kapat
29.10.2003
YAZARLAR
ATV
EKONOMİ
limasollu
TÜRKİYE
DÜNYA
POLİTİKA
SPOR
MEDYA
SERİ İLANLAR
METEO
TRAFİK
ŞANS&OYUN
ACİL TEL



GREENCARD

ALİ KIRCA


Bandolar ve Ramazan davulları..

Biz cumhuriyetin ikinci kuşağıyız..

Yani cumhuriyetin ilan edildiği günlerde doğanların çocuklarıyız..

Onlar cumhuriyetin "öz" çocuklarıydı..

Lakin biz de öyle saydık kendimizi, bildik bileli.

Cumhuriyetin çocuklarıydık biz de, evet..

Nereden biliyorsunuz, derseniz "bayramlardan" deriz..

Kimileri dayatma diyebilir ama öyle değildi işte..

Biz, haftalar öncesinden cumhuriyet bayramının gelmesini iple çekerdik..

Yaman bir sabırsızlıkla beklerdik..

Rüyalarımıza girerdi bayram günleri..

Şehirlere taklar kurulacak.

Radyoda marşlar çalacak..

Ve biz en siyah önlüklerimiz ve en beyaz yakalıklarımızla bayram törenlerinde hazır olacağız..

Atatürk, illa ki tren penceresindeki resminden bakacak tören alanlarına..

Ve sokaklardan arabalar geçecek; üzerinde ateş yanan, üzerinde demir döven demirciler..

Cumhuriyet demire şekil vermek demekti, anlardık..

Gramofon kağıtlarından rengarenk süsleri hiç kimse zorla hazırlatmadı bize, inanın..

Parasını üç kuruş harçlığımızdan kesip verdiğimize de inanın..

Fedakarlık ve paylaşma duygusunun o günlerden miras kaldığına da, kaldıysa şayet...İnanın..

Sonra cumhuriyetin bayram çocukları; cumhuriyetin ikinci kuşağı yirmili yaşlarına geldi, dayandı..

Dünyada da 68 rüzgarları esiyordu, işe bakın ki..

68 kuşağı evrenselliğin; -sonraki gelişimiyle kendinin inkarı olsa da- "küreselleşme"nin; ya da o günlerdeki tanımıyla enternasyonalizmin temelleri üzerinde yükseliyordu dünyada..

Lakin bu coğrafyada; bir kolu havaya sıkılı yumrukla yükselen 68 isyancılarının öbür kolunda cumhuriyet ve Mustafa Kemal meşalesi vardı..Ve cumhuriyetin şiarı ve onun ilk ateşini yaktığı milli kurtuluş sloganları.. Düpedüz "millicilik" yani.. Her sokak isyancısı; elinde mavzeriyle bir "Kuva-ı milliye" görürdü kendini aynadaki suretinde..

Sonra rüzgarlar, başka maceralara sürüklese de onları kendi doğal mecrasında 68 baharının..

Manzara böyleydi işte..

****

Ve tıpkı birinci kuşağı gibi cumhuriyetin; bizim kuşağın başka bayramları da vardı hasretle beklenen..

Bu satırların yazarının, vaktiyle çocukluğuna -ve aslında eski günlere- özleminin ateşini yaktığı "İskarpin" yazısındaki bayramlar gibi..

Davulcular güya uyandırmaya gelirlerdi ya sokaklarda gümbür gümbür, ramazan gecelerinde.. Biz davulculardan önce kalkıp beklerdik davulcuları.. Çünkü arkası bayramdı nasıl olsa..

Ve o "iskarpin"lerin artık yanıp kül olduğu bayram sabahları..

Bayramlık pabuçlarla çıkılan bayram namazı yolculukları sabahın serininde..

Ne siyah-beyaz, ne renkli televizyonlar vardı; ne de cep telefonları..

Ne günlük gazeteler, ne uzakları yakın eden uçaklar filan..

Lakin; kim, bunların hiçbiri olmadığı için "mesut" olmadığını söylebilirdi ki o eski bayramlarda.. Sonuçta elli yıl sonraki kuşaklar da acıyarak bakacak, biliyoruz; elimizde pabuç gibi taşıyıp durduğumuz ve ikide bir kulaklarımıza götürmek zorunda kaldığımız, üstüne üstelik sadece ses veren ve adına telefon denen ilkel "zamazingo"ların fotoğraflarına..

****

Bu yazı geçmişe hayıflanmak için filan yazılmadı aslında..

Hala ümit var işte..

Yıllardır nehirleri tersine çevirmeye çalışanların onca çabasına rağmen, Türkiye akıp gidiyor bu harikulade coğrafyanın her yanını sulayan hoşgörü ırmağında..

Sabaha karşı ramazan davulları çaldı, şimdi de bandolar "Onuncu Yıl Marşı"nı çalıyor sokaklarda.. Seslerin inkarından değil, beraberliğinden güç alıyor coşkular..

Daha ne olsun..

Ramazan'ınız ve Cumhuriyet Bayramı'nız kutlu olsun!..


Haberleri gazete sayfası görüntüsünde okumak için
SABAH e-Medya"ya tıklayın

<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap
hibe destekler

sizinkiler
Sarı Sayfalar
GreenCard
TEMA

Copyright © 2003, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır