletin etkin güçleri "kurnazlığın" kendileri açısından "hukuktan" daha işlevsel olduğuna her zaman inanmıştır. Lockheed askeri uçak alımındaki rüşvet olayının bir tek Türkiye'de gün ışığına çıkmaması bundandır. Kayıp silahların izinin kaybettirilmesi bundandır.

Şırnak Valiliği'nin ithal ettiği silahlar konusunun kapanması bundandır. Ne var ki, hukuktan ayrıldıkça sistem çürür. Bir zaman sonra kurnazlığın yarattığı baş edilmez umacılar toplumu yiyip bitirmeye başlar.

Hukuksal bir örgütlenme olan devlet "kökten devletçilerin" hukuk tanımazlığı yüzünden su alır hale gelir.

Galiba şimdi pençesinde kıvrandığımız Hizbullah terörü de böyle bir olay...

****

4 Eylül 1993 tarihinde DEP Milletvekili Mehmet Sincar Batman'da güpegündüz herkesin gözleri önünde öldürüldü. Bu, Batman'da insanların enselerinden tek kurşunla vurularak öldürüldükleri ne ilk ne de son cinayet oldu. Ne var ki, Türkiye bir milletvekilinin fütursuzca öldürülmesine aldırmadı. Devlet ve medya bu olayı neredeyse yok saydı. O dönem, Batman'da işlenen cinayetler olağan hale gelmişti.

Bundan sonrasını, Türkiye Büyük Millet Meclisi "Faili Meçhul Cinayetler Komisyonu Raporu"ndan izleyelim

"Faili meçhul cinayetlerin devlet tarafından işlendiği iddiasının yoğun olarak propagandası yapıldığından ve bu cinayetlerin aydınlatılması için ilk zamanlarda tanıklık yapan vatandaşların akıbetinin de faili meçhul cinayete kurban gitmek olmasından ötürü vatandaş tanıklık yapmamaktadır.

Devlete giderek gördüğünü anlatanlar kısa sürede deşifre edilmekte, deşifre olan vatandaş da yukarıda belirtildiği gibi en kısa süre içinde faili meçhul bir cinayete kurban gitmektedir.

Şehrin en işlek merkezlerinde cinayetler işlenmekte, bir kahvede 20-30 kişinin arasında işlenen cinayetlerde, vatandaş, akrabası, yakınları öldürülmesine rağmen tanıklık yapmaya korkmaktadır.

Bölgede şehir komiteleri kuran PKK örgütü bile gündüz şehrin en işlek caddesinde eylem yapmazken, Hizbullahçı olarak adlandırılan kişilerin eylem yapıp yakalanmamasından ötürü, devlet zan altında kalmaktadır."

****

Devlet "zan" altında kalmamak için, iddiaların üzerine hışımla gitmiş, bağımsız bir yargı anlayışının tüm projektörlerini yakmış mıdır?

Türkiye'de buna evet demek çok zor.

Yeniden, Temmuz 1995 yılında tamamlanan Millet Meclisi Araştırma Komisyonu Raporu'na dönelim, şimdi tüm izlerin bizi götürdüğü Hizbullah'la ilgili bir iddiayı ve o iddianın akıbetini birlikte görelim

"Örneğin, 27 Temmuz 1993 tarihinde Batman Emniyet Müdürlüğü'nde, Komisyonumuza bilgi veren Emniyet Müdürü ve Vali Yardımcısı, Batman'a bağlı Gerçüş İlçesinin Sekü, Gönüllü ve Çiçekli köyleri bölgesinde Hizbullah örgütünün bir kampı bulunduğunu ve yörede bulunan askeri birliğin bu kampa yardımcı olduğu yönünde haber aldıklarını, bu kamplarda Hizbullah örgütü mensuplarının siyasi ve askeri olarak eğitildiğini, bunun üzerine jandarma yetkilileri ile konuştuklarını, askeri yetkililerin bu örgüt militanlarının kendileriyle olan irtibatlarını değişik yönlere çevirdiklerinden ötürü nefret ettiklerini ve bu nedenle de bunlarla irtibatlarını kestiklerini beyan etmiş, bunun üzerine Komisyonumuzca yazılan müzekkereye verilen Jandarma Genel Komutanlığı'nın cevabi müzekkeresinde, yapılan araştırma sonucunda iddianın asılsız bir haber olduğu, adı geçen bölgelerde Hizbullah'a ait bir kamp olmadığı gibi, bugüne kadar elde edilen bilgilerden de, Hizbullah'ın kırsal kesimde hiçbir kampın olmadığı ve kırsalda faaliyet göstermediği bildirilmiştir."

İddianın yalanlanması ardından, Rapor'un değerlendirmesini izlemeye devam edelim

"Ancak vali yardımcısı ve emniyet müdürünün iddiaları gerektiği gibi araştırılmamıştır. Yörede bu iddialar doğrultusunda gerekli soruşturmanın yapılması gerekirken bu yapılmamış, konu yazılan cevabi yazı ile gündemden çıkartılmaya çalışılmıştır.

Komisyonumuza mezkur açıklamayı yapan İl Emniyet Müdürü kısa bir süre sonra görevinde başarılı olup, terörle mücadelede mesafe katettiği halde hiçbir gerekçe gösterilmeden merkezde pasif bir göreve atanmıştır. Yani Komisyonumuza bazı konularda açıklama yapan, samimi olarak bildiklerini anlatan kamu görevlisinin sonu görevden alınmak olmuştur."

İşte size Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi tarafından dile getirilen çok ciddi bir iddia... Hizbullahçılar'ın patlattığı kamyonlarla bütün Türkiye sarsılırken bu iddia karşısında ne yapacaksınız?

Gözlerinizi mi kapayacaksınız, üzerine mi gideceksiniz?


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır