|
 |
|
MEHMET BARLAS
"Hurma Sömürgeciliği"nden AB adayı Cumhuriyet'e..
Cumhuriyet'imizin 80'inci yıldönümünü kutlarken, tepeden tırnağa kafamız karışık olsa da, bu durum coşkumuzu tabii ki etkilemeyecek.
Doğal olarak her yiğidin yoğurt yemesi farklıdır.
Örneğin Cumhurbaşkanı Sezer'in Cumhuriyet Bayramı'na, "Kimin eşinin başı açık, kimin eşinin başı kapalı, kim bekar, kim evli" benzeri önemli bir araştırıcı-yöneticilik çalışması yaparak hazırlandığını, herkes biliyor.
Bir bölüm "Entelektüel"de, YÖK profesörleri ile yürüyüşe katılarak, Cumhuriyet kutlamalarına katkıda bulundu.
Ne yazık ki, bunların Cumhuriyet'i kutlamaya katkıları da, Cumhurbaşkanı Sezer'in katkısı kadar tartışılıyor şimdi.
YÖK'çülerin Cumhuriyet Yürüyüşü'nde, Atatürkçü Düşünce Kulüpleri Federasyonu (ADKF), bilindiği gibi "Ordu Göreve" pankartları açarak, olaya ruh kattılar.
Ama hem bu ADKF ile hem de YÖK'çülerle yakın düşünce birliği içinde olan İşçi Partisi Lideri Doğu Perinçek, nedense bu pankartlara tepki gösterdi.
Perinçek, ADKF'cilerin "Ordu Göreve"ci olanlarını "MİT'e bağlı olarak çalışan ajan provokatörler" biçiminde suçladı.
ADKF'nin "Ordu Göreve"cileri de, Perinçek'i "Hazırladığı senaryoları istediği gibi kullanan paranoyak adam" şeklinde suçlamış.
Şimdi İP ile ADKF arasındaki ilişkiler hangi düzeyde gelişecek acaba?.
Çünkü daha geçen hafta ADKF'nin Ümraniye Şubesi'nin gecesinde, YÖK'ün en önemli 2'nci ismi Rektör Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ile İP lideri Perinçek, aynı masada yemek yemişler ve konuşmalar yapmışlardı.
"Zaman"da yayınlanan habere göre, Alemdaroğlu Atatürk'ün "Bazı kafalar kesilir" diyerek saltanatı kaldırdığını hatırlatmış ve "Bugün AB'nin ve ABD'nin, bizim onurumuzu kırmalarına izin verenleri kınıyoruz" demişti.
Doğu Perinçek de, Alemdaroğlu'nun durumu çok iyi anlattığını ifade etmişti.
Cumhuriyet'i yorumlamaya ve kutlamaya dönük bu tür gelişmelerin ötesinde, bir başka gerçek daha var.
Nedense Avrupa Birliği'nin bazı üyeleri ve bazı yetkilileri, bizi anlamıyorlar.
"Biz bize benzeriz" derken, onlar "ille de bize benzeyeceksiniz" diyorlar.
Son olarak AB'nin Dış İlişkiler Komiseri Verheugen'in, Frankfurter Allgemeine Zeitung'a verdiği demeci okumuşsunuzdur.
Verheugen özetle şöyle demiş
- Türkiye'de insan hakları ihlalleri sürüyor, din özgürlüğü kısıtlanıyor, demokrasi anlayışı da ordunun gücünden ötürü AB'nin demokrasi anlayışına uymuyor!
Tabii Verheugen Kıbrıs'ı da unutmamış ve "Kıbrıs çözüme bağlanmadıkça, Avrupa kamuoyu, Türkiye ile ortaklık müzakerelerine başlanmasını kabul etmeyecektir" demiş..
İsterseniz biz Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının coşkusunu azaltmayalım ve konuyu değiştirelim.
Görmüşsünüzdür..
A.B.D.'nin Irak'taki genel valisi Paul Bremer, "Türk askeri Irak'a gelmesin. Çünkü Türkiye Irak'ta 400 yıldan fazla sömürgeci güç olarak bulundu" dedi bir televizyon konuşmasında.
Bremer'in bu sözlerine Türkiye'den gösterilen en hoş tepki, bence CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç'tan geldi.
Hatırlatalım
- Osmanlı bir dönem Irak'ta sömürgecilik yapmışsa bile, olsa olsa hurma sömürgeciliği yapmıştır. ABD gibi petrol ya da doğal kaynaklar amaçlı sömürgecilik yapmamıştır!
Neticede, Cumhuriyet Bayramı, hepimize kutlu olsun diyorum.
ŞAKA
Vecizeler ve cevizeler!
Ertuğrul Özkök, Deniz Baykal'ı överken şöyle yazmış
- Siyasette ve hayatın her alanında kural şudur Daha iyisi gelene kadar, o anki en iyisidir!
Şöyle deseydi daha veciz olmaz mıydı
- Bekleyen Derviş, muradına ermiş!.
Mesajlarınız için:
mbarlas@sabah.com.tr
Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya
tıklayın
|
|
|
|
