kapat
29.10.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

ŞELALE KADAK


Yakıt yerine su, uçak yerine de uçan halı mı kullanıyorlar?

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Türkiye'de yaşayan herkesin en azından hayatlarında bir defa uçağa binmesi projesine baş koydu ya, THY'nin de indirime gitmesini istiyor. Haliyle insanda beklenti yaratıyor. Fly Air, Trabzona 69 milyon liraya uçunca, 150 milyon liralık uçak bileti pek çoklarına pahalı gelmeye başladı bile. THY Genel Müdürlüğü koltuğunda 8'inci ayını dolduran Abdurrahman Gündoğdu'yla sohbet esnasında, özel bir şirketin THY'nin de uçtuğu bir hatta yarı fiyatına uçmasını nasıl karşıladığını soruyorum.

Ucuz bilet bir hafta geçerli
"Reklamın iyisi kötüsü olmaz, iyi reklam oldu" cevabını veriyor. Şakayla karışık bu cevabın arkasından öğreniyorum ki Gündoğdu da bu fiyatın ne kadar süre geçerli olduğunu merak etmiş ve öğrenmiş. 69 milyon liralık bilet fiyatı bir hafta geçerli. Şirket tanıtım için promosyon yapıyor. "Derin bir oh çektiniz herhalde!" sorusunun cevabı ise şöyle oluyor "Hayır çekmedim de, hani bunu nasıl yaptılar, yakıt yerine su mu kullanıyorlar, uçak yerine de uçan halı mı var diye merak etmedik değil. Çünkü bizim maliyetlerimiz yani sadece vergi, artı yakıt ve acente komisyonu 75 milyon lirayı buluyor!"

Şu durumda tabii yine merak etmeye başlıyorum. Ulaştırma Bakanı, her sorulduğunda, THY'nin bilet fiyatlarını ucuzlatacağını söyleyip duruyor. THY'yi yönetenler ise öylesi bir ucuzluğun mümkün olmadığını rakamlarla ortaya koyuyor.

Gündoğdu, ellerinden geleni yapacaklarını ama biraz da hükümetten beklentileri olduğunu açık açık anlatıyor. Yani, vergide bir miktar indirim olmazsa ve buna rağmen THY, sırf rekabete girmek için indirime giderse zarar edeceği aşikâr. THY zaten tarihinde ilk kez geçen yıl kâr edebilmiş. Bu yıl da ne yazık ki, yılın ilk yarısı zararla kapanmış. Neyse, yine de THY'nin şu anda en azından 100 milyon liranın birazcık altında bir bilet fiyatına inebilmek için hummalı çalışmalar yaptığını söyleyelim. Ne kadarı gerçekleşir, işte onu zaman gösterecek.

Bu bir şaka mı?
Sizi bilmem ama ben hep aynı şeyleri söyleyip, aynı şeyleri dinlemekten ve sözlerinde durmayanlardan fena halde sıkıldım. AB ülkelerini, 'Bizi istemiyorlar' diyerek eleştirmek pek güzel! 'Ağzımızla kuş tutsak da bizi almayacaklar' demek daha da güzel. Başta Başbakan Erdoğan olmak üzere hükümetin etkili ve yetkili isimlerinin konu her açıldığında, 'Ev ödevlerini yerine getireceğiz' türünden açıklamaları ise hepsinin ötesinde güzel! İyi ama Başbakan'ın ve hükümet üyelerinin sözleri uygulamaya neden dökülmüyor. Ya da dökülüyorsa, neden hala AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Verheugen, "Türkiye AB üyelik kriterlerini hala yerine getiremedi. AB'ye nasıl bir tavsiyede bulunacağımız da henüz belli değil" türünden açıklama yapıyor? Çok merak ediyorum, acaba, Türkiye'nin AB'ye karşı karışık bir tablo çizdiğini söyleyen Verheugen'in sözleri Ankara'da yankılandı mı? Verheugen'in demeci önkeki gün Alman Frankfurter Allgemeine gazetesinde yayımlandı. Başarılı siyasi reformlara karşın hâlâ insan hakları ihlalleri ve işkencenin yaygın olduğunu, din özgürlüğünün kısıtlandığını, demokrasi anlayışının da, ordunun siyasetteki güçlü rolü nedeniyle AB kriterleriyle bağdaşmadığını söyleyen Verheugen. TÜSİAD heyetinin aylar önce Brüksel'e yaptığı bir ziyarete katılmış ve Başkan Özilhan'la Verheugen arasında geçen diyaloğa tanıklık etmiştim. Başbakan Erdoğan'ın ağzından, "İşkencede sıfır tolerans" lafını duymak istediklerini söylemişti Verheugen ve bir sonraki gün, Erdoğan İtalya'da aynen bu cümleyi söyleyerek, ne kadar kararlı olduklarını dile getirmişti. Ama öyle görünüyor ki, biz bir arpa boyu bile yol kat edememişiz!


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

sizinkiler
Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır