|
 |


Bu hayrat, baska hayrat
E-88 karayolunda ilerliyorduk.
Ankara-Kirikkale-Yozgat-Sivas yolunda.
Ankara'dan 173 kilometre uzaklasmistik.
Yozgat'in Yerkoy ilcesine birkac kilometre mesafedeydik.
Ucsuz, bucaksiz ovada ilerliyorduk.
Yolun saginda "iki tuvalet" beliriverdi.
Ortalikta ne bir "tesis" var, ne bir koy.
Gerilerde tarlada calisan kadinlar, erkekler.
Ve yolun kenarinda "BAY WC" ile "BAYAN WC."
"Garibimize gitti" durduk.
Traktoruyle giden birini durdurup, sorduk.
Anlatti.
YOLDA SIKISINCA
Bu bolgeden cikip, Almanya'ya calismaya giden biri varmis.
Yillarca calismis, kazanmis, zengin olmus.
Bir yaz coluk, cocuguyla Turkiye'ye gelmis.
Yolda "sikismis."
Ama etrafta ne bir tesis var, ne de arkasina gizlenip, ihtiyac giderecegi bir agac.
Ustelik karisi, kizi, oglu yaninda.
Ayrica onlarin da "tuvalet ihtiyaci" gelmez mi?
Haydi, cikin bakalim isin icinden.
"Zengin Alamanci" iste o gun karar vermis
- Buraya modern bir tuvalet insa edecegim.
Ve "kesesinden" yapmis.
Tuvalete su da baglatmis.
"Tuvalet yapma, cami yap... Cennete gidersin" diyenleri de terslemis
- Namazin kazasi olur... Namazi kacirirsan, sonra kilarsin... Ya yolda giderken sikisip, altina kacirirsan ne olacak?
Yerkoy Belediye Baskani Mustafa Aslan'la konustuk. 16 aydir gorevde.
HOCANIN KOYU
1989'da Bahri Zorlu, baskan secilmisti... MHP'den.
Bahri bey, 2002'de, milletvekilligine adayligini koymak icin, Belediye Baskanligi'ni birakti.
Yerine Mustafa Aslan geldi.
Yerkoy "sakin... Kendi halinde... Insanlarin birbirine yardim ettigi... Temiz" bir ilce.
- Baskan, yolda bir tuvalet gorduk... Kim yapti?
- Hocanin Koyu'nden bir hayirsever... Avrupa'da yasiyor.
Koyun asil adi "Kumluca."
"Hocanin Koyu" ise eski adi.
Ama halk hala "Hocanin Koyu" diye biliyor.
- Koy, Yerkoy'e hangi uzaklikta?
- Yedi, sekiz kilometre.
HAYRAT ABDESTHANE
Koye gidecek olduk.
Ama "hayirseverin koyde olmadigini" soylediler.
Biri dedi ki "Belcika'da."
Digeri dedi ki "hayir, Almanya'da."
Oteki de bize sordu
- Bey... Koye gidip de ne edecen?
- Bu tuvalet konusunu soracaktim.
- Amaan sende bey... Ihtiyacin varsa, gir, gor... Senden para neyi isteyen mi var... Herkes anasinin, atasinin ruhu icin hayrat yaptirir, cesme neyi... Bu adam da abdesthane yaptirivermis... Bunun nesini sual edip durun.
- Gazeteye yazacagiz da.
- Yaz iste... Bu tuvalet hayrattir deyi... Ihtiyacini gor, yapanin ecdadina bir fatiha oku, bin arabana, bas gaza, git isine.
Delice Cayi kenarinda iftar sofrasi
Kimi bes yildizli otelde iftar acar.
Kimi gecekondudaki sofrasinda.
Kimi baklava, borek yer.
Kimi ekmek, zeytin.
E-88, yilan gibi kivrila, kivrila giden, uzun bir yol. Yolda ilerlerken "uzaklarda... Yamacta" bir yerlesim yeri gorduk.
Burasi Kirikkale'nin Delice ilcesiydi.
Yolun saginda, Delice cayi akiyordu.
Solumuzdan ise demiryolu geciyordu.
Yozgat-Corum-Kirikkale yol ayrimina uc-bes kilometre mesafedeydik.
Baktik, yol kenarina "sofra" kurulmus.
Yavasladik, durduk.
- Kolay gele agalar, beyler... Ne yapiyorsunuz?
- Ne yapak?.. Allah'in sofrasini kurduk, beklerik... Buyur, misafirimiz ol.
"Buyurduk."
"Monu"ye gelince
Domates, uzum ve ekmek.
Bir sise de su... Sise "Coca Cola sisesi."
ISIM LISTESI
- Kimsiniz, necisiniz, nereden gelip, nereye gidersiniz?
Birinci koylu konustu
- Benim Adim Mehmet Okcu... Delice ilcesinin, Cerikli beldesindenim.
Ikincisi
- Ben de ayni beldedenim... Adim, Nihat Okutan.
Ucuncusu
- Benim adim Selami Evecan... Ben de Cerikli'denim.
Sonra "Belediye'den emekli Zeki Tektas" geldi.
Ardindan Kirikkale-SSK'dan Firat Kilickaya.
Ankara'dan Yozgat'a gitmekte olan, Telekom'dan Mehmet Ogulcan.
Sanliurfali Aziz Gul.
CESME BASINDA
Masanin basina siralandik.
Yanimizda bir de cesme vardi.
Uzerinde sunlar yaziliydi
"Ic kardesim. Afiyet olsun. Sahibul hayrat.Y.T.2002."
- Bu cesmeyi kim yaptirdi?
- Kadir Kilickaya, Cerikli'nin eski belediye baskani.
DERT KUPU
- Soyleyin bakalim, haliniz nicedir?
Belediye'den emekli Zeki Tektas
- Goruyon iste yemegimizi... Ete, yaga verecek para mi galdi?.. Koylunun hali irezillik.
Mehmet Okcu
- Ekersin, dikersin, para itmez.
Nihat Okutan
- Devlet dir ki, kota koydum, bu yil senden elli tondan fazla seker pancari almam... Allah vermez... 25 ton pancar cikarirsin... Niye 50 degil de 25 der, gine almaz... De bagam gazeteci efendi, ne idecen sincik?
Selami Evecan
- Benim isim ticaret... Aliyom bugdayi 320 kagida... Nakliyesi benden, goturuyom Samsun'a... Fabrika veriyo, 340 kagit... Gazeteci bey, haydi bu hesaba akil erdir bagam.
IRMAGIN SUYU
- Bey, bey... Seneler, senesi bu Delice irmagi boyle bosa akar, durur... Burada da mahsul yanar, durur... Bi su ganali yapmazlar... Neyse, sonradan akil ittiler... Sincik yapiliyor... Bakam ne zaman bitecek gayrim.
SECIM SANDIGI
- Arkadaslar... Secimde kime oy verdiniz?
Mehmet Okcu
- Eskiden Ecevit'e virirdim... Emme bu secimde Osman Durmus'a (MHP) virdim... Allahi var, hizmet etti.
Zeki Tektas
- Yedi ceddim CHP'lidir... Dedem de CHP'ye verdi, babam da... Ben de verirdim emme, bu secimde cok canim sikildi, AK Parti'ye oy ativirdim.
Selami Evecan
- Ben Halkci Parti'den belediye baskani adayiydim bir tarihte... Babam, Demokrat Parti'liydi... Bu secimde MHP'ye oy attim.
Sanliurfali Aziz Gul
- Eskiden DYP'yi bilirdik, simdi AK Parti'yi ogrendik.
Selami Evecan
- Eskiden bu bolge iki parti bilirdi... DYP ile CHP... Ama bize sahip cikmadilar.
KOYLU OZVERISI
- Agalar, bize musaade... Yolumuz uzun.
- Eh simdi bu olmadi iste gazataci efendi... Surada az daha bekleyiver... Yemegi birlikte yiyek.
Yiyecekleri "domates, uzum, ekmek."
Onu da "bolusmeye" hazirlar.
YALCINTAS'A SELAM
Gaza bastik, birkac dakika sonra onlarin beldesi "Cerikli'deydik."
"Kent gibi bir belde." "Modern."
"Sahin Tepesi" diye bir piknik alani var ki "hayran kalmamak elde degil."
Belediye Baskani ANAP'tan secilip, AK Parti'ye gecen Omer Sakarya.
- Baskan, Cerikli nasil?
- Gordugunuz gibi... Karayolumuz var, demiryolumuz var... Suyumuz var, her seyimiz var... Ilce olmak istiyoruz.
Nufus sekiz bin.
Daha once iki banka varmis
Halkbank ile Ziraat. Simdi ikisi de gitmis.
Sadece Ziraat Bankasi'nin "Bankamatik"i var.
Belediye Baskani Omer bey "AK Parti milletvekili Prof. Dr. Nevzat Yalcintas'in akrabasi."
"Nevzat bey, annemin amcaoglu olur" dedi.
- Baskan... Cerikli'yi cok guzel bulduk... Ilce olma arzunuzu Nevzat Hoca'ya soyleyecegiz.
Ataturk'un gittigi yol
Yozgat'a 10-15 kilometre kala, yolun kenarinda su tabela var Ataturk Yolu.
Altinda da bir tarih 1924-1934.
Belediye Baskani Ali Acikgoz'e sorduk
- Bu yol, ne yolu?
Ali bey uzun, uzun anlatti.
Ataturk, Yozgat'a "bu yoldan" gelmis. Bu yol "on yilda" yapilmis.
O zaman "yol vergisi" varmis.
Vergi odeyecek gucu olmayan "yol insaatinda" calisirmis.
Baskan anlatti ki
- Bu yol dedelerimizin, babalarimizin teri ile islandi... Sonra, yeni yol yapildi... Genis... Asfalt... Modern... Ama biz eski yolumuzu aynen koruduk... Uzerine de Ataturk Yolu diye tabela astik... Yeni nesiller Cumhuriyet'in nereden, nereye geldigini iyi bilsinler diye.
"Ataturk Yolu" eski, dar, dusuk standartta ama... Yesillikler icinde.
Cumhuriyet'in nereden nereye geldigini bir kez daha gormek icin, "modern, genis, asfalt yoldan" ciktik, Ataturk'un Yolu'na saptik.
Tebrikler Yozgat. "Ataturk Yolu'nu" unutmadiginiz icin.
29 Birinci Tesrin 1933
Nufus artti, kentler buyudu. Eski meydanlar, yol oldu, bina oldu.
Aksehir'de "meydanimsi bir yesillik" gorduk. Buyuyen kentin ortasinda "ufacik" bir alan.
Ortasinda "yetmis yillik" bir tas.
Uzerinde sunlar yazili
"Aksehir onuncu Cumhuriyet Bayramini candan coskunlukla bu meydanda kutladi. 29 Birinci Tesrin 1933."
70 yil gecti aradan. 70 yilda iktidarlar degisti, belediyeler degisti, imar planlari degisti. Ama Aksehirli "gozunu korur gibi" bu tasi, burada korumus. Carsi esnafina "meydana... Tasa iyi sahip cikmissiniz" dedik.
Iclerinden biri sesini yukseltti
- Siz Ankara'dakiler icin Anit Kabir neyse, biz Aksehirliler icin de bu tas oyledir... Nasrettin Hoca'nin turbesine nasil kimse zarar veremezse, bu tasimizi da kimse yerinden oynatamaz.
Haberleri gazete sayfasi goruntusunde okumak icin
SABAH e-Medya"ya
tiklayin
|
|
|
|